Atilla Peker’in basına dağıtılan ‘ifade’sini okuyan herkes gibi benim de kanım dondu. Peker ile Korkut Eken arasında geçtiği iddia edilen diyaloglar karşısında dehşete düşmemek mümkün mü?
Komutan pozisyonundaki Korkut Eken’in “İçeridekilerin hepsini vurabilirsin, sorun olmaz” şeklindeki sözleri uydurulmuş, abartılmış olabilir mi?
Olabilir…
Belki de Atilla Peker bu kısmını tamamen kafadan sallamıştır. Böyle bir olasılık var…
Lakin bu tür teferruatlar dışında, yani Eken ve Peker’in 1996’nın bahar aylarında Kıbrıs’a geldikleri, burada çeşitli temaslar yaptıkları ve ‘bir işler’ çevirdikleri kesin…
Zira dönemin Sivil Savunma Teşkilat Başkanı Galip Mendi bu karanlık ziyareti doğruladı. Atilla Peker’in söylediklerinin en azından bu kısmı, ikinci ve son derece önemli bir kaynak tarafından doğrulandı ve kabullenildi.
Galip Mendi hem Barnabas baskını, hem Kutlu Adalı cinayeti sırasında Teşkilat’ın başında olduğu için ağzından her çıkan kelimenin büyük önemi vardır.
Mendi AİHM soruşturmasında da TC Genel Kurmayı adına ifade veren kişiydi. Ancak Galip Mendi Adalı cinayeti öncesinde Korkut Eken ile Atilla Peker’in adaya geldiklerini daha önce anlatmamıştı.
‘Konuyla alakaları yoktu’ diye bir yaklaşım, bir savunma muteber olabilir mi acaba?
* * *
Oda TV’ye konuşan Galip Mendi’nin söyledikleri arasında altı çizilmesi gereken bir de ayrıntı vardı.
Mendi, “Kıbrıs’taki bir grup Sivil Savunma Daire Başkanlığı’nı Türk Mukavemet Teşkilatı’nın devamı gibi görüyordu. Olaydan sonra da sanki bununla bağlantılı gibi gösterilmeye çalışıldı” şeklinde son derece enteresan bir cümle kurdu.
Dil sürçmesi miydi acaba?
Zira bugüne kadar böyle bir iddianın gündeme geldiğini duymadım ben…
Belki Mendi’nin kastettiği ‘o grup’ kamuya açık değil ama kendi aralarında böyle bir tartışma yapıyorlardı.
‘TMT’nin ne olduğu’ sorusuyla ilgili en çok bilinen, ‘1975’te KTFD’nin kurulmasıyla birlikte sivil kanadın UBP’de örgütlendiği, askeri kanadın ise GKK olarak legalize olduğu’ydu.
Zaten ‘devlet’ kurdulduktan sonra ‘yeraltı’nda kalmak söz konusu muydu? Anayasa ve yasalar buna cevaz vermezdi.
Ola ki devleti yönetenler ‘her ihtimale karşı bir miktar da yer altında kalsın, ne olur ne olmaz’ demiş olsundu.
* * *
Galip Mendi askeri kariyerinde Kıbrıs’ta Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve daha sonraları da Orgeneral rütbesiyle Jandarma Komutanlığı yapmış, ordunun her detayına hakkim bir isimdir.
Sivil Savunma Teşkilatı konusundaki teşbihi bu yüzden önemlidir ve atlanamaz.
Türk ordusunun en üst komuta seviyesine gelmiş bir kişi ‘Sivil Savunma Teşkilatı TMT’nin devamı şeklinde görülüyordu’ diyor.
Hangi konuda?
Adalı cinayeti hakkında…
Ne anlama geliyor peki bu?
Yani ‘Sivil Savunma Teşkilatı’nı TMT’nin devamı gibi görenler’ –her kimseydi- Teşkilat’ın ‘bu tür işler’ yaptığını ve yapmaya devam ettiğini mi ima ediyorlardı?
“Korkut Eken’in yanında bond çanta vardı” diyor Emekli Orgeneral Mendi…
Çantanın içinde ne olduğunu bilmediğini de ekliyor.
‘Teşkilat’la ilgili evraklar değildi herhalde!..