“Sisli bir yolda, önümüzü göremiyoruz”

Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı Ali Özgöçmen , “tüm bu organizasyonsuzluktan Sağlık Bakanı, müsteşarı, daire müdürleri, başhekimler ve başhemşireler hepsi sorumludur” diyerek, “sisli bir yolda, önümüzü göremiyoruz” ifadesinde bulundu. 

Fayka Arseven KİŞİ

Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı Ali Özgöçmen , “tüm bu organizasyonsuzluktan Sağlık Bakanı, müsteşarı, daire müdürleri, başhekimler ve başhemşireler hepsi sorumludur” diyerek, “sisli bir yolda, önümüzü göremiyoruz” ifadesinde bulundu. 

Özgöçmen, “Endişemiz iç bulaşın ciddi bir noktaya gitmesiyle birlikte sağlık sisteminin buna yetersiz kalabileceğidir. Bu saatten sonra kaderimizle baş başa olduğumuzu düşünüyorum. Ne kadar bulaş olduysa o kadar vahim durumla karşı karşıyayız” vurgusunu yaptı.

Geçtiğimiz hafta mevsimlik işçi adı altında istihdam edilen 4 hemşirede corona virüs tespit edilmesiyle birlikte panik yaşanırken, Özgöçmen,  siyasi amaçlarla mevsimlik olarak işe alınan hemşirelerin ve de halkın sağlığının riske atıldığını söyledi.

 

 “Sisli bir yolda, önümüzü göremiyoruz”

“Sisli bir yolda ilerler gibiyiz. Endişemiz iç bulaşın ciddi bir noktaya gitmesiyle birlikte sağlık sisteminin buna yetersiz kalabileceğidir. Bu saatten sonra kaderimizle baş başa olduğumuzu düşünüyorum. Ne kadar bulaş olduysa o kadar vahim durumla karşı karşıyayız.”

 

YENiDÜZEN: Hemşirelerin de corona virüsüne bulaştığını öğrendik. Panik daha da arttı. Neler yaşanıyor?

Ali ÖZGÖÇMEN: Bu arkadaşlarımız hükümet tarafından yasa dışı bir şekilde ‘mevsimlik işçi’ adı altında istihdam edildi. Yapılan bu uygulama partizanca yapılmıştır. Burada ihtiyaç olan istihdam politikası gütmek değil, seçime bir yatırım yapma amacıdır.

Bu konuda çeşitli eleştirilerimi yaptım. Konuyu Yüksek İdare Mahkemesi’ne de konuyu taşıdık. Ardından hem halk sağlığını, hem de istihdam edilecek arkadaşların sağlığını düşünerek ara emir dosyaladık. Ara emri 5 kez görüşüldü ancak sonuca ulaşamadık. Umarım önümüzdeki hafta içerisinde ara emri konusunda olumlu adım atılır.

Mahkemede verdiğim yeminli şehadete; işe alınan arkadaşların yeteri kadar deneyimli olmadıkları dolayısıyla böyle bir salgında sınır kapılarında görevlendirilmeleri hem kendilerine bulaşma ihtimali olduğunu hem de bu arkadaşların alacağı PRC örneklerinin doğru yerden, doğru yöntemle alınmadığı zaman pozitif olan bir hastanın halkın içerisine salınması endişesi taşıdığımı söyledim.

Ne yazık ki bu endişem gerçek oldu. Gelinen noktada mevsimlik işçi olarak alınan 4 hemşire arkadaşımız corona virüsüne bulaştı.

 

YENİDÜZEN: Detay verilmemişti hemşirelerle ilgili olarak ama hangi görev yerlerinde olan hemşirelerdi?

Ali ÖZGÖÇMEN:  Sağlık Bakanlığı’nın, iş organizasyonunda ne yaptığına dair bizim net bir bilgimiz yok. Bir siyasi gaile peşindeler. O nedenle organizasyon şeması, nasıl ve kim tarafından yönetildikleri, ya da bildiğimiz yöneticilerin, bu arkadaşları hangi kıstaslara göre çalıştırdıkları konusunda da net bir bilgiye sahip değiliz.

Ancak biz bu konuda elimizden geldiğince sesimizi çıkarmaya gayret ederken, bazı genç arkadaşlarımız sanki biz onların işe girmelerini engelliyormuşuz düşüncesine kapıldı. Herkes ekmeğinin peşinde, biz bunu anlayış ve saygıyla karşılarız. Ancak bunun yöntemi yasalara uygun olması gerekmektedir.    

Sorunuza dönecek olursak 12 saate yakın çalıştırıldıklarını, tüm ülkeye giriş noktalarında ve ateş polikliniğinde görevli arkadaşlar olduğunu biliyoruz. Hoş olmayan bir tablo ile iç içeyiz.

 

YENiDÜZEN: İşe alınan hemşirelerin yeteri kadar deneyimi olmadan en önemli noktalara görevlendirildiğini söylediniz.

Ali ÖZGÖÇMEN: Hemşireler, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi ve Yataklı Tedavi Kurumlar Dairesi ile çalışmaktadır. Yataklı  Tedavi Kurumları Dairesi, hastanelerimizde hizmet veren personeli işaret eder, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi de daha çok koruyucu sağlık hizmetini amaç edinmiş bir dairedir.

Düzen bu ve iyi de kurgulanmış olabilirdi. Ama yeteri kadar hemşire olmadığı ve sağlıklı bir organizasyon yapılmadığı için yaşanan hemşire eksikliğini bana göre fırsat bilerek mevsimlik yöntem çizdiler kendilerine,  siyasi yatırım amaçlı.

Biz yaptığımız temaslarda hemşire istihdamı konusunda olumsuz görüşümüzün olmadığını söyledik. Ancak bu istihdam Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından yapılmalıydı. Ancak bir de baktık ki seçim yasaklarını bahane ederek, ansızın siyasi amaçlarla istihdam yapıldı.

 

YENiDÜZEN: Ara emri davası sürüyor ama gelişmeler daha da ciddi boyutlara ulaştı. Bundan sonraki adımınız ne olacak?

Ali ÖZGÖÇMEN: Biz sağlık alanında hizmet vermekteyiz. Dolayısıyla yapacağımız grev içerikli eylemler ettiğimiz yeminle ters düşebilir. Aynı zamanda böyle bir süreçte halkın bize duyduğu inancı sarsamayız. Attığımız ve atacağımız her türlü adımda halkımızın zarar görmeyeceği ya da minimum etkileyeceği adımlar atmaya gayret gösteriyoruz.

Ama günün sonunda bu organizasyonluk içerisinde tüm sağlık çalışanları baş edemez noktaya gelebilir. Zaten buna sadece biz değil, toplumun kendisi de bir reaksiyon gösterecektir. Umarım bu olmaz.

 

YENiDÜZEN: Hemşirelerin corona virüsüne bulaşması hükümetin iş bilmezliği mi, iş kazası mı?

Ali ÖZGÖÇMEN: Sağlık Bakanlığı’nın iş bilmezliği ve sorumsuzluğudur. Ama iş kazası olarak da bakmak ayrı bir meseledir.

Okulundan mezun olmuş, staj yapmış kimseler bile devlete istihdam edildikten sonra 6 ay rotasyon ile birimlerde çalışır, sonra hastanede tek başına bir hastanın tedavisini yapabilir.

Ancak son istihdamlar zaten 6 aylık istihdam edildi. İşe alındıktan çok kısa bir süre sonra sınır kapılarında görev verildi. Sağlık Bakanlığı tarafından bu kişilere iyi eğitim verilmemiş olduğunu da iddia edebilirim.

 

YENiDÜZEN: Vakalar çoğaldık sonra, organizasyon da olmayınca sağlık çalışanlarının üzerindeki yük de arttı. Nedir ruhsal durumunuz, yaşadıklarınız?

Ali ÖZGÖÇMEN: Şuan psikolojik olarak sadece hasta sayısının artmasıyla etkilenmiyoruz. Bizi zorlayacak olan sağlıklı bir organizasyon ve eylem planının yapılmamasıdır. Yaklaşık 7 aylık süreçte en başından söylediğimiz şudur; bir savaşta her zaman savaşı en çok askeri ve cephanesi olan kazanmaz. Askeri, cephanesi az olsa bile bunu en iyi organize eden, stratejik olarak iyi davranan, zekice adımlar atan savaşı kazanır. Bizim için de aslında durum buydu. Ancak biz ne yazık ki ne iyi organize edilebildik ne de yeterli çalışanımız vardı. O nedenle bunlar kaygı vericidir. Ruhsal durumumuz kötü olması inanın ki hasta sayısının artmasıyla değil, bunlarla baş etmeye çalışırken eylem ve organizasyon planının olmayışıdır.

 

YENiDÜZEN: Eylem ve organizasyon planından kastınız nedir?

Ali ÖZGÖÇMEN: Artan vaka sayısına göre bu alanlarda açılacak kliniklerin neresi olacağı, buralarda hangi sağlık çalışanlarının çalışacağı, bunlar çalışırken, hangi periyot ve şartlarda çalışacağına dair bugün oldu Sağlık Bakanlığı bir eylem planı yapmadı.  Her şey tamamen flu…

İlk önce Nöroloji sonra Göğüs Hastalıkları Kliniği bunlar dolunca en son olarak Psikiyatrist Hastanesi’ne ciddi oranda hasta yatışları başladı. Ama bu yatışlar yapılırken, orada kimin görevde olacağını kimse bilmezdi. Tamamen o gün, hasta yatışı yapıldıktan sonra yönetici hemşireler telefon açacak, diğer servisteki Ali hemşireyi bulacak da burada  görevlendirecek!.. Bu böyle olmaz.


“Sağlık Bakanlığı ile iletişimimiz yok”

“Sağlık Bakanlığı ile etkili iletişim kuramıyoruz. Çok kopuk, birbirimizi anlayamayacağımız bir iletişim içerisindeyiz. Daha doğrusu iletişimimiz yok.”

 YENiDÜZEN: Bulaş artıyorken bu düzensizlik içerisinde mücadele nasıl verilecek?

Ali ÖZGÖÇMEN: Sağlık Bakanlığı’nın dediğim gibi hiçbir eylem planı yok. 45 gün içinde pandemi hastanesi yapacaktı, Kolon Hastanesi’ni satın aldıydı…

5 yıla yakın süredir sendikada aktif görevdeyim. İletişimi, diplomasiyi kullanma taraftarıyım. Bir eyleme gitmeden önce de tüm bu yolları zorlarım. Çoğu zaman da bu yolları kullanarak bir şekilde çözüm bulmuşumdur.

Ancak iletişimin bu kadar kopuk olduğu, iletişim kurmakta bu kadar güçlük çektiğimiz, ya da iletişim kurduğumuzda birbirimizi anlayamadığımız bir bakanlık dönemi hiç olmamıştı. Kaldı ki Ali Pilli, çok iyi, çok şefkatli bir insan olabilir, yalan söylediğini de düşünmüyorum ancak mesele iyi bir insan olmak değildir. Her iyi insan da iyi bir yönetici değildir. Pilli’nin sadece kendini değil, belki de ekibini de sorgulaması gerekir.

Yani Sağlık Bakanlığı ile etkili iletişim kuramıyoruz. Çok kopuk, birbirimizi anlayamayacağımız bir iletişim içerisindeyiz. Daha doğrusu iletişimimiz yok.

Sağlık Bakanlığı’nın atacağı adımlar konusunda hiçbir bilgimiz yok. Hasta sayısı artıkça olacak olan;  Psikiyatrist Hastanesi’ndeki klinik dolarsa eğer daha önce yaşadığımız ama bir daha yaşanmasını istemediğimiz durum olan diğer kliniklerin boşaltılarak oralara da Covid 19 hastalarının yatışının yapılmasıdır. Buna benzer bir örnek de kısa süre önce yaşandı. Ama biz halkın sağlık hizmetine ulaşmasının bir kez daha engellenmesine müsaade etmeyeceğimizi söyledik.

Eğer tekrardan böyle bir şey gündeme gelirse çok ciddi tepki ortaya koyacağız. Çünkü hasta sayısı artarsa ne olacağını düşünüp, planlaması gerekenler kolaya kaçıp gelip halkın kliniklerini istiyor. Peki bu kliniklerde tedavi alan insanlar ne olacak? Bunun yaşanmasına izin vermeyeceğiz. Onların öngörüsüzlüklerinin bedelini halk ödemeyecek.


 “Kaderimizle kaldık”

“Endişemiz iç bulaşın ciddi bir noktaya gitmesiyle birlikte sağlık sisteminin buna yetersiz kalabileceğidir. Bu saatten sonra kaderimizle baş başa olduğumuzu düşünüyorum.”

YENiDÜZEN: Sağlık sistemi çöktü, artan vaka sayıları ile de halk panik içerisinde. 1 Ekim’e kadar da bazı kararlar alındı. Sizin öngörünüz nedir? Daha da artış yaşanacak mı?

Ali ÖZGÖÇMEN: Kriz öngörülemiyor. Şuan sisli bir yolda ilerler gibiyiz. Mart’ta yaşanan süreç gibi değil. Şuan da farklı farklı bölgelerden kimisi temaslı kimisi teması olmadan çıkan vakalar var. Bazılarının nereden bulaştığına dair bilgi yok. Dolayısıyla öngörümüz önümüzü görememektir. Sisli bir yolda gitmektir. Endişemiz iç bulaşın ciddi bir noktaya gitmesiyle birlikte sağlık sisteminin buna yetersiz kalabileceğidir. Bu saatten sonra kaderimizle baş başa olduğumuzu düşünüyorum. Ne kadar bulaş olduysa o kadar vahim durumla karşı karşıyayız. Ne kadar azsa o kadar baş etme kapasitemiz olacak. Bu noktadan sonra kaderimize teslim edildik. Çünkü bulaşın ne kadar olduğunu, hangi bölgelerde olduğunu, kaç kişi olduğunu bilmiyoruz. Ama grafiklerin bize gösterdiği bu vakaların artacağına yönelik oluşudur. Bu da endişe vericidir. Sağlık sistemi de buna ne kadar cevap verecek bilemiyoruz, endişemiz budur.

 

YENiDÜZEN:  Dışa açılım süreci sizce de hata mıydı?

Ali ÖZGÖÇMEN: Hükümet salgının oluşmasına zemin hazırladı. Bunu yaparken de mali koşulları ön plana sundu. Hakikaten iddia edildiği gibi sınır kapıları açıldıktan sonra mali parametreler gerçekleşti mi?  Eğer gerçekleşmediyse bu, hükümetin bir öngörüsüzlüğü değil mi? Bu öngörüsüzlük halkın bulaş olmasına neden olmadı mı? Tüm bunlar değilse o zaman sınır kapıları neden açıldı? Bu sorgulanmalıdır. Sınır kapılarının açılmasının gerçek sebebi nedir? Çünkü hükümet iddia ettiği gibi mali ekonomik dönüşümü başaramadı. Bu hükümetin öngörüsüzlüğü mü? Yoksa başka bir talebin başka bir bahanenin nedeni miydi, sınır kapılarının açılması?

Geçtiğimiz gün Bakanlar Kurulu, karantinalı giriş kararı aldı. Bu yerinde ama geç alınmış bir karadır. Şuan iç bulaşın ne kadar olduğunu bilmemizin sebebi hükümetin daha önce almış olduğu karantinasız giriş kararıdır. Karantinalı giriş kararı 2 hafta önce alınmış olsaydı vakaların hiç olmayacak kadar az olmasına neden olacaktı. Kaldı ki hiç kapılar açılmadan birçok örgüt, sendika karantinasız giriş olmaması yönünde hükümeti uyarmıştı. Ardından sağlık sistemi hazırlanmadan da açılımın olmaması gerektiğini söyledik. Ancak ne yazık ki hükümet bunları dikkate almadı.

 

YENiDÜZEN: Şuan hemşire eksikliği sürüyor mu? Nasıl bir çalışma temposu içerisindesiniz?

Ali ÖZGÖÇMEN: Hemşire eksikliği nedeniyle bazı arkadaşlarımız 17 saate kadar çalışmak zorunda kalıyor. Önemli olan bu insanların uzun süre çalıştırılması değil, verimli çalıştırılmasıdır.

Geçen günlerde Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanlarının izinlerini de iptal etti. Bilim dışı hareket etti. Çünkü böylesi bir süreçte insanların dinlendirilerek bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerekir. Sağlık Bakanlığı kendi çalışanlarını nasıl dinlendirip, nasıl onlardan hizmet alabileceğini düşünmek yerine bir de baktık izinleri iptal etti. Zaten Mart’taki salgından kısa bir süre sonra izinlerimiz iptal edilmişti. Ardından tekrardan izinler kullanılmaya başlandı. Ancak birkaç çalışan değiliz. Herkesin izin yapabilmesi için yeterli zaman dilimi olmadan tekrardan izinler iptal edildi. 9 aydır tek bir gün izne çıkmadan çalışan var.   El insaf!..

 

YENİDÜZEN: Bu olaylarda Başhekimlik olayın neresindedir? Hastanedeki sistemden Başhekimlik de sorumlu değil mi?

Ali ÖZGÖÇMEN: Sağlık Bakanı, müsteşarı, daire müdürleri, başhekimler ve başhemşireler tüm bu organizasyonsuzluktan hepsi sorumludur.

Röportaj Haberleri