Size gelince, ‘ihtiyaç’...

Tümay Tuğyan

Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun KOP’a üyelik başvurusunu ‘teslimiyet’ olarak görüp bu yönde karşı kampanya başlatan bazı çevrelerin, bu vesileyle bir kez daha Kıbrıslı-Türkiyeli ‘ayrımını’ kaşımaya başladığını görüyoruz ne yazık ki.

Kıbrıslı Türk futbolcuların ‘mahallenin dışında da top oynama’ arzusunu ve çabasını döndürüp dolaştırıp ‘Kıbrıs ile Türkiye’nin arasını açma girişimi’ olarak sunmaktaki murat nedir sahi?

Meseleyi, hele de bir seçim arifesinde bu minvale çekip, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan Türkiye kökenli vatandaşların oylarına göz kırpmak mı?

Türkiye kökenli seçmene, ‘Sertoğlu’na destek veren adaylara oy vermeyin’ mesajı göndermek mi?

Etnik kimlikler arasına durup dururken bir kez daha nifak tohumları atmak mı?

Yoksa Türkiye’ye yağdanlık yapmak mı?

Hangisidir?

Kızınız, oğlunuz daha iyi şartlarda, daha iyi okullarda, daha ucuza eğitim alabilsin diye Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportunu cebinize koyup İngiltere’nin yolunu tutarken, Türkiye ile KKTC’nin arası açılmıyordu ama!

Ne fark var şimdi?

Sizin kızınız Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu sayesinde İngiltere’de çok daha ucuza okuyabilir ama komşunuzun oğlu KOP aracılığıyla ‘mahallenin dışında’ top koşturamaz, değil mi?

Size gelince ‘ihtiyaç’, başkasına gelince ‘ihanet’...

Hade canım siz de!

Geçin artık bunları...

***

Durumdan vazife çıkarmayın kendinize.

Bir taşla iki kuş vurmaya kalkmayın...

Hem Türkiye’ye ‘yaranmaya’...

Hem de ayrılıkçı adaylara ‘oy toplamaya’ çalışmayın.

İnsanların karnı bu tür manevralara tok artık.

Türkiye kökenli seçmenin de keza öyle!

***

Bu gençler futbol oynamak istiyorlar...

Bu gençler mesleki açıdan önlerinde bir gelecek görmek istiyorlar...

Bu gençler kendilerine daha büyük  hedefler koymak istiyorlar.

Annan Planı referandumundan sadece birkaç ay önce, ‘Şu anda biz Türkiye olarak KKTC’yi tanımışız, peki bunu fiiliyata geçirebiliyor muyuz? Geçiremiyoruz. Bir örnek vereyim, yani biz KKTC ile bir spor müsabakası yapamayız. Kuzey Kıbrıs gelip de bizimle bir müsabaka yapamaz ama Güney Kıbrıs'la yapmaya mecbursunuz. Aksi halde kendinizi dünyadan tecrit edilmiş bulursunuz. Bunları gözden kaçıramayız, kaçırmamalıyız’ demişti dönemin Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı, Recep Tayyip Erdoğan.

Kıbrıslı Türk futbolcular da, işte tam da bu ‘tecritten’ kurtulmaya çalışıyorlar, kendi çabalarıyla, kendi inisiyatifleriyle.

Bu kadar basit işte!