Şimdi “seçim” olsa sonuç ne olur?
Herhalde “berbat” bir koalisyon!
Yeni seçim sisteminin üreteceği “sürprizler”i hiç katamıyorum hesaba.
Çünkü bu sistemin “popüler” isimlerin değirmenine su taşıyacağı kesin...
“Popüler” olmak, bilgi ve kapasitenin önüne geçecek, öyle görünüyor.
Sanırım “eski”yi arayacağız birlikte...
“Mühür” alışkanlığı yüksek partiler, yani CTP ve UBP yine de avantajlı olacak.
* * *
Üç anket var, bilgimde...
Manzara şu:
Bir seçim olsa bugün, son senelerin kanımca en “yapboz” hükümetinin başı, onca köhnemişliğin
ustası UBP “birinci parti”!
Ya çoğunluk şaşkın, ya da memleket bu!
Tüm günahları siyasilerin boynuna asarak, partilerden gayrı herkesi ‘pür-i pak’ görmek bir yere kadar doğrusu!
( UBP, iktidara geldikten sonra % 10 gibi “olağanüstü” bir oy artışı sağlamış ki, anket yöneticileri dahi bu duruma “popülist yanıtlar” şüphesi ile bakıyor.)
* * *
Şunu hep düşünürüm.
Başımız iyice tokuşmadığı, “dibin dibini” görmediğimiz sürece, UBP'nin tarzı “toplumsal alışkanlıklar”a son derece uygun!
Koşulsuz dağıtıyor!
Yurttaşlık, kredi, arazi, tazminat!
Paranın bittiği yerde, koşulsuz istiyor (!)
“Evet efendim”de ihtisas sahibi!
Bu “değersizlik” hali avantaja dönüşüyor.
* * *
“CMIRS Ocak 2017” anketine göre;
UBP'nin “sandık sonucu” epeyce iyi...
CTP, Tufan Erhürman sonrası yükselişte...
“Üretim” ve “yeni çözümler” odaklı siyasetini sürdürür, özellikle örgütsüz kesimlere de doğrudan ulaşmanın yöntemlerini bulabilirse iyice toparlayacak.
HP, hiç seçime girmemiş bir parti olarak, “siyasete güvensizlik” oylarını biriktiriyor, kadrosu “ortaya karışık” bir ideoloji yansıtmasına rağmen algısı iyi.
Son dönemde kimi oylarını UBP'ye geri verse de, unutmayalım ki henüz çok yeni.
DP, aynı, “zor topuz, anahtar”...
Ve Akıncı-Harmancı rüzgarıyla şişmesi beklenen TDP, ne yazık ki, yerinde sayıyor!
* * *
Toplumun gerçek “mağdur” ve özde “dar gelirli” kesimi, şu anda siyasi anlamda adressiz!
Muhalefet bunu dert etmeli.
* * *
Yurttaşın “en az güvendiği” iki kesim halen siyasi partiler ve sendikalar.
Bu “ortam”ın asıl mimarlarının sandıkta “tepe”de olması ayrıca bir trajedi!
Elbette üzerinde düşünülmeli!
"Statüko"yu sürekli içselleştirirsen, "malın gerçek sahibi" yerini korur demek ki!