Siyasi Kutuplaştırma Temalı Yerel Seçim Kampanyası Ne Ola…

Kutlay Erk

Yerel seçimler için resmi kampanyalar başladı; belediye başkan adayları projelerini ilgili belde halkı ile paylaşmaktadır. Sürecin barışçıl bir iklimde ve çevreye saygılı olarak ilerlemesini ve tamamlanmasını diliyorum.

Ancak, önümüzdeki yerel seçimde de ortaklaşmayı tercih eden hükümet ortaklarının siyasi kutuplaşma üzerinden kampanya yürütmesi, özellikle de Kıbrıs sorunu ve Türkiye bağlamında “şucular – bucular” diye nutuklar atması hiç de doğru değil; belli ki yerel yönetimlerle ilgili söyleyecek bir başarı hikayeleri yok. Dolayısıyla, çareyi seçimin eksenini yerel yönetimlerden milliyetçi-şoven eksene kaydırmak zorunda kalmışlar. Türkiye’ye yönelik yağlı-ballı bağlılık mesajları ise, Türkiye’yi mali olarak sömürmek arzularını gizlemek söylemleridir. Biliyorlar ki, Türkiye’nin Kıbrıs adası ile ilgisi kendisinin güney coğrafyasının güvenliğine ve Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervlerinden aslan payını almak vizyonuna dayanmaktadır. Dolayısıyla, Kıbrıs Türk sağ siyaseti, mali olarak sömürmek için, Türkiye’yi milli esir almıştır ve biat-itaat-şükran kültürünün yağlı bağlı dilleri ile sürekli mali yardım almaya çalışmaktadır. Tezleri ve stratejileri ise, mali yardım almazlarsa ve Ankara hükümeti seçimlerde hükümet partilerini desteklemek üzere müdahil olmazsa, yerel seçimlerde kendileri ağır yenilgi alacak; “Şu AB ve federal çözüm taraftarları” seçimi kazanacak ve Türkiye’nin milli çıkarları tehdit altına girecek. Türkiye’yi yönetenler bu tez ve stratejinin gerçek gerekçesinin Kıbrıs Türk sağ siyaset erbabının kendi bencil çıkarları olduğunu biliyor; Türkiye’nin genel çıkarları için ise onlara bağımlı olduklarını düşünüyor ve mali olarak sağılmayı, “hem ağlarım – hem giderim” havasında kendi hedefleri için kabulleniyor.

Kıbrıs Türk sol siyasetinin Türkiye ile siyasi eşit iki tarafın karşılıklı çıkarlarının da korunduğu bir siyasi ilişkiyi tercih etmesi Türkiye’yi yönetenleri pek tatmin etmedi, etmiyor da; kolayına kaçıp, “Daha iyisi ver parayı, al kontrolu ve istediğini istediğin gibi yap-yaptır” stratejisini tercih ediyorlar… Bu tercihin Türkiye’nin çıkarları için uluslararası siyasette elde ettiği bir başarısı olamadığı gibi, başarısızlığın yaşandığını da görmemek için kör olmak gerek. Halbuki, Kıbrıs Türk sol unsurların uluslararası siyasetteki etkileri Türkiye’ye AB’ye üye adaylığını ve bundan dolayı da demokrasi ve ekonomi kalitesinin yükselmesini sağlamıştı. Ancak, Kıbrıslı Türk sol unsurların Kıbrıs Türk kimliğini korumaktaki hassasiyeti ve değiştirilme çabalarına karşı duruşları Türkiye hükümetlerini ve genel siyasetini hep rahatsız etmiştir. Onlara göre, farklı kimlik farklı halk olmaktır ve dolayısıyla kendileri gibi olmamak, kendilerinden olmamaktır; yani, Türkiye’nin çıkarları, kendi farklı kimliğini sürdürmek isteyen bir halka emanet edilemez…

Peki, bu halk Kıbrıs’ta verdiği mücadelede Türkiye’nin hak ve çıkarlarına hiç zarar verdi mi?! Hayır… Yalnız başlattığı mücadelesinden yıldı mı?! Hayır… Korktu mu birilerinden?! Hayır… Yalakalık yaptı mı birilerine?! Hayır… Ve sömürgecilere yalakalık yaparak hizmet edenleri de dışladılar… Gene de Türkiye siyaseti Kıbrıslı Türklere güven duymuyorsa, onun sorunu… Kuzey Kıbrıs’ın sol siyaset unsurları halkı için ilkeli duruşu ve bitmeyen, bitirilemeyen mücadele azmi ile doğru gördüğü yolda kalacak, devam edecek ve ilerleyecektir.

Sağ siyasetin yerel seçimlerde halkı kutuplaştırma çabaları bu halkın nezdinde tutmayacak girişimlerdir. Kaybetmekten korkuyorlar ve kendilerinin kaybından dolayı da Türkiye’yi de korkutuyorlar. Her şeye rağmen, yerel seçimlerde Kuzey Kıbrıs sol unsurlarının ana akım partisi CTP yüksek bir başarı ile çıkacak, halkı kutuplaştırma çabalarını boşa çıkaracak, belediyelerde belde halkına en iyi ve en kaliteli hizmeti verecektir. Bu konuda CTP’nin başarı hikayeleri sağ siyaset unsurlarının seçimleri kaybedeceklerini anlayabilecekleri kadar çoktur.

Türkiye siyaseti mi?! Birgün mutlaka anlayacaklar ki, yağlı-ballı dillerin itaat-biat-şükran kültürü Türkiye’nin çıkarlarına hizmet etmeye katıldıkları için değil, kendi bencil nemaları içindir… Kuzey Kıbrıs insanını kutuplaştırmak tutmayacak, gayret edenler de süreç için yalnızlaşacaktır. Yaklaşan yerel seçimler, milliyetçiler-Türkiyeciler-Anavatancılar ile öyle olmayanlar arasında değil, mali-idari yapısıyla sürdürülebilir belediyelerin belde halkına daha fazla ve yüksek nitelikte hizmet vermesini isteyenler ile bunların gailesini hiç çekmemiş olanlar arasındadır. Kazanan da Kuzey Kıbrıs sol siyasi unsurlarının ana akım partisi CTP olacak; asıl kazanan ise Kuzey Kıbrıs halkı olacak…