Son haftaya girdik.
Artık geri sayımdayız.
Ve seçim, haliyle artık büyük bir çoğunluğumuzun ana gündemi.
Seçimin sonucunun hayatımızı ne oranda etkileyeceği konusunda insanların büyük tereddütleri olsa da, yani bir başka deyişle seçmenin, siyasete ve siyasetçiye güveni ne yazık ki giderek kaybolma noktasına yaklaşsa da, yine de sonucun ne olacağı hemen herkesin merak konusu.
‘Sence sonuç ne olur?’...
‘Sence kim kazanır?’...
‘Sence ikinci tura kim kalır?’...
Herkes birbirine şimdi bu soruları soruyor.
***
Eskiden olsa, seçim öncesinde yapılan kamuoyu yoklamaları, seçim sonuçlarına dair ipuçları verirdi bize.
Oysa şimdi, ne yazık ki o noktadan da çok uzağız.
Yasal süre içerisinde yayınlanan anketler bu anlamda topluma sağlıklı bir veri sunamadılar.
Her bir anketin sonucu, diğerinin o kadar uzağına düştü ki, bu yoklamaların güvenirliği de sorgulanır hale geldi.
Özellikle de anketlerin sonuçlarını ‘beğenmeyen’ çevrelerin oluşturduğu ‘kamuoyu’, anketlerin, tek başına ‘rakiplere oy kazandırma’ gailesiyle yapıldığı savunusuna hapsolmasına neden oldu.
***
Öyle bir seçim ki, sonuç kestirilemiyor.
Kimin daha güçlü, kimin daha zayıf durumda olduğu konusunda toplum genelinde ortak bir fikir birliği yok.
Ve herkesin birbirine, yukarıdaki soruları yöneltmesinin bir sebebi de galiba bu.
Çevrelerindeki insanların düşüncelerine bakarak, sonuca ilişkin bir tahmin yürütmeye çalışıyorlar, bir yandan da kendi duruşlarının ‘gücünü’ sınıyorlar.
Birçoğumuzun ikinci turun olası galipleri ya da seçimin galibi konusundaki düşüncesi diğerininkinden farklı.
Ve öyle bir durum ki, bu olasılıkların hiçbiri, şu an için İMKANSIZ değil.
Eskiden olduğu gibi keskin ‘kampları’ ve ‘safları’ yok artık seçmenin.
Partililik de eskisi kadar kuvvetli bir argüman değil bu seçimde, anlaşılan o.
‘Parti disiplini’ diyerek adaylarının etrafında birleşen partililer olduğu gibi, partilerinin desteklediği adayların aleyhine çalışanların sayısı da beklenenden yüksek.
Duyuyoruz, şahit oluyoruz...
Kimi, adayın performansından memnun değil...
Kimi, adayın profilinden...
Kimi, siyasi geçmişinden, geçmiş icraatından.
‘Öfke’ unsuru da yine çok baskın bir hareket noktası.
Farklı adayları, farklı nedenlerle ‘cezalandırmaya’ hazırlanan seçmen sayısı da son dönem seçimlerinde olduğu gibi yine fazla.
Yani oyların nasıl dağılacağını kestirebilmek, bu kez gerçekten çok zor.
Özellikle de ilk turda.
Seçimin ilk turdan bitmemesi durumunda ki çok büyük ihtimalle bitmeyecek, o durumda tahmin yürütebilmek bir nebze kolaylaşacak.
‘Kamplar’ ve ‘saflar’ o zaman biraz daha netleşecek.