Ulusal Birlik Partisi (UBP) Lefkoşa Milletvekili adayı Dr. Ahmet Savaşan, ülke ekonomisindeki sorunun para birimi olmadığını, sorunun ekonomiyi canlandırma olduğunu söyledi.
Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa Milletvekili adayı Dr. Ahmet Savaşan, BRT’ye katılarak değerlendirmelerde bulundu.
Ahmet Savaşan, UBP’nin bugüne kadar gerek turizm gerekse yükseköğrenimde ortaya koyduğu başarı hikayelerine yenilerini ekleyerek pandeminin ülke ekonomisi üzerinde yarattığı tahribatı ortadan kaldıracaklarını söyledi.
İçinden geçilen sürecin bir kriz yarattığını söyleyen Savaşan, UBP’nin vizyon ve misyonu ile hedefin bu kriz sürecinin iyileşmeye ardından da kalkınmaya yöneleceğine olan inancını ortaya koydu. “Biz hayal satmıyoruz, bugüne kadar başardıklarımızın daha fazlasını yapabileceğimizi söylüyoruz” diyen Savaşan, turizm ve yükseköğretimde çıtanın daha da yükselmesi için çalışırken, bilişim ve akıllı tarım politikalarında yeni ve teşvik edici politikalarla ekonominin canlanacağını ve KKTC’nn kendi ayakları üzerinde duran bir yapıya ulaşacağını kaydetti.
“Turizm ve yükseköğretimdeki kazançlarımız ortada”
“Somut başarı elde ettiğimiz turizm ve yükseköğretimdeki kazançlarımız ortada” diyen Ahmet Savaşan, özellikle pandeminin yarattığı ekonomik daralmada bu sektörlerin ne kadar önemli olduğunu ve daha da geliştirici projelerle desteklenmesi gerektiğinin ortaya çıktını anlattı.
Ülke ekonomisinin yaşadığı sorunun kullanılan para birimi olduğu yönündeki tartışmalara da değinen Ahmet Savaşan, Ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne eleştiride bulunarak “Bütün sorunu Türk Lirası’nın kullanımında görüyorlar, Euro’ya geçerek ekonominin düzeleceğine inanıyor ve halkı da buna inandırmaya çalışıyorlar. Sorun para birimine endeksli değildir. Sorun kalıcı ve sürdürülebilir politikalarla ülke ekonomisinin canlanmasını sağlamaktır” şeklinde konuştu.
“UBP ülkeyi, turizm ve yükseköğrenim adası yapacağız dediğinde bugün Euro’ya geçelim diyenler alay etmişlerdi…”
“Biz halkımıza hayal satmıyoruz” diyen Savaşan, “daha önce başardığımız turizm ve yükseköğrenimdeki gelir artışlarına bilişim sektöründeki gelişmelerimizi de katarak daha refah bir ekonomik yapı oluşturacağız” sözlerini vurguladı.
Yıllar önce gerek yükseköğrenim alanında gerekse turizmde ortaya koydukları hedefleri toplumla paylaştıklarında bazı kesimlerden alay edercesine sözler duyduklarını hatırlatan Ahmet Savaşan, bugün ise bu kesimlerin geçmişte olduğu gibi hayal satmaya devam ettiğine dikkat çekti ve buna Annan Planı dönemini örnek verdi. Savaşan, “Biz hayal satmıyoruz. Bugüne kadar yükseköğrenim ve turizmde koyduğumuz hedeflerle dış ticaret açığımızı kapattık. Biz politikalarımızla bu sektörlerdeki ivmeyi daha da yukarıya çıkaracağız. Biz hayal satmıyoruz. Biz bunları yıllarca önce UBP olarak yapacağız dediğimizde, bugün Euro’ya geçelim diyen partiler bunlara inanmadı, alay etti; bu ülkede 5 yıldızlı oteller mi olur, yükseköğrenim mi olur diyerek. Bunları söyleyenlerdir bu ülkeye hayal satmaya çalışanlar. Onları yadırgamıyorum, en iyi bildikleri işi yapıyorlar, hayal satıyorlar. Annan planı döneminde toplumu yanıltarak bir tıkla dünyaya bağlanacaklardı, olmayan bir şeyi sattılar. Toplumu kandırma yönünden başarılılar. Hayal satmak herkesin becerisi değil, takdir etmek lazım. Biz ise yaptıklarımızı, yapabileceklerimizi söylüyoruz burada hayal yok” şeklinde konuştu.
“Euro’ya geçme konusunda da hayal satılıyor…”
Bugün euro’ya geçerek sorunların ortadan kaldırılacağına dair hayal satıldığını söyleyen Ahmet Savaşan, somut gerekçelerden ve sürdürülebilir olmaktan uzak bulduğunu söyleyerek “herkes iyi bildiği işi yapsın. Toplumun bu kadar kolay yanıltılabileceğine de inanmıyorum” dedi.
Dr. Savaşan, Euro’ya geçme tartışmalarını içinden bulunduğumuz koşullardan ötürü yerinde bir tartışma olarak görmediğini de anlatarak “ekonomide istikrarın sağlanması için hem stabil para birimi hem de enflasyonun önlenmesi için yapılacakların olduğunu düşünüyorum. Ancak ekonomik olarak tek kurtuluşumuzu Euro'ya geçmeye bağlamak, ya da ekonomideki kötü gidişatı sadece TL’nin değer kaybı ile açıklamak doğru değildir. KKTC’nin kendi özel ekonomik sıkıntılarını da dikkate alarak Türkiye ile ciddi bir görüşme sürecinin başlatılacağını söylemek istiyorum. Biz, KKTC’ye kaynak akışını hızlandıracak, turizm, yükseköğretim, bilişim ve diğer alanlarda yaratacağımız ürünlerimizi değerlendirecek arayışlar ve faaliyetler içinde olacağız.” ifadelerini kullandı.