Türkiye kanallarında bir zamanlar çok meşhur bir yarışma programı vardı. Galiba hala sürüyor ama eskisi kadar dikkat çekici değil. Ya da ben farkında değilim. Neyse…
Genel kültür soruları sorulur, her doğru cevapla kazanılan para miktarı artar, katılımcının yüklü bir para kazanma olasılığı doğardı. Ancak yanlış cevap durumunda her şey sıfırlanabilirdi.
Program sunucusu her soru aşamasında yarışmacının kararlı olup olmadığını test ve teyit ederdi.
- Emin misiniz?
- Son kararınız mı?
Yarışmacı ‘emin’se ve ‘son kararı’ da buysa eğer, bir sonraki soruya geçilirdi.
Yok eğer yarışmacının ‘son kararı’ çekilmekse, o ana kadar kazandığı meblağı alır, yarışmadan çekilirdi.
Sonra bir başka yarışmacıyla program sürüp giderdi.
Bu aralar bu TV programı geliyor sık sık aklıma…
Hatta geçenlerde Levent Kırca’nın bu programla ilgili bir skecini bulup izledim tekrardan. Ve tekrardan güldüm.
* * *
‘Kim 500 milyar ister’ adındaki bu programın aklıma sık geliyor olmasının bir sebebi var kuşkusuz.
Rahmetli Levent Kırca’nın parodisine yeniden bu kadar çok gülmemin de öyle…
Çünkü ‘kararsızlık’ konusunda nam salmış bir hükümet var memlekette!..
Sabah başka, akşam başka karar alıyorlar.
Biri başka telden çalıyor bakanların, öbürü başka notadan…
Kimin ne dediği, hangisinin doğru olduğu belli olmuyor.
Başbakan açıklama yapıyor, kimse inanmıyor.
Çünkü resmi gazetede bambaşka bir karar yayınlanıyor.
Bugün ‘beyaz’ dediklerine bu gece ‘siyah’ diyebiliyorlar.
Belli ki kimse kendilerine sormuyor ‘Emin misiniz? Son kararınız mı?’ diye…
* * *
Okulların açılması konusu uzunca bir süredir tartışılıp duruyor. Hükümet bir gün başka, diğer gün başka şeyler söylüyor. Sonuçta Eylül geldi, kimse emin değil, yüz yüze eğitim olacak mı, olabilecek mi diye…
PCR ve hızlı testler konusunda Başbakan ‘aşısızlara paralı olacak’ dedi. Sağlık Bakanı ‘olmaz, kabul edemeyiz’ dedi. Eğitim Bakanı da ‘kötü bir karar olur’ mealinde konuştu. Maliye Bakanı ‘paramız yok’ dedi. Turizm Bakanı ‘Ben de karşıyım ama ne yapalım’ gibisinden konuştu.
Sonra Resmi Gazete Başbakan’ı yalanladı.
Daha sonra Başbakan ‘halkın hassasiyeti üzerine ücretsize döneceğiz’ dedi.
Sonra 1 Eylül geldi, Resmi Gazete’deki karar uygulandı. Daha da sonra Bakanlar Kurulu toplanıp yeni karar aldı.
Daha daha sonra ne olacak kimse bilemedi!
Sonracığıma, Sağlık Bakanlığı bir gece ansızın hükmetti ‘belediyeler test yapmasın’ diye buyurdu. Belediyeler, kırsalda yaşayanlar tepki verdi. Peşi sıra aynı Sağlık Bakanlığı ‘PCR’lar iptal ama hızlı testleri belediyeler yapmaya devam edebilecek’ dedi.
Daha daha sonra ne olacağını yine kimsecikler kestiremedi!
Ama neden?
Kimse kendilerine sormuyor da ondan:
- Emin misiniz?
- Son kararınız mı?