OTORİTE-MALÛMAT-EMİR
Yunanistan'daki oldu-bitti'lerden sonra,
Kendi akıl ürünümüz ve kendi toplumsal derinliklerimizden gelen sentezlerin,
Toplumsal kanallarımızı kullanarak geliştireceğimiz ütopyanın,
Herkesimce paylaşılması gerektiğinin önemi ve aciliyetini bir kez daha gözlemliyoruz...
SORUNLARIMIZ
Lâkin çok önemli yapısal sorunlarımız var.
Örneğin;
Bilgi kaynaklarımız maalesef yeterli değil!
Bugün sadece birilerinin bize verilmesini uygun gördükleri bilgilere ulaşabilmekteyiz...
Kendi kendimizi yönetme konusunda ve yurdumuzda özne olma anlamında,
Her türlü malumat emrimize amade değil!
Nüfusumuzu ve demografik yapımızı bilmiyoruz...
Devlet içerisinde devlet var algısını yaşatarak hissettiren “yardım heyeti” türünden yapılanmalar var...
Dolayısıyla, kendi programlarımızı hayata geçirecek kaynağı sağlamak amacı ile,
Bağımsız bir biçimde kredi alma olanağımız da yok!
Ülkeye giriş çıkışları sivil otorite olarak biz kendimiz denetleyemiyoruz...
Çözüm sürecinde federal çözüm fırsatlarını Kıbrıslı Türklerin menfaatlerine dönük olarak kaçırmama konusunda, kapalı kapılar ardındaki plânlardan yeterince haberdar değiliz...
KIBRIS TÜRK HALKININ MENFAATLERİNİ SAVUNAN BİR İDEOLOJİ VAR MI?
Yâni; açıkçası,
KKTC’de KKTC için ortaya konan ve öncelikle Kıbrıs Türk halkının menfaatlerini savunan bir ideoloji yoktur!
Kanımca/Ve hiç de olmamıştır...
Ganimet psikolojisi de kendi kendini yok eden bir haleti ruhiye yaratmakta...
Öyle bir haleti ruhiye içerisine sürüklendik ki Kıbrıs Türk halkı olarak,
Halen daha ganimet psikolojisinden kurtulamadık...
DÜNYA TERSİNE DÖNMÜYOR
Bütün bunları yerine oturtamadığınız sürece de,
Dünya hiçbir şekilde tersine dönmez ve dönmeyecek...
Bunu yaratacak olan ve dünyamızı kendimize uygunlaştıracak olan potansiyel bizde vardır,
Yeter ki kazanmak için bir şeyleri elimizden çıkarmayı göze alalım toplum olarak...
Unutmayalım ki kimseler bizlere tepsi içerisinde özgürlüğümüzü ve irademizi sunmayacaktır.