UBP’li vekil Ziya Öztürkler’in, Yüksek Öğrenim ve Dışilişkiler Dairesi Müdürü olarak görev yaptığı süreçte, “Ada Kent Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı’ndan bir restoranın otoparkında rüşvet aldığı” iddiasıyla hakkında polise şikayette bulunulduğunu açıklayan CTP Milletvekili Doğuş Derya’dan yeni bir açıklama geldi.
Derya, rüşvet aldığı iddia edilen Ziya Öztürkler ile rüşveti verdiği iddia edilen Ada Kent Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Talip Emiroğlu’nun, kendisi hakkında seviyesiz açıklamalar yaptığını söyledi, polis soruşturmasına ilişkin yönelttiği soruları tekrarladı.
Derya, “milletvekilliği görevim sürdüğü müddetçe kamu menfaatini ilgilendiren konularda beğenseniz de beğenmeseniz de soru sormaktan vazgeçmeyeceğim” dedi, soruşturmanın polis tarafından yürütülüp yürütülmediğini sorgulamanın, bir milletvekili olarak kendisinin görevi olduğunu vurguladı.
Doğuş Derya, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Belli ki uzunca bir süredir kamuoyundan gizlenen rüşvet iddiaları ile ilgili polis soruşturmasının ne durumda olduğunu sorgulayan meclis konuşmam Ziya Bey ve Talip Beyi çok rahatsız etmiş, arka arkaya seviyesizce açıklamalar yaptılar. Bir kere şunu çok net söyleyeyim, hayatım boyunca ne popülizmle ne de yolsuz insanlarla işim olmadı, bundan sonra da olmayacak. Anamızın karnından vekil olarak doğmadık, vekil olarak da ölecek değiliz. Ancak halkın vekâlet vererek "hakkımı koru" vazifesi verdiği milletvekilliği görevim sürdüğü müddetçe kamu menfaatini ilgilendiren konularda beğenseniz de beğenmeseniz de soru sormaktan vazgeçmeyeceğim.
Dünyanın hiçbir yerinde rüşvet alan "aldım" demediği gibi, veren de "verdim" demez. Bu konulardaki iddiaların açıklık kazanacağı yer, hakkında iddia bulunan kişilerin yaptığı hamaset değil siyasi müdahaleden arınmış ciddi bir polis soruşturması, soruşturma sonucunda yargıya taşınacak olan bulgular ve nihayetinde yargının vereceği karardır.
Meclis konuşmamda da altını çizerek belirttiğim gibi masumiyet karinesi önemlidir ve bir kişi yargı önünde hüküm giyene kadar suçsuzdur. Velakin konunun yargı önüne niye gitmediğini, rüşvet iddiaları ile ilgili tahkikatın KKTC Polisi tarafından yürütülüp yürütülmediğini sorgulamak da benim görevimdir. Ülkemin sahte diploma, insan ticareti, kara para aklama ve benzeri yolsuzluklarla anılmasına itiraz eden biri olarak, bu konularda ismi geçen ve siyasi sorumluluğu olan kişiler ile ilgili kamuoyu önünde şeffaflık talep etmekten, kurumları ve kişileri sorgulamaktan siz rahatsız oluyorsunuz diye vazgeçmeyeceğim. Ve dün olduğu gibi bugün de sorularımı yineliyorum:
1) Eğer Polis her türlü soruşturmayı yaptıysa, bu soruşturmada kimlerin ifadelerine başvurmuştur? Mesela Talip Bey polis tarafından ifadeye çağrılmış mıdır?
2) Soruşturma tamamlanmış mıdır yoksa hala devam etmekte midir?
3) Eğer ortada Ziya beyin ifade ettiği gibi kendisine hediye edilen pakette sadece kitap varsa, bu paket neden otoparkta arabanın bagajına yerleştirilmiştir?
4) Soruşturma tamamlanmış ise polis hangi bulgulara ulaşmıştır?
5) Eğer bu bulgular Ziya beyin iddia ettiği gibi mesnetsiz ise, Ziya bey ve Talip bey kendisine iftira attığını iddia ettiği kişiler hakkında şikayetçi olmuş mudur?
6) Eğer bu kişiler ile ilgili "bize iftira atıyorlar" iddiasında olup hala şikayetçi olmamışlarsa bunun sebebi nedir?”