Hani ‘sağlık raporları’nı yazmıştım ya!..
Epeyce tepkiler geldi...
Ama araya ‘partizan belgeler’ girince, devam edemedim...
***
Aslında, milletvekili Dr. Abbas Sınay’a ait ‘sahte sağlık raporu’ iddialı belgeler fırsat vermişti, fotoğrafa çok daha geniş bakmaya...
Vekilin belgeleri için de hem Sağlık Bakanlığı hem de Tabip örgütüne ‘araştırılmalı, sonuçları duyurulmalı’ mesajı göndermiştik zaten!.
***
Öyle anlaşılıyor ki bizim ‘kayıtsız’ devlette, herhangi bir istatistik yok!.
Yani bir senede kaç ‘çalışan’ sağlık raporu kullanmış, kimse bilmiyor!..
İyi de ‘sağlık planlaması’ nasıl yapılacak ki o zaman?
Belli ki kimi yerlerde ‘salgın hastalık’ var (!)
Raporların günü, sayısı hiç şaşmıyor!..
***
Gelen onlarca mesaj arasında, Dr. Raşit Kayra’nın paylaşımı durumu özetliyor aslında:
• “Sağlık Raporları ülkemizde derin bir yaradır. Ama bu konuda en son suçlanacak kişiler inan ki doktorlardır.”
• “Sistemsizlik sizi buna zorluyor. Çünkü vicdanınızla baş başa kalıyorsunuz.”
• “Kıbrıs’ta 31 yıldır hekimlik yapıyorum. 5 yılı Başhekimlik olmak üzere 27 yıllık kamu görevimde hep doktor raporlarının düzenlenmesinin mücadelesini verdim. Ama ne yazık ki başarılı olamadım.”
• “Bir Sağlık Merkezi’nde hekimlik yaptım, hemen yanında okul vardı. Öğrenciler her ne sebeple sınava katılamasa ‘Git doktora sana bir raporcuk versin yoksa sınıfta kalırsın’ diye bize gönderiliyordu.”
• “Cüzdan ile vicdan arasında değiliz ama sistemsizlikle vicdan arasında kaldığımız kesindir....”
***
Daha önce sormuştum, yineliyorum.
<<... Kamuda son bir yılda, kaç çalışan, kaç kez ‘sağlık raporu’ kullanmış!.. (En yaygın hastalık ne, mesela?) Buna karşılık özel sektörde ‘Sosyal Sigortalar’a bildirilen ne kadar sağlık raporu var!.. Örneğin ‘kamu’daki hastalık oranı ile özel sektördeki oranın “tıp bilimi” açısından bir açıklaması var mı?..>>
Ne dedi bir dostum, bunu yazınca:
“Hangi ülkede yaşıyorsun sen?!”