ŞİRKET

Sami Özuslu

 

Kural şudur ve değişmez:
Açlığın dini, yoksulluğun vatanı yoktur.
Paranın da ne dini, ne imanı?
Kar hırsı ne millet dinler, ne mezhep, ne renk farkı...
Sermaye çok akıllıdır: Çıkarı neredeyse onu bulur, davranış biçimini duruma göre şekillendirir.
Dünyanın yüzde 1'lik nüfusunun geliri geri kalan yüzde 99'la eşitse, bundandır.
Sömüren sınıf zekidir, akıllıdır, örgütlüdür, planlıdır, gözü açıktır.
Sömürülenler ise bu sıfatların tam tersi değildir, ancak 'afyon' etkisi içeren propagandayla derin uykudadır.
Uyandığı vakit zaten devrim olur!

***

Biz Kıbrıslılar çok akıllı geçiniriz.
Türkü de, Rumu da, Maroniti de...
Müslümanı, Ortodoksu, Ateisti de...
O kadar akıllıyız ki, herkesi 'idare' ederiz.
Adanın garantörlerini mesela...
Sanırız ki Yunanistan, Türkiye, hele İngiliz bizim yolumuza kurbandır, bu adadaki çıkarları yüzünden bize iyi bakmak zorundadır falan...
Belki bu yüzden reel düşünmek yerine duygusala sararız genelde.
Akdenizliyiz elbette de, biraz da abartırız halimizi...
Sakın 'afyon'dan olmasın!

***

"Şirket" dedi Mustafa Akıncı...
Yani firma...
Hatta 'çoğul' söyledi: "Şirketler..."
Görüşüyorlarmış.
Neyi mi?
Doğalgazı...
Kimle mi?
Anastasiadis'le...
Hangi şirketler?
Türkler.
Hangi Türkler? Şu bizim 'çılgın' olanlar mı?
Hayır. Gayet mantıklı, bilinçli olanlar.
Vay hainler vay!
Neden hain dedin?
Değiller mi? Bir Türkiyeli işçi Anastasiadis'le görüşse ne olurdu ya?

***

Kıbrıs sorunu bu işte...
Siz de sanıyordunuz ki vatan, kanla alınan toprak parçasıdır ve asla ve kata masada verilmez.
Öyle değil mi?
Mülkiyettir, egemenliktir, güvenliktir falan sanıyordunuz muhtemelen, Kıbrıs'ta sorunun çözüm parametrelerini...
Sanmıyor muydunuz?
Üstünde paparalar kopartılan eşitlik, dönüşümlü başkanlık, Maraş, toprak yüzdesi ve nice mevzudur engel diye düşünüyordunuz.
Değil mi?
Tamam, 'afyon'dan değil, iyi niyetten diyelim.
Böylesi daha az acıtıcı...

***

Türk şirketler, hatta bir de kamu (yani devlet, TC devleti evet) kuruluşu Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarıyla görüşüyormuş. Sözcü Hristodulis açık açık söyledi. Hatta kızdı da: "Bunlar gizli değil ki, alenen görüşüyoruz!"
Vay be!
Biz de hala Kuzey'de atletli de olsa KKTC takımlarıyla top oynamayan TC takımlarının Güney'de her tür spor müsabakasına katılmasını, KKTC'li sporcular davet edilmezken Rum sporcuların Türkiye'deki müsabakalarda yer almasını hayıflanarak ve dizimizi döverek izliyoruz.
Oysa durum değişmiş: Artık alenen şirketten-devlete görüşme dönemine geçilmiş.
Ey uyuyan Kıbrıs Türk ahalisi!
'Afyon' etkisi bile bunca uzun sürmez.
Uyanman için ne gerekir ki daha?
'İyi niyet uykusu'ysa bu hakikaten, 'afyon'dan da betermiş musibet!