Siyasete neşter şart

Mert Özdağ

 

Yeni dönemde siyasetçi kadar 'siyaset' de tartışılmalıdır.
Ya da siyasetin icra şekli…
Bu güne kadarki deneyimler gösterdi ki siyaset kurumu tıkandı.
Bir şeyler yanlış!..
Bir şeyler ters gidiyor!..

Milletvekilleri ile parti yöneticileri, kabine üyeleri ile partideki görevler bir birinin içine girmiş.
Kim hangi görevde, kimse bilmiyor!..
CTP lideri Mehmet Ali Talat'ın “teknokrat kabine” çıkışı bu soruna kısa vadeli bir çözüm getirmeyi amaçlasa da kalıcı çözüm getirmiyor, ne yazık.
Zira UBP kanadının atadığı isimlere bakarsak ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Yeni CTP yönetimi parti ile hükümet işlerinin bir birinden ayrılmasına özen gösterdi, bunu görebiliyoruz.
CTP kanadından kabine üyelerinin büyük çoğunluğunu dışarından atadı.
Peki UBP öyle mi?
Hayır…
Bildiğimiz UBP'nin ağır topları bakan koltuklarına oturmuş.
                                            
***

Seçilme kaygısı, seçim dürtüsü yaşayan siyasetçilerin icra makamlarında yer almasının sıkıntılarını hep yaşadık.
Bunun partisel bir farkı olmadığını da hep birlikte gördük. (Görevini layıkıyla yapanları temin ederim)
Bu nedenle “teknokrat kabine” fikri yasal bir zorunluluk haline dönüşmeli.                                                   
                                                   
***

Pek tabii yeni kurulan bu hükümetin böyle bir yasal düzenleme için vakti yoktu, biliyorum.
Umarım bundan sonraki hedeflere bu da konulur.
Ve umarım yasama ile yürütmeyi ayıran, seçilme kaygısı yaşamayan kabine üyelerinin görev yapabileceği bir siyaset yapısı kurulur.
Zira şu anki siyasi yapı hizmet vermeyi zorlaştırıyor.
Bakan olduğunuzu varsayın.
Partinizin X örgüt başkanının, Y örgütünün bilmem nesinin telefonlarına bakmaktan iş yapamayacaksınız!
Yıllar yılı alıştığımız, alıştırıldığımız siyasi gelenek bizlere bunu dikte etti.
“Ara bakanı işin hallolsun.”…
Ama bunun sonu yok ki.
                                                   
***

Şunun-bunun ufak işlerini çözmekten memleketin büyük meselelerini çözecek vakit de kalmadı, derman da, heves de…
Peki ne yapılmalı?
Dedim ya yasama ile yürütme bir birinden ayrılmalı.
Bakan olan biri seçilme-seçilmeme kaygısı yaşamamalı, işini yapmalı.
Parti yönetimi ile meclis komitelerinde görev alanlar bir birinden ayrılmalı.

Hem parti yönetiminde, hem meclis komitesinde, hem de kabinede görev yapan adamdan ne hayır beklenir ki?
Seçim ve seçilme kaygısını bir tek partinin lideri taşımalı, bu nedenle memleketin sorunlarını çözmeye yoğunlaşmalı…
İstihdamları kurallara bağlamak, atamaları düzenlemek ve tek seçim bölgesi yeterli değildir.
Siyasi yapı, devleti yönetme şekli de yenilenmeli, yeniden düzenlenmelidir. Tadilatlar yerinde sistem değişikliği tartışmaya açılmalıdır. Başka yolu yok...