Derya ULUBATLI
Seçimlerin ardından hükümeti kurma çalışmaları henüz ‘gayrı resmi’ de olsa başlarken, deneyimli siyasetçi ve iş insanları ‘istikrarlı bir siyasi ortam için ne gerekli?’ sorusuna cevap aradı, çeşitli koalisyon önerilerinden iç ve dış politikalardaki adımlara, bakan görevlendirmelerinden komitelere birçok konuda öneriler sundu.
23 Ocak’ta yapılan erken genel seçimlerin ardından meclise vekil sokmayı başaran 5 siyasi partinin koalisyon görüşmeleri sürerken, bazı eski siyasiler istikrarlı bir hükümet için nelerin yapılabileceğini anlattı, deneyimlerinden yola çıkarak önerilerini aktardı.
Eski Başbakan ve Meclis Başkanı Hakkı Atun ve iş insanı Günay Çerkez gibi bazı isimler, CTP ve UBP başta olmak üzere tüm partilerin ‘partizanlığı’ bir kenara bırakarak birlik olması gerektiğini vurguladı, ‘toplumun ihtiyacı olan değişimin’ ancak bu şekilde yaratılabileceğini söyledi. Özellikle ülke nüfusuna oranla Kıbrıs’ın kuzeyinde çok sayıda siyasi parti kurulduğuna dikkat çeken Çerkez, “bu ülkede bir avuç insan kaldı. Çözüm bulmak için birbirimizi yemeden, ortaklaşarak hareket etmeliyiz” ifadelerini kullandı. Atun ve Çerkez, CTP-UBP koalisyonu kurulması gerektiğini savundu. Benzer yorumu yapan bir diğer iş insanı Turgay Deniz ise Milletvekillerine seslendi, “parti rozetlerini bir köşeye koymalı, birlik olmalı ve siyasi geleceklerini değil halkın bu kördüğümden nasıl çıkacağını düşünmelidirler” dedi.
Öte yandan savunan Eski Ekonomi ve Enerji Bakanı ve Milletvekili Özdil Nami bir mecliste ana muhalefet görevinin oldukça önemli olduğunu ve mevcut şartlarda CTP’nin bu görevi üstlenmesi gerektiğini dile getirdi. Eski Meclis Başkanı Fatma Ekenoğlu ise her ülkenin kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki hükümetin de halkını özgürleştirecek politikalara yönelmesi gerektiğini belirtti. Ekenoğlu, “yeni gelecek iktidar daha eşitlikçi, daha adaletli, hukuk üstünlüğüne dikkat eden ve kendi halkının hak ve özgürlüklerini koruyan bir politika izlemelidir” dedi.
Eski Başbakan ve Meclis Başkanı Sibel Siber de, meclise giren 3 küçük partinin komitelerde yer alamayacak olmasının haksızlık olduğunu belirterek, “bu kişiler yasa yapmak için meclise giriyor ancak ‘minimum 5 vekil’ yasasından dolayı komitelere giremiyor, bu durum değiştirilmeli” şeklinde konuştu. Bakanların görevlendirilmesi üzerine de yorum yapan Siber, başarılı bir hükümet için Bakanlık görevlerinin seçim gailesi gütmeyen, işin uzmanı kişilere verilmesi gerektiğini vurguladı, “sadece bakanlığında görevini iyi yapmak için uğraşacak birileri bu pozisyona getirilirse bazı şeylerin daha sağlıklı ilerleyeceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Bir kısım “CTP-UBP koalisyonu” vurgusu yaptı, bir kısım “asla olmaz” dedi…
Deneyimli isimler, olası koalisyon ihtimallerini de değerlendirdi. Eski Başbakan ve Meclis Başkanı Hakkı Atun ve iş insanı Günay Çerkez UBP-CTP koalisyonunun mecliste ciddi bir çoğunluğa ulaşabileceğini, bu yolla ülkenin ihtiyacı olan değişimi sağlayabileceğini dile getirdi.
Bunun tam aksini savunan Eski Ekonomi ve Enerji Bakanı ve Milletvekili Özdil Nami ve Eski Meclis Başkanı Fatma Ekenoğlu, bu iki partinin hiçbir koşulda ortaklaşamayacağını ve bu fikrin bir hayalden ibaret olduğunu dile getirdi. Nami ve Ekenoğlu, mevcut durumda CTP’nin sağlam bir muhalefet görevi üstlenmesi gerektiğine de dikkat çekti.
Eski Ekonomi ve Enerji Bakanı ve Milletvekili Özdil Nami:
“CTP güçlü bir muhalefet rolü üstlenmeli”
Yeni kurulacak hükümetle ilgili dikkat edilmesi gereken üç önemli ilke olduğuna dikkat çeken Eski Ekonomi ve Enerji Bakanı ve Milletvekili Özdil Nami, bunlardan birinin güçlü bir çoğunluk, ikincisinin ortak bir program üzerinde mutabık olmak, üçüncüsünün de hükümet kurulduktan sonra mecliste güçlü bir muhalefet sesi oluşturmak olduğunu söyledi. Bu anlamda CTP ile UBP’nin koalisyon oluşturmasını mümkün görmediğini dile getiren Nami, sözlerine şöyle devam etti: “Bu şartlarda bence CTP’ye ana muhalefet olma görevi düşüyor. Sağlam bir muhalefet hem hükümet hem de meclis için çok önemlidir. Zaten parti programlarındaki uyuma bakarsak CTP ile diğer sağ partiler arasında tam bir uyum sağlanması da mümkün değildir. Özellikle Kıbrıs konusu, vatandaşlık konuları ya da istikrarlı para birimlerine geçiş noktalarında CTP diğer partilerden ayrılmaktadır. Bu temel farklılıkları uzlaştırmak çok mümkün değildir. O yüzden ben CTP dışındaki partilerin hükümeti kuracağı, CTP’nin de güçlü bir muhalefet yapacağı bir meclis düşünüyorum”.
Eski Başbakan ve Meclis Başkanı Hakkı Atun:
“UBP ve CTP partizanlığı bırakıp birlik olmalı…”
Halkın seçime olan katılım azlığını, ‘vatandaşın siyasete olan güveninin azalması’ olarak değerlendiren Eski Başbakan ve Meclis Başkanı Hakkı Atun, bu devletin sorunlarının hem CTP hem de UBP tarafından bilindiğini ve bu iki partinin ‘partizanlığı’ bir tarafa bırakarak ortaklaşması gerektiğini savundu. Atun şunları aktardı: “Bana kalırsa hiç değilse bir süre için kendilerini partisel bağlantılardan soyutlayarak meclisin düzgün çalışabilmesi, anayasanın yeniden gözden geçirilebilmesi ve kamu sisteminin işler duruma getirilmesi için uğraşılmalıdır. Mesela kamu reformu üzerine yıllardır çalışılmıyor. Bir süre tamamen devlete ve halka dayalı bir çözüm hükümeti kurulmalı, bunun için de aklıma UBP-CTP koalisyonu geliyor. Bu yapılırsa anayasayı değiştirebilecek güçte bir oran yakalanabilir ve işlemeyen bazı maddeler düzeltilebilir”.
“Bunca yıl siyaset yaptım, taraf tutmamaya çalıştım… İşin sırrı bu”
Tüm partilerin tamamen partizanlık odaklı çalıştığını ve bunun ‘halkın refahı’ için doğru bir yöntem olmadığını savunan Atun, mümkünse yeni bir yönetim sistemi kararlaştırılması gerektiğini ve yeni bir otorite ile vatandaşın ‘rahat ve mutlu’ yaşaması için çalışılması gerektiğini belirtti. Atun şöyle devam etti: “Ne yazık ki artık partisel çıkara yönelik bir sistem var ve bunu tüm partiler yapıyor. Biz, rahat ve mutlu yaşamamızı sağlayacak iyi bir yönetim kurmalıyız. Bu yüzden keşke CTP-UBP koalisyonu kurulabilse ve meclisteki çoğunlukla, düzen yeni baştan kurulabilse. Mevcut düzende meclis üretemiyor. Ben bunca zaman siyaset yaptım, hiçbir zaman yanlı olmamaya çalıştım. Bence işin sırrı bu…”
Eski Meclis Başkanı Fatma Ekenoğlu:
“Ne iç ne dış dinamikte CTP ve UBP ortaklaşamaz”
CTP ve UBP’nin iki zıt kutup olduğunu ve bir araya gelmelerinin imkansız olacağını savunan Eski Meclis Başkanı Fatma Ekenoğlu, iki partinin özellikle dış politikada hiç uyum sağlamayan tarafları olduğuna dikkat çekti. Artık tüm partilerin gerçekçi politikalarla, ayakları yere basan adımlar atması gerektiğini belirten Ekenoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakış açıları çok farklı. Bu yüzden ne dış ne iç dinamikte bu iki partinin uyumlu bir koalisyon yaratabileceğini düşünmüyorum. Ne yazık ki bu konuda hayalci olmam mümkün değil”.
“Halkı özgürleştirecek, ayakları yere basan politikalara ihtiyaç var”
İktidara gelecek partilerin dünyayı ve Türkiye’yi iyi algılaması gerektiğini anlatan Ekenoğlu, her ülkenin kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki hükümetin de halkını özgürleştirecek politikalara yönelmesi gerektiğini belirtti. Bu bakımdan UBP’nin ‘KKTC’yi tanıtmaya’ yönelik adımlarını ‘hayali’ olarak değerlendiren Ekenoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Biz Kıbrıs’ın kuzeyi olarak halkımızın refahı ve çıkarlarını düşünmeliyiz, bizi ileriye götürecek politikalarla hareket etmeliyiz. Gerçekçi ve ayakları yere basan adımlar atmalıyız. Bu yüzden UBP’nin politikaları bana hayalci geliyor. Yeni gelecek iktidar daha eşitlikçi, daha adaletli, hukuk üstünlüğüne dikkat eden ve kendi halkının hak ve özgürlüklerini koruyan bir politika izlemelidir. Dış politikayı da doğru algılamalı ve ona göre bir adım atmalıdır. Ancak bu şekilde düzlüğe çıkılabilir”.
Eski Başbakan ve Meclis Başkanı Sibel Siber:
“Bakanlar Milletvekillerinden değil, deneyimli kişilerden seçilmeli…”
Eski Başbakan ve Meclis Başkanı Sibel Siber, en başından beri kişisel görüşünün, kurulan hükümetlerde seçilecek bakanların milletvekilleri arasından değil, konunun uzmanı kişiler içinden seçilmesi gerektiği yönünde olduğunu söyledi. Bu şekilde milletvekili sayısında da azalma olmayacağını ve seçilen vekillerin sadece kendi görevleri olan ‘yasamayı’ uygulayabileceklerini kaydeden Siber sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakanlıklarla ilgili deneyimi bilgisi olan, teknokrat kimseler bu göreve getirilmelidir. Biz hükümetimizde de bunu uyguladık ve çok faydalı oldu. Ayrıca bu yolla meclisten milletvekili de eksilmemiş olur ve seçilen vekiller esas görevleri olan yasamayı yerine getirebilir. Seçim, seçilme gailesi olmayan, sadece bakanlığında görevini iyi yapmak için uğraşacak birileri bu pozisyona getirilirse bazı şeylerin daha sağlıklı ilerleyeceğini düşünüyorum”.
“Meclise giren 3 partinin komitelerde olamaması haksızlık, bu kural değiştirilmeli…”
UBP ve CTP dışında meclise girme hakkı kazanan üç parti daha olduğunu ancak bunların yeterli vekil sayısı olmadığından komitelerde görev alamayacağını da belirten Siber, bu durumu bir ‘anomali’ olarak nitelendirdi. Bu partilerin yasa üretme konusunda söz sahibi olamayacağını, sadece oylama kısmına etki edebileceğini ifade eden Siber şunları aktardı: “Ne yazık ki yasalarımızda bir anomali var. Meclise girme hakkı kazanan CTP ve UBP dışındaki üç parti milletvekilleriyle grup oluşturamadığı için komitelerde görev alamayacak. Bana kalırsa bu önemli bir eksiklik. Ya komitelerdeki çoğunluğun sayısı düşürülmeli, en az 5 denmemeli, ya da meclise girme sayısı 5 milletvekili yapılmalı. 5’in altında milletvekili çıkaran partiler meclise girememeli… Aksi takdirde bu partiler sadece yasa önerilerinde oy kullanabilecek ancak komitelerde yasa önerisi sunmak için kendi iradelerini kullanamayacak. Yasa yapmak için seçiliyorlar ama yasa yapma yetkileri yok, bu yüzden bazı şeyler değiştirilmeli”.
Son olarak başarılı ve istikrarlı bir koalisyon modeli kurulacağına inanmadığını da söyleyen Siber, “bu şartlarda çok da umudum yok, umarım yanılırım” şeklinde konuştu.
İş insanı Günay Çerkez:
“Ülkenin değişime ihtiyacı var ve UBP-CTP koalisyonu bunu sağlayabilir”
Mecliste büyük çoğunluğu elde edip bir değişim yaratabilmek için CTP-UBP iktidarı kurulması gerektiğini dile getiren İş insanı Günay Çerkez, “gelinen noktada seçimden çıkan sonuçları bu ülkenin yararına çevirmek istiyorlarsa, CTP ve UBP koalisyonu şarttır” dedi. İki partinin bir araya gelerek anayasa değişikliğinden ülkenin farklı ihtiyaçlarına birçok noktada değişimi getirebileceğine inandığını söyleyen Çerkez sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ülkenin değişime çok ihtiyacı var. Ülke siyasi açıdan çok kutuplaşmıştır ve bunun zararlarını yıllardır çekiyoruz. Artık aklımızı başımıza alalım. Hepimiz Kıbrıslı Türk’üz. Bu ülkenin ileriye götürülmesi için sağ sol demeden birlik olmalıyız. Halkın iyiliği için çalışmalıyız. Artık dünya böyle hayali sol ya da sağ görüşlerle yönetilmiyor. Bir araya gelmeli, üretmeliyiz”.
“En büyük sorunumuz az nüfuslu bu ülkede çok fazla siyasi parti olması”
Ülke siyasetinin en büyük sorunlarından birinin de az nüfuslu bir ülkede çok fazla siyasi parti bulunması olduğunu dile getiren Çerkez, “280 milyon nüfuslu ABD’de iki, İngiltere’de üç parti var. Burada aklına esen parti kuruyor” ifadelerini kullandı. Demokrasinin önemli olduğunu ancak demokrasiyi doğru kullanacak vasıflara da ihtiyaç duyulduğunu anlatan Çerkez, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu ülkede bir avuç insan kaldı. Çözüm bulmak için birbirimizi yemeden, ortaklaşarak hareket etmeliyiz. Geleceğe daha doğru bir yolda yürümek için, böyle kritik bir dönemde kendi aramızda didişmeyi bırakmalıyız. Hepimiz aynı gemideyiz”.
İş insanı Turgay Deniz:
“Parti rozetlerini çıkarıp, halk için birlik olmalıdırlar”
İçinden geçilen ekonomik durumun herkes tarafından görüldüğünü ancak siyasilerin bu konuda bir adım atmadığını belirten İş insanı Turgay Deniz, “sanki her şey dört dörtlük gibi davranılıyor” dedi. İçinden geçilen bu ‘olağanüstü’ durumda toplumun hizmet beklediğine dikkat çeken Deniz sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletvekilleri parti kurullarını ve rozetlerini bir kenara koyarak toplum için bir araya gelmeli, bir şeyler yapmalıdır. Geçmiş yıllarda her türlü koalisyon formülü denendi, hiçbiri de bir seneden fazla gitmedi. O yüzden artık partizanlığı bir kenara koymalı, birlik olmalı ve siyasi geleceklerini değil halkın bu kördüğümden nasıl çıkacağını düşünmelidir”.