Son karar 12 Nisan'da...

Girne-Değirmenlik dağ yolunda 29 Kasım 2016’da meydana gelen 3 ölümü trafik kazasıyla ilgili yargılanan sanık Safa Güngör hakkındaki dava tamamlandı.

Didem MENTEŞ

Girne-Değirmenlik dağ yolunda 29 Kasım 2016’da meydana gelen ve 2’si öğrenci 3 kişinin hayatını kaybettiği feci kazayla ilgili tır sürücüsü Safa Güngör ile ilgili dava tamamlandı, sanıkla ilgili kararın 12 Nisan Çarşamba gününe okunacağı açıklandı.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen davayla ilgili sanık Safa Güngör, daha önce aleyhine getirilen davaları kabul etmişti. İddia Makamı celsede kazayla ve sanıkla ilgili olguları mahkemeye aktararak, 38 tane emareyi mahkeme sundu. Ayrıca dünkü oturumda sanık aleyhine daha önce getirilen 16 davanın ilk ikisinde ise tadilata gidildi. “Ölümü sebebiyet olma” davasıyla ilgili Denktaş Mutuel, İlayda Yeliz Öztürk ve Sude Demirkıran için ayrı ayrı getirilen davalar birleştirildi. Safa Güngör, toplamda 14 davadan yeniden itham edilerek, aleyhindeki suçlamaları kabul etti. İddia ve Savunma makamları dün hitaplarını yaparak, dava tamamlandı.

 

Aile yine gözyaşlarını tutamadı

5 Aralık 2016’dan beri Merkezi Cezaevi’nde hükümsüz tutuklu olarak bulunan Safa Güngör dün yeniden Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı. Kazada hayatını kaybedenlerin yakınları dün yine mahkemeye gelerek davayı izledi. Mahkemede kaza anı ve fotoğraf albümleri ibraz edildiği esnada İlayda Yeliz Öztürk’ün annesi ve Sude Demirkıran’ın annesi salondan dışarı çıktı. İki annenin gözyaşları yine durmadı…

Başkanlığı’nda Ömer Güran, yargıç Gökhan Asafoğulları ve üye yargıç Meltem Dündar’dan oluşan Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti’nin baktığı davada, Başsavcılık adına İddia Makamında Kıdemli Savcı Ahmet Varol ve savunma avukatı mahkemede hazır bulundu.

 

14 dava getirildi

İlk sözü olan Savcı Varol, “ölüme sebebiyet olma” davasıyla ilgili dosyada değişikliğe giderek, 1 ile 2’inci davaya ilişkin tadilat yapılmasını istedi. Savcı, “Denktaş Mutluel, İlayda Yeliz Öztürk ve Sude Demirkıran’ın ölümüne sebep oldu” davalarının birleştirilerek tadil edilmesini ve 14 dava olarak kabul edilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı Güran, buy talebi kabul ederek, sanık Safa Güngör’ün davanın tadil edilmiş şekliyle yeniden itham edilmesine emir verdi.

Safa Güngör, aleyhine getirilen “Denktaş Mutluel, İlayda Yeliz Öztürk ve Sude Demirkıran’ın ölümüne sebep olmak” davası başta olmak üzere 14 davadan itham oldu ve tüm suçlamaları kabul etti.

İthamın ardından Savcı Ahmet Varol, trafik kazası ve sanıkla ilgili olguları aktararak, 38 emareyi mahkeme ibraz etti.

 

“İhtiyatsızca ve yorgunluk içerisinde…”

Varol, hitabında; kazanın meyanda geldiği yolun aydınlatması olmadığı, tek gidiş tek dönüş olduğu, hız levhasının bulunmadığı ve kazadan sonra hız limitini gösteren levhanın takıldığını söyledi. Ayrıca sanığın yolun solunu muhafaza etmeyerek, dikkatsizce, ihtiyatsızca, tehlikeli ve halka teşkil edecek şekilde, yorgunluk içerisinde, yoldaki orta çizgiyi ihlal ederek, karşı şeride geçip minibüsün önünü tıkaması sonucu çarptığını ve oto korkulukları söktükten sonra her iki aracın doğuya bakar vaziyette durduğunu söyledi.

 

“9 kez trafik suçu işledi”

Savcı Varol, sanığın daha önce dava tebliğinde; “solda çukur vardı, direksiyonu sağa kırdım ve çarpıştık” dediğini hatırlatarak, yapılan ileri soruşturmada söz konusu yerde çukur olmayıp, beton yığını olduğunun tespit edildiğini kaydetti.

Sanık Safa Güngör’ün kazadan bir birkaç gün önce ve kazadan bir gün önce işyerinde kaç saat çalıştığını da araştırdıklarını, kazadan bir gün önce yani 28 Kasım 2016’da 16 saat 2 dakika boyunca mesai yaptığını da ifade etti. Savcı Ahmet Varol, sanığın ülkemizde çalışma izinli olup, 9 kez trafik suçu işlediğini de aktararak, kazayla ve sanıkla ilgili toplam 38 tane emareyi Mahkemeye sunarak, davasını kapattı.

 

Avukat: “Sanık ağladı”

Sanık avukatı ise müvekkilinin olay günü önündeki bir aracı geçmeye çalıştığı esnada minibüse çarptığını, sanığın yol içerisinde çukur gördüğünü söylediğini ancak daha sonra çukur olmadığının ortaya çıktığını belirterek, sanığın o esnada halisülasyon gördüğünü iddia etti. Kazadan sonra sanığın yere oturup, “ne olur ölmesinler” diyerek ağladığını öne sürdü.

Sanığın alkol ve uyuşturucu etkisi altında araç sürmediğini iddia makamının da belirttiğini aktaran avukat, sanığın cep telefonunda da konuşmadığını aktardı. Sanığın kullandığı aracın seyrüsefer ve muayenesiz olduğunu, dorsenin de kayıtlı olamamasının bilgisinde olmadığını, bu sorumluluğun şirket sahibinde olduğuna vurgu yaptı.

 

“Yolda gerekli tedbirler alınmadı”

Değirmenlik dağ yolunun ikinci sınıf bir yol olduğunu, tır gibi araçların olduğu bir yolda Karayolları Dairesi’nin önleyici, etkili tedbirler almadığını söyleyen avukat, olay yerinin yakınlarında ve hiçbir yerde hız tespit kamerası olmadığını ve polis kontrolünün yapılmayan bir yol olduğunu savundu. Yolda gerekli tedbirler alınmadığı için kazaya sebebiyet çıktığını savunan avukat, bu kazanın olmasında yolunda etkisi olduğunu ileri sürdü.

Avukat, ülkemizde trafik kazalarının önünün alınamadığını ve Dağyolu’nda da hiçbir önlemin hala daha alınmadığını savundu.

 

“Şirkette sorumlu”

Sanığın bu olaydan dolayı psikolojisinin bozulduğunu, suçlamaları kabul edip polise ve adalete yardımcı olduğunu savunan avukat, sanığın 25 yaşında sabıkasız biri olduğunu, Türkiye’den 7 yıl önce geldiğini ve birçok işletmede çalıştığını söyledi. Türkiye’deki annesi ve kardeşine bakmakla yükümlü olduğunu aktaran avukat, sanığın işlemiş olduğu suçtan dolayı mahkemeye özür dilediğini dile getirdi.  

Mahkeme Başkanı Ömer Güran, sanık Safa Güngör ile ilgili dava kararının 12 Nisan Çarşamba günü okunacağını açıkladı.

Kaza nasıl olmuştu?

Kaza, 29.11.2016 tarihinde, saat 07.10 sıralarında, Değirmenlik-Girne dağ yolunda, Safa GÜNGÖR (E-25) yönetimindeki birleştirilmiş tır araç taş ocakları mevkiinden dağa doğru çıkarken Tüfekçi Taş Ocağı Şantiyesi yakınlarında yolun sağına geçmesi sonucu, o esnada karşı yönden gelen Denktaş MUTLUEL (E-57), yönetimindeki THP 570 plakalı minibüse çarpışması sonucu meydana gelmişti.

Kaza sonucu minibüs şoförü Denktaş MUTLUEL (E-57), minibüste yolcu olarak bulunan Sude DEMİRKIRAN (K-16) ve İlayda Yeliz ÖZTÜRK (K-17) olay yerinde yaşamını yitirmiş, birçok genç lise öğrencisi de yaralanmıştı.

İlgili Haberler

Haberler Haberleri