Gecikmiş de olsa güzel şeylerin olması insanı rahatlatıyor.
Eski KTHY çalışanlarının 4 aydır yaptıkları eylem henüz bitmedi ama en azından Pazar gününden beridir başladıkları açlık grevi hükümetle varılan uzlaşı sonucu bitmiş oldu.
Ancak çadır eylemi devam ediyor.
“Ocak 2015’te öncelik özelleştirme yasası kapsamında devlette istihdam edilecekleri” sözünü yazılı olarak Başbakan’dan aldılar.
Yani istihdam edildiklerinde düşük maaşla istihdam edilen ve tepkiler çeken ‘göç yasası’ değil, önceki yasa kabul edilecek ve çalıştıkları zamanın haklarını da kaybetmemiş olacaklar.
***
Böyle güzel haberlerin yanında sıkıcı olan bir durum var ki o da hükümetlere olan güvensizlik.
Hükümetlerin “uzlaştık, yapacağız” dedikleri şeylerin karşı taraftan artık yazılı olarak istenmesi bir kural haline geldi.
Bu istem, yani sözlerin yazılı verilmesi, altına imzaların atılması UBP Hükümetleri zamanında başlayan ve devam eden bir uygulama biçimi…
Oysa ki eskiden ‘devlet’ dendiğinde, ‘hükümet’ dendiğinde akan sular dururdu.
Kimse verilen sözlerin yazılı olmasını istemezdi, aklına gelmezdi.
Ancak artık devlete olan güvenin uzun yıllar bu ülkede hükümetçilik yapanlar tarafından zedelenmiş olması şimdiki bu ‘yazılı isteriz’ güvensizliğini ortaya çıkardı.
Burada ‘devlete olan güvenden’ bahsederken aslında ‘devlet’ kurumu değil ama bu kurumun başında görev alan insanlara, siyasilere olan güvensizliği belirtmek istiyorum. Zaten ‘devlete olan güvenden’ söz ederken aslında siyasetten söz ediyoruz demektir.
Siyasete ve siyasetçilere olan eski güvenin yeniden kazandırılması da yine siyasetçilere düşüyor.
Seçim öncesi verilen vaatlerin ne kadar tutulduğu, ne oranda gerçekleştirildiği veya bunlar için verilen çabalar ve son örnekte anlatmaya çalıştığımız gibi bir kesime veya halka verilen sözlerin zamanı geldiğinde yerine getirilip getirilmediğine bakılarak güven oluşur veya oluşmaz. İşte vaatlerin, sözlerin ne kadarının yapıldığı, ne kadarının kadar tutulduğuyla ilgili ortaya konacak gayretler o güveni yeniden kazandırabilir.
Umarım ki koalisyon hükümetinin büyük ortağı olan sol parti CTP, bu konuda da elinden geleni yapar.
***
Tıpkı, 15 Kasım’da vicdani retçilere karşı polisin takındığı çirkin tavrın arkasında duracağı ve sorumlular hakkında yasal işlem başlatacağına inanmak istediğim gibi…