Neriman Cahit
Uzun süredir sürekli düşünüyor ama bir türlü yanıtını tam olarak bulamıyorum.
“NİYE ÜLKEMİZDE BİR TÜRLÜ ‘İSTİKRAR’ OLUŞTURAMIYORUZ…”
Vardığım sonuç – Düşünmeyi sürdürdüğüme göre şimdilk şu;
“Toplumumuz yeterince gelişip organize olamamış… İşler genelde: “Merkezdeki Siyasi Otoritenin kontrolünde olduğu için… Bu ‘Otoritenin’ zaafları ülkemizin bütünüyle ‘Demokratik Bir Rejimde yönetilmemesine neden olmakta…
Yani, devamlılık gösteren bir ‘SİSTEM’ olmadığı için…
Bunun en büyük vebali de: Meclisteki partiler kadar… Hatta, onlardan daha ağırı ‘Halk olarak’ bizim omuzlarımızda…
***
Günlerdir ‘Boşu – Doluya’ aktara aktara şu sonuca vardım: Yine en büyük şuçu ‘Halk olarak’ bize yükleyerek, ‘Meclise’ devretmek…
***
Aslında, bizim en büyük sorunumuz da Meclisimizin – her şeyden önce ‘TEMSİL KABİLİYETİ’ olması… değil midir…
Bir yandan da bu demokrasinin sınırları içinde ‘BİLE…’ her siyasi düşüncenin kendisini mecliste ağırlığı oranında temsil edemiyor olması ciddi bir sorun…
PARTİLERE BAKTIĞIMIZDA…
Mevcut ‘örgütsel yapılarıyla’, ‘siyasi partiler, Liderlerin ve Parti İleri Gelenlerin’ sultası altında… ‘Yasama’ bile tek tek bu liderlerin tercihlerinden oluşuyor…
***
Ne isterse olsun…
Başkanın sahip olacağı yetkileri bir süre sonra ‘TEK ADAM’ diktatörlüğüne varacak şekilde de kullanmasının önüne geçecek: “Güçlü Bir Yasama Organının’ da varlığı şart…
O zaman, yine başa dönüyoruz…
***
Son yazacağım ise: Sizi gülümsetebilir ama üzerinde düşünülmesi ricasıyla yazıyorum:
Gerçek şu ki:
“Yapılması gereken şey: “yasama organının gerçekten de yürütme organından bağımsız olabilmesi ve ‘yürütmeyi’, Anayasa ve yasalar çerçevesinde denetleyebilmesinin yolunun açılması…”
***
Ülkemizde, yaşadığımız sorunların nedeni – doğrudan doğruya demokrasimizin eksikli olması sorunudur…
Maalesef – kim ne derse desin - ülkemizde Demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla işletilemiyor hala… Ve acısını da biz çekiyoruz…
YORGUNUM…
Rüzgarın sesi soluyor
deniz yitirmiş mavisini
suyun aynası kırık…
Yaşlı bir kadın
göğe çevirmiş yüzünü
“Her karanlık gecede bir yıldız
mutlaka vardır, iyi bakın!” derken…
Ağlıyor onunla gece…
Ve saklanıyor bir batağın sessizliğine…
Aynalara büyüdüm içim çocuk…
Yarım bir hayat nasıl tamamlanır anne
Nasıl kaçılır karanlıklardan, hükümlü
bir geceden…
Yorgunum…
Gri bir yağmur yağıyor durmadan ömrüme…
Artık karanlıklarıma bir isim
Aramıyorum anne…
Çocukluğuma dokundukça kuşlarım kanıyor
Özlediğim o eski sokaklarda
Peşimde bir çocuk… yürüyüp duruyor…
Sesinin kuşlarına yazdım bu şiiri anne
Eskiyen anıları teyellesene geceliğime
Gözyaşlarıma değiyor ellerin
Silme…
Anne…
yine kuşları dinliyorsun benim yerime…
Her karanlık gecede…
Mutlaka bir yıldız vardır…
Değil mi anne…
Neriman CAHİT