Cenk Erdem
Cristina Branco, 25 Haziran’da, ilk kez Salamis Antik Tiyatrosu’nda Kuzey Kıbrıs dinleyicisi ile buluşuyor olacak.
Şarkı sözlerinde dünyaca ünlü şairlerin sözlerinden de yararlanan ve şarkılarda yarattığı karakterle sokakları, şehri, günlük hayatın güzelliklerini ve sertliklerini beraber anlatan Branco, Festival misafiri.
Şarkılarla birlikte farklı karakterler de sunuyorsunuz, peki siz bize şarkılarınızı nasıl tarif edersiniz?
Tamamen şarkıların sözlerinden ve hikayelerinden yola çıkarak yepyeni şarkılarla yepyeni karakterler ortaya çıkıyor. Çalıştığımız şarkı yazarları hikayeler ve sözlerden müthiş keyif alıyorlar ve müzikler konusunda da yaratıcılıklarının tadını çıkarıyorlar… Şarkılar sokaktaki insanları anlatırken, hayatın neşeli taraflarını kutluyor, ancak bir o kadar da sertliklerle yüzleştiriyor.
GÖZLERDEN BENZERLİK
Günlük hayatın içinden adsız karakterler yaratırken, iyi bir gözlemci olduğunuzu da söyleyebilir miyiz?
Çeşitlilikleri, farklılıkları gözlemlemeyi çok seviyorum. Gittiğim ülkelerde konserlerde bazen dinleyicilerin gözlerine bakıyorum ve aslında bambaşka ülkelerden bambaşka insanların ne kadar çok benzeyebildiklerini de görüyorum. Benzerliklerimize rağmen, farklılıkları dışlayan bir dünyada yaşıyoruz ve dünyadaki katılığa, anlayışsızlığa inanmakta güçlük çekiyorum.
Her ne kadar geleneksel fado müzikleri arasında arada neşeli şarkılara rastlasak da, Fado’nun melankolisi ve hüznü size de sıçramıyor mu?
Fado’nun şiirselliği beni etkiliyor ve melankoli ve neşe aynı bozuk paranın iki yüzü gibi, hayat öyle sürprizlerle dolu ki en karanlık zamanlardan çok ışıklı anlara geçebiliyorsunuz. Fado sadece acıdan ibaret değil. Fado hayatı anlatıyor ve ben de hayatın neşesini de melankolisini de seviyorum.
“ŞİİRLER ŞARKILARLA ULAŞIYOR”
Peki şarkı sözlerinde neden özellikle şiirleri kullanıyorsunuz?
Bir yandan Fado melodilerine şiir çok yakışıyor, bir yandan da doğru söylemek gerekirse Portekiz’de okuma alışkanlığının çok parlak olduğunu söyleyemem. Mesela Shakespeare’i biliyorlar ama okumuyorlar ve şarkılar sayesinde şiirlerin daha çok kişiye ulaşabileceğini düşünüyorum ve özellikle şiirler seçiyorum.
Bir yandan da Fado söylerken hala ilk albümlerinizdeki gibi caz tavrınızı koruyorsunuz, günlük hayatınızda da bol bol caz dinliyor musunuz?
Dürüst davranacak olursam, Fadolar’dan çok caz ve blues dinleyerek büyüdüm. Hala en çok cazdaki doğaçlama hoşuma gidiyor. Caz şarkıcılarının şarkı söyleyişlerine ve tavırlarına bayılıyorum. Şarkı söylerken özellikle sahnede cazdan hala yararlanıyorum.
Büyükbabanızın 18. yaşgününüzde hediye ettiği Amalia Rodrigues plağıyla Fadoya tutulduğunuzu biliyorum, Rodrigues’in de şarkı söyleyişinden çok etkilendiniz mi?
Beni en başında çeken Fado değil Amalia Rodrigues ve onun şarkı söyleyişiydi, bir şarkıcı olarak en büyük ilhamı Amalia Rodrigues’den alıyorum. Hiç aklımda şarkıcı olmak yokken bile Amalia Rodrigues gibi şarkı söyleyebilmeyi hediye olarak aldığım o plaktan beri hep istedim.