Feminist Atölye (FEMA)
info@feministatolye.org
1. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme (TCDB) kavramının içerik ve kapsamı nedir?
Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme (TCDB), bütçe sürecinin tüm aşamalarının, kadınların ve erkeklerin ihtiyaçları ve hakları dikkate alınarak yapılandırıldığı ve değerlendirildiği bir stratejidir.
Bu yaklaşım, bütün politikaların toplumsal cinsiyet perspektifinden değerlendirilmesini sağlayan Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Ana Politikalara Dâhil Edilmesi olarak adlandırılan, geniş bir stratejinin parçasıdır. TCDB, erkekler ve kadınlar için ayrı bütçeler hazırlanması anlamına gelmemektedir. Ayrıca, sadece kadınlara yönelik programların harcamalarının artması anlamına da gelmemektedir. TCDB’nin amacı, kamu harcamalarını artırmak değil; öncelikleri yeniden düzenlemektir. TCDB, tüm kamu kurumlarının politikalarına, planlarına, programlarına ve bütçelerine toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık kazandırılmasını sağlar.
2. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme Kadınlara Özel Bir Bütçeleme Sistemi midir?
TCDB, kadın ve erkeklerin, kız ve erkek çocukların gereksinimlerinin karşılanmasında dezavantajlı konumdaki kadınların ve kız çocuklarının önceliklerini gözeten ve bu eşitsizliği ortadan kaldırmak için kamu kaynaklarının dağılımına müdahale eden bir bütçeleme yaklaşımıdır. Bu açıdan bakıldığında, TCDB kadınlar için ayrı bir bütçe değildir. Ancak kamu harcamaları yapılırken kadınların toplumdaki dezavantajlı konumları göz önünde bulundurularak dağılımın bu yönde yapılmasını öngörür.
3. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme Konusunu Somut Bir Örnekle Açıklamak Mümkün mü?
TCDB uygulamalarına iyi bir örnek, Türkiye’de uygulanan Şartlı Nakit Transferleridir. Türkiye’de okul çağında olup, ailelerinin maddi yetersizliği nedeniyle eğitime katılamayan çocukların okula gönderilmesini özendirmek için verilen bu şartlı maddi destekler, kız çocuklarına ve erkek çocuklarına farklı şekilde uygulanmaktadır. Kız öğrencilerin eğitimin her kademesine katılımları erkek öğrencilere göre daha düşüktür. Bunun arka planında, ailelerin kız çocuklarının eğitimine erkek çocuklarınki kadar önem vermemesi ve dolayısıyla kız çocuklarına yönelik bir ayrımcılık olgusu yatmaktadır. Kız öğrencilerin erkek öğrenciler kadar eğitim imkânlarından yararlanması için ilave destek mekanizmalarının oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Aksi takdirde, var olan eşitsizlik aynı biçimde devam edecektir. Bu analizden yola çıkarak, Şartlı Nakit Transferi örneğinde, eğitim alanında cinsiyet eşitsizliğini gidermek amacıyla kız çocukları için ailelere verilen maddi destek erkek çocuklar için verilenden daha fazladır. Bu örnekte görüldüğü üzere kamu kaynakları kız çocuklarının toplumda bulunduğu dezavantajlı konumu göz önünde bulundurarak harcanmaktadır.
4. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçelemeye Neden İhtiyaç Var?
Kadınların ve erkeklerin toplum içindeki farklı rolleri, konumları, ekonomik ve sosyal durumlarındaki farklılıklar, kamu politikaları ve kamu bütçelerini de etkileyebilmektedir. Cinsiyet eşitsizliklerinin giderilmesi hedefine yönelik olarak, kadın ve erkeklerin farklı ihtiyaçlarına göre bütçe yapılandırılabilir. TCDB, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik uluslararası taahhütlerin, ulusal ve yerel düzeyde oluşturulan planların somut olarak hayata geçmesini sağlar. Bir başka değişle, TCDB ile cinsiyetler arası eşitlik ilkesinin gerçek hayata ne düzeyde yansıdığını izlemek ve dolayısıyla somut adımların atılmasını sağlamak mümkün olacaktır.
5. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçelemenin Faydaları Nelerdir?
TCDB’nin birçok faydası bulunmaktadır. TCDB sadece bütçe konusunda cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına değil, yoksulluğun azaltılmasına, ekonomik üretkenliğin, hesap verilebilirliğin, şeffaflığın artırılmasına da katkı sağlar. Kadın haklarının kazanılması hedefine doğru önemli bir adımdır. Yerel yönetimlerde cinsiyete duyarlı katılımcı yaklaşımların geliştirilmesi, iyi ve demokratik yönetişimin sağlanmasına katkıda bulunur.
-------------
KADININ İNSAN HAKLARI ATÖLYELERİMİZ SÜRÜYOR
LEFKE AVRUPA ÜNİVERSİTELİ GENÇ KADINLAR İLE BULUŞTUK
“Erkek egemenliğinden kaynaklanan; kadınlarla ilgili yaşanan olumsuz olaylar, kadınların ezilmesi, cinsel zorlanmaya maruz kalması, dövülmesi hatta öldürülmesiyle sonuçlanan kadını ikinci sınıf vatandaşı görme eğiliminden dolayı kadın örgütleri ile bir farkındalık çalışması düzenleme” talebi ile Lefke Avrupa Üniversiteli Genç kadınlar ile bir araya geldik. Bu kapsamda “Kadın Doğmak-Kadın Olmak” adlı 4 haftalık atölye çalışması gerçekleştirdik.
Atölyeler kapsamında Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Kadının İnsan Hakları, Kadına Karşı Şiddet ve Aile içi Şiddet, Şiddete Karşı Stratejiler, Kadın ve Cinsel Hakları, Kadın ve Doğurganlık Hakları konularını irdeledik. İnteraktif ve katılımcı yöntemlerle tamamladığımız çalışmalar boyunca kimi zaman sorgulamalar yaptık, kimi zaman sorunları irdeleyip, üzerine çözümler aradık.
Toplumsal Cinsiyet Rollerinin özellikle kadın hayatını ne kadar sıkıştırdığı ve şekillendirmeye çalıştığını konuştuk. Sürdürülebilir bir toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadığı takdirde, ortaya çıkan güç ilişkilerinden dolayı kadına yönelik şiddetin önüne geçilemeyeceği konusunda hem fikir olduk.
Ulusal ve uluslar arası yasalar ile Kadının İnsan Haklarının nasıl düzenlendiğini, Kadının Cinsel ve Doğurganlık Haklarının aslında bir “İnsan Hakkı” olduğu, özellikle devlet politikalarının bedenimiz üzerinde söz söyleme hakkı olmadığı sonucuna vardık. Dayanışma duygusu ve mücadele azmi ile atölye çalışmalarımızı tamamladık.