Siyasetin sağırlar diyaloğu

Cenk Mutluyakalı

Siyaset iyice kutuplara ayrıldı, o nedenle bir “sağırlar diyaloğu”na dönüştü.
Üç ana kutup oluştu.

Bir yanda Ulusal Birlik Partisi var.
Yeniden Doğuş’u Demokrat’ı da yuttu ve uzaktan yönetilen bir “itaat ittifakı”na dönüştü.
Ulusal ittifak, Türkiye’deki otoriterin kuzey Kıbrıs şubesi kıvamında siyaset yürütüyor. Büyük projelerde söyleneni yapıyor, yandaş meselelerinde ise iş takipçiliği…


***

Bir diğer yanda Cumhuriyetçi Türk Partisi var, ne söylese, “sen de yapmıştın” deniyor, eski defterlerin tozuna boğuluyor. Siyaset acımasız, tarihin bir kesitinde ne eylemişseniz, bir ömür peşinizi bırakmıyor.

“AKSA’yla siz de sözleşme yapmıştınız”, “İlahiyat Koleji’ni ilk siz açmıştınız.”
Böylece uzuyor yüze vurumlar.
İşin aslı barış umudu geriledikçe, kendi içine kapanmış siyaset birbirine hıncını, öfkesini, güvensizliğini kusuyor.


Yine de uzlaşı arıyor CTP, demokratik açılımlarını anlatıyor, ortak akıl peşine düşüyor, yeni bir gelecek tahayyülünde çabalıyor; Türkiye’nin tahakkümüne karşı çekingen dursa da Kıbrıslı Türklerin kendi ayakları üzerinde duracağı bir yarının inşasına girişiyor.

***


Üç ana kutup demiştim değil mi?
Öteki de “KARŞIYIZ” partisi!
Kendini “bir ötekine karşıtlık” üzerinden var edenler!


Kendi siyasetleriyle fark yaratmak, alternatif üretmek, seslerini çoğaltmak ve toplumsal projelerini ortaya koymak yerine sürekli karşı çıkıyorlar.
Bu grubun son dönemde kendini ifadesi toptan “CTP karşıtlığı” ile öne çıkıyor.

Böylece siyasetimiz şöyle şekilleniyor:
İktidarsız iktidar…
Temkinli muhalefet…
Muhalefete muhalefet!


***

Unutmadan, onca tartışma arasında Halkın Partisi de kurultay yapmış ve Kudret Hoca başkan seçilmiş yeniden…
Pek gündem olmadı…
Öylece kaynadı, gitti.

***

Yaşadığımız bu acı deneyimin bir sebebi de sanırım iradesizlik, güvensizlik ve yılgınlık…
“Ne yaparsak yapalım artık sözümüz de gücümüz de sesimiz de yetmez” zehri toplumu ve siyaseti içten içe tüketiyor.

Büyük bir kalabalığın içine yerleşen “değiştiremeyiz” duygusu memleket gündemini biçare bir “oyun”a dönüştürüyor.

Sağırlar diyaloğunda her kesim kendini dinliyor, kendine bağırıyor, kendini anlıyor yalnızca…


Büyükelçi’nin misyonu

“Sayın Metin Feyzioğlu; Kıbrıs'taki propagandanızı AKP Genel Başkan Vekili olarak mı yapıyorsunuz, Büyükelçi sıfatınızla mı? Siyasi parti gözlüklerinizi çıkartın! Kıbrıs'ta AKP propagandası yapmayı bırakın ve işinizi yapın!”

Türkiye İşçi Partisi’nin paylaşımı bu!
Soru önemli: “AKP sözcüsü müsünüz, Büyükelçi mi?”

***

Siz o videoyu izlediniz mi?
Türkiye'nin neredeyse yarısına "terörist" göndermesi yapan ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden bir Büyükelçi!
Üzücü…
Türkiye’nin diplomatik misyonu açısından bir utanç bu…
Unutulmasın ki son seçimde Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan TC seçmeninin yarısından fazlası Erdoğan’a destek vermemişti.
Kıbrıs için “gelen gideni aratır” sözü her Büyükelçi değişiminde gerçek oluyor maalesef…

***

Kıbrıs’a yıllar yıllar evvel Hatay’dan göç eden bir terzi dostum var, geçenlerde yanına gittim.
Türkiye’nin seçimini konuşuyoruz.
İyi Parti’yi destekliyor.
“Oy verecek misin” diyorum.
Epeyce kaygılı…
“Oy vereceğim vermesine de bizim burada Büyükelçilik’te verdiğimiz oylar acaba dosdoğru yerine ulaşacak mı? Hiç sanmıyorum.”
Niye, diyorum…
“Görmüyor musun o müthiş döneği, sağda solda ne konuşuyor” sözleriyle tepkisini dile getiriyor.

***

Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak yaptığı konuşmada, "76 milyonun Cumhurbaşkanı'nı seçiyoruz, bu Cumhurbaşkanı'nın huzur içinde 76 milyonu kucaklamasını diliyorum" demişti Feyzioğlu…
Henüz Erdoğan'la "uzlaşmadığı" günlerde!
Şimdi acaba kendisi huzurlu mu?


Kıbrıs’ta kaç TC seçmeni var?

“Türkiye 2018 Seçimi”nde Kıbrıs’ta 106 bin 446 TC seçmeni vardı.
Şimdi bu rakamın “olağanüstü” arttığı iddia ediliyor.
Kesin bir rakama ulaşamadım.
Türkiye’den gazeteci dostlarımız da bu sayıyı sorguluyor.

O seçimde “Yurt Dışı KKTC Sandığı”nda seçime katılım oranı yüzde 40.2 olmuştu.
106 bin 446 seçmenin yalnızca 42 bin 819’u oy kullanmıştı.
Bu kez katılımın artması bekleniyor.

Seçmen sayısının ne kadarı işgücü, ne kadar burada sürekli yaşıyor; kaçı aynı zamanda KKTC yurttaşı ve ne kadarı Kıbrıs kökenli, bir yandan da Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı, böylesi kapsamlı bir istatistiğe sahip olmak herhalde mümkün değil…

Türkiye’nin son Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde Kıbrıs sandığından Erdoğan birinci çıkmış, ancak, yarıdan fazla seçmen farklı adaylara oy vermişti.

O seçimde Muharrem İnce % 37.5, Selahhattin Demirtaş % 7.8, Meral Akşener % 5.4 oy oranına ulaşmış; diğer adaylar yüzde 0.5 oyda kalmıştı.