Sistem değişti, peki ne oldu?

Seçim sistemi değişti, yurttaşlar ‘ülke geneli’ için oy verdi, oy sayımı ‘eziyet’e dönüştü… Peki “seçim sistemi” değişmese sonuçlar ne olurdu?

Yeni sitem uygulanmasaydı yani geçmiş seçimde olduğu gibi her seçmen sadece kendi ilçesinde oy verseydi CTP, HP ve TDP’nin oy oranları değişmeyecekti; tek fark YDP ve DP birer vekillerini UBP’ye kaptırmış olacaktı.

Yeni seçim sistemi büyük partilere değil tam aksine daha az oy alan partilere yaradı. Seçim sistemi değişmeseydi UBP’nin 23, CTP’nin 12, HP’nin 9, TDP’nin 3, DP’nin 2, YDP’nin 1 milletvekili olacaktı.
 

Eski seçim sistemi ile sandığa gitseydik, verilen oylarla Meclis’e girecek 7 milletvekili değişecekti. Lefke’deki her iki vekil de değişecekti

 

Eski sistem uygulansaydı meclis aritmetiği nasıl olurdu?

Yeni seçim sistemi iddia edildiği gibi büyük partilere avantaj sağlamadı. Tam tersine herhangi bir partinin aldığı oy oranını tüm ilçelerde çok yakınlaştırdığı için özellikle “daha az oy alan” partilere yararlı oldu. 
Yeni sitem uygulanmasaydı yani geçmiş seçimde olduğu gibi her seçmen sadece kendi ilçesinde oy verseydi CTP, HP ve TDP’nin oy oranları değişmeyecekti; tek fark YDP ve DP birer vekillerini UBP’ye kaptırmış olacaktı.
7 Ocak 2018’de ilk kez uygulanan yeni “Tek Bölge Sistemi”ne sonrasında ilçelerde partilerin kazanacağı milletvekillerinin belirleneceği rakamlar da eskiye göre değişti. Eski sistemde ilçede seçmenlerin kullandığı oy baz alınırken, yeni sistemde ilçede partilerin gösterdiği adayların 6 ilçeden elde ettikleri oyların toplamı dikkate alındı.
Eski sisteme göre seçime gidilmiş olsaydı ilçelerde partilerin çıkaracağı milletvekili sayıları da değişmiş olacaktı.


Seçim ve Halkoylaması Yasası’nda geçtiğimiz yıl yapılan değişiklikle “Tek Bölge Sistemi”ne geçilirken, yeni sistem sonuçlara ciddi etki yapmadı.

Yeni seçim sistemi için hazırlanan yasa tasarısının genel gerekçesinin giriş paragrafı şöyleydi:
“Modern demokratik devlette yurttaşların seçimlerde akrabalık, köylülük ve benzeri ilişkilerden hareketle değil, seçilecek kişinin üstleneceği görevi en iyi şekilde yapacağı düşüncesiyle oy vermeleri beklenir. Oysa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi yüzölçümü ve nüfus açısından küçük bir ülkenin beş ilçeye bölünmesi ve her ilçenin milletvekillerinin yalnızca o ilçenin seçmenlerinin oylarıyla seçilmesi durumunda, ister istemez, akrabalık ve köylülük gibi ilişkiler seçmenin oy verme davranışları üzerinde, liyakatten daha belirleyici olabilmektedir.”

Ancak ortaya çıkan yeni sistem hem seçmenlerin oy kullanmasında, hem adayların altı ilçede propaganda yapmasında özellikle de Yüksek Seçim Kurulu (YSK) görevlilerini oyların sayım ve tasnifinde öngörülmeyen zorluklara yol açtı.


Seçim Sistemi değişmeseydi kimler kaybedecek, kimler kazanacaktı?



Nasıl bir değişiklik oldu?
 

Merak edip araştırdık, acaba eski sistem uygulansaydı meclise seçilenlerde ne kadar değişiklikler olurdu  ve bu kadar “zahmet”e ne kadar değdi?
Lefkoşa ilçesinde 6 partiden meclise seçilen 16 vekilden tek değişiklik UBP’de olacaktı. Eski sitem uygulansaydı Zorlu Töre’nin yerine Savaş Atakan vekil olabilecekti.
Mağusa ilçesindeki tek değişiklik de yine UBP’de olacaktı. Yeni sistemde seçilen Resmiye Canaltay’ın yerine meclise Hakan Dinçyürek girebilecekti.

Girne ilçesinde ise 2 değişiklik olacaktı: UBP’den seçilen İzlem Gürçağ’ın yerine Selim Gökbörü, CTP’den seçilen Fikri Toros’un yerine Salih Sarpten seçilmiş olacaktı.
Güzelyurt ilçesinde herhangi bir değişiklik olmazken, İskele ilçesinde de sadece bir değişiklik olacaktı. UBP’den Önder Sennaroğlu yerine mecliste Ümit Özkıran yer alacaktı.

Lefke’de ise tam da yeni sistemden öngörülen oldu: “Küçük ilçelerden seçilecek vekiller tamamıyla büyük ilçelerin seçmenleri tarafından belirlenecek.”
Evet, aynen öyle oldu ve yeni sistemde Meclis’te Lefke’yi temsil edecek Aytaç Çaluda ve Salahi Şahiner yerine; eski sistemle seçime girsek Fırtına Karanfil ve Teoman Oktay kazanmış olacaktı.

 

 

 

 

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri