Şonya: “Cesur adımlar atılmalı”

“Hükümetin, hala kredisi olduğunu düşünüyorum. 100 günlük bir süreleri vardır. Söz konusu sürenin beklenmesi gerekiyor. Bu sürecin ardından ne noktaya geldik, burada eleştirilerimizi rahatça yapabilelim.”

DP/UG Genel Sekreteri Bengü Şonya: “Cesur adımlar atılmalı”

 

Ayşe GÜLER

Demokrat Parti Ulusal Güçler(DP-UG) Genel Sekreteri Bengü Şonya, çok fazla popülizme kaçmadan, ideolojiye saptanmadan, cesur adımlar atılması gerektiğini vurguladı

CTP/BG-DP/UG hükümetinin 100 günlük süresini tamamlamadığını, hala kredisi olduğunu düşündüğünü belirten Şonya, halkın yararına icraatlar yapılması gerektiğini söyledi.

YENİDÜZEN’e konuşan Şonya, hükümet çalışmaları hakkında değerlendirmede bulundu.

“Hükümetin, hala kredisi var”

Hükümet çalışmaları nasıl gidiyor? CTP/BG-DP/UG ne kadar uyumlu?

Seçimlere girerken, her iki partinin programı vardı. İki parti programını, bir şekilde hükümet programı şekline getirmeye çalıştık. Hiçbir parti de kendi seçmenine söylediği veya vaatlerin yüzde yüzünü uygulayacak pozisyonda değildir. Bu durum CTP-BG ve DP-UG için geçerlidir. Meclis’te iyi niyet, heves ve bir gayret vardır. Genel teamül olarak, yeni kurulan hükümete belirli bir süre verilir. Bu sürede 100 gündür. Söz konusu sürenin beklenmesi gerekiyor. Bu sürecin ardından ne noktaya geldik, burada eleştirilerimizi rahatça yapabilelim. Hükümetin, hala kredisi olduğunu düşünüyorum. Geçmişte yapılan yanlışları düzeltilmesi gerekir. Bunları bir “kan davası” şeklinde algılamamak lazım. Her iki partinin yetkililerinin hassasiyetleri konusunda deneyimler kazandı. Bu hükümet bir ortaklık hükümetidir. Ortaklıkta her istediğinizi alamazsınız. Her iki tarafında tabanı vardır. Parti yönetimine karşı zorlamaları vardır. Hem tabanı idare edeceksiniz, hem ortağınızla ortak noktada buluşacaksınız. Bunlar kolay şeyler değildir. Detaylı siyasi kültür gerektirir. Her iki parti daha da deneyimlidir. Uyumlu bir çalışmaları var. Bazı noktalarda irtibatsızlıklar var.  Verimli bir hükümet olmasını diliyorum. Umarım halkın yararına icraatlar yapılır. Her ne kadar sıkı dönemden geçiyorsak da bu ülkede mutlaka yapılacak şeyler vardır. Çok fazla popülizme kaçmadan, ideolojiye saptanmadan, cesur adımlar atılmalı. Meclis’teki arkadaşlar bunu yapabilirse, yavaş yavaş iyiye gideceğiz. 

 

***


Muhalefette farklı, iktidarda farklı davrandığınız durumlar var mı?

Partiler muhalefette daha farklı davranabilirler. Sorumluluk koltuğuna oturduğunuzda, düşünce şekliniz başkadır. Cevizcinin çuvalında oynadığınızda, bekara eşini boşamak başkadır derler. O şekilde atıp tutan partiler oldu. Bu duruma düşmemek gerekir. Siyaseti bilinçli yapmalı. Aksi takdirde, güven sarsılır. Ben bugün muhalefetteyim, bir sorumluluğum yoktur, icrada bir yetkim yoktur diyerek bol keseden atıp tutamazsınız. Bütün hareketleriniz, bir ölçü taşımak zorundadır. Bu ölçüyü verdiğiniz anda, hükümete geldiğiniz anda size bu gibi eleştiriler yapılmaz.


“Mutlaka başarmalıyız” dediğiniz bir hedefiniz var mı?

Aslında birçok hedefimiz var. Ekonomi bizim için önemlidir. Bir gözümüzde Kıbrıs sorunundadır. Kıbrıs Sorunu, bilindiği gibi birinci sıralarda önem arz etmiyor. Halkımız artık karnını doyurmayı düşünüyor. Öte yandan, programımızda Güzelyurt ve Karpaz bölgesinin kalkınmaya öncelikli bölgeler olarak beyan ettik. Bu bölgedeki evlenecek gençlere, ilk defa ev sahipleri olmaları halinde ev alımlarında yüzde 10 civarında kolaylık sağlamayı düşündük. Belli bir vergi muafiyeti sağlamayı düşündük. Söz konusu bölgelere taşınarak, istihdam alanı yaratabilecek sanayi alanları için teşvik edici önlemler düşünüyoruz. Ama bunları, bugünkü erken durumda ne kadar başarır, ortağımızla birlikte ne kadar çözebiliriz bir şey söylemem mümkün değil.


En önemli sıkıntı sizce nedir?

Ülke yönetimi siyasetçilerin elindedir. Eğer yönetimi elinde tutan kesimler, siyasiler ve altlarındaki bürokratlar, tam olarak taammümlere uymazsa, ülkede halkın vicdanını yaralayan bir belli konularda yargı kararı yoksa bu kötümser hava yaratır. Bu havayı da düzeltebilmek için çok ciddi, hevesli, halkın gönlünü fethedecek kadrolara ihtiyaç vardır.
Meclis’te bu kadrolar kısmen var ama büyük ölçüde yoktur. Siyasetçinin, siyasete çizilen çerçeve içerisinde kalarak, siyasetin gereklerini yapması en büyük sorundur. Bu yapılırsa, her şey daha iyiye doğru yürür.

Röportaj Haberleri