Ulusal Birlik Partisi dün “Yeni Kalkınma Dönemi” adını verdiği seçim manifestosunu, Merit Lefkoşa Hotel’de düzenlenecek basın toplantısıyla açıkladı.
50 milletvekili adayının hazır bulunduğu basın toplantısında manifesto UBP Genel Başkanı ve Başbakan Özgürgün tarafından oldukça kısa bir sunumla duyuruldu.
Her basın toplantısının ardından yaşanan, basın toplantısını düzenleyen kişinin sunumunu bitirmesinin ardından basına soruları olup olmadığını, varsa alabileceğini sorması adetten ve hatta usuldendir…
Adına çok da ‘basın toplantısı’ denemeyecek UBP’nin bu basın toplantısı sonrasında, basının sorularına yer verilmedi… Yaklaşık 20 dakikalık bir sunumun ardından ‘teşekkür eden’ Hüseyin Özgürgün, basından soru istemedi.
Özgürgün’ün 15-20 dakikalık sunumunun ardından teşekkür etti, o anda oluşan 3-5 saniyelik boşlukta basın mensupları Özgürgün’ün soru varsa alabileceğini söylemesini beklerken, sessizliği UBP’nin seçim propagandasını yürüten isim, Özdemir Tokel bozdu.
Özdemir Tokel’in basına yönelik ‘Basın toplantımız tamamlanmıştır arkadaşlar’ sözleri ile toplantı dağıldı.
Özgürgün’ün teşekkürünün ardından, acaba hemen yanındaki ekrandan bir şey mi gösterilecek diye beklerken, basın mensubu arkadaşlarımla daha ne olduğunu anlamadan toplantının sonlandırılmasıyla, kendimizi bir birimize bakarken bulduk…
Anlaşılan o ki, özel hayatı, ardından da banka hesapları ile tartışılan Hüseyin Özgürgün, basını bu konularda ‘olası’ sorularına karşı kendini korumaya almış…
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın televizyon ekranlarında ‘teke tek’ bir program çağrısından kaçan Özgürgün, basında ve sosyal medyada dolaşan özel hayatı ve banka hesaplarına ilişkin haber ve söylentilerden sonra BASINDAN DA KAÇAR hale geldi…
Hüseyin Özgürgün’ün seçim öncesi partisinin manifestosunu açıkladığı basın toplantısında basından soru almaması, bir basın toplantısında gazetecinin sorusu üzerine, önündeki mikrofonun açık olduğunu unutarak halka ‘elin geri zekâlıları’ yakıştırması yapması kadar AKILLARDA KALACAK…
Protokolü aldı, manifesto yaptı!..
‘HANGİ YÜZLE?’
Ulusal Birlik Partisi’nin manifestosunu yorumlayan Maliye eski Bakanları’ndan, CTP Milletvekili Birikim Özgür, UBP’nin açıkladığı hedef ve projelerinin tümünün KKTC ile TC arasında imzalanan 2016-2018 Protokolü’nde yer alan, TC finansmanı ile ortak yürütmesi öngörülen işler olduğuna işaret etti.
UBP'nin Türkiye ile birlikte yürütülecek işleri, kendi parti projeleri gibi halka lanse etmesinin etik olmadığı gibi siyasi tükenmişliklerinin de bir ispatı olduğunun altını çizen Özgür’ün işaret ettikleri önemli:
“UBP'nin hedef ve projelerine şöyle bir göz attım. Tümü de bizim dönemimizde 2016-2018 protokolü kapsamında KKTC ile TC'nin, TC finansmanı ile ortak yürütmesi öngörülen işler.
Yıllardır iki devlet bu projeleri hayata geçirmeyi konuşur ancak KKTC'de yapısal düzenlemeler geciktiği için bir arpa boyu yol kat edilemez.
UBP 20 ayda 30 reform eyleminin hiçbirini hayata geçirmediği, projeleri ilerletmediği gibi günlük işleri de yüzüne gözüne bulaştırdı, hesap hareketleri gazetelere düştü. Şimdi hangi yüzle, "biz bu projeleri yaparız" diyorlar? Hayret etmemek elde değil.
Devletin uluslararası anlaşmalarla üstlendiği tüm sorumlulukları biz halkımız için adil ve dürüst bir yönetimle, zamanında hayata geçiririz. Kimsenin şüphesi olmasın. Bu sayede elde edilecek ilave kaynaklarla da cebimizi doldurmayı değil halkımız için öngördüğümüz özgün politika, program ve projelerimizi yürütür, kısa sürede halkın geneline yayılacak ekonomik büyüme ve kalkınmayı gerçekleştiririz.
UBP'nin Türkiye ile birlikte yürütülecek işleri kendi parti projeleri gibi halka lanse etmesi etik olmadığı gibi siyasi tükenmişliklerinin de bir ispatı telakki edilmelidir.”
Recep Akdağ’ın sözleri de MANİFESTO oldu!
UBP’nin yeni hedefleri arasında kişi başına düşen milli geliri 25 bin Dolar’a çıkarmak da yer alıyor…
’25 bin Dolar’ kısa bir süre önce TC Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ın yaptığı açıklamaları akıllara getirdi…
Katıldığı bir televizyon programında Kıbrıs’la ilgili sorular üzerine "Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kişi başına gelir 13 bin dolara ulaşmış durumda. Biz bunu 25 bin dolara ulaştıracağız" diyen Akdağ’ın sözleri de, 2016-2018 Protokolü’nden FAYDALANAN UBP için MANİFESTO oldu.
DP değil, Maliye Bakanlığı Propagandası!
Demokrat Parti ‘SEÇİM FİLMLERİ’ ile adeta ‘Kendisinin değil Maliye Bakanlığı’nın propagandası yapıyor…
Önce ‘Demokrat Parti ödeyecekmiş gibi’ 13. Maaş ve maaş ödemeleriyle propaganda yapan DP, şimdi de Maliye Bakanlığı binasında çektiği filmle, ‘vatandaşa hizmet’ propagandası yapıyor…
Seçime yönelik sloganları arasında ‘EŞİTLİK’ ifadesini kullanan Demokrat Parti, Seçim propagandasını ‘MALİYE BAKANLIĞI üzerinden’ yürüterek bu konuda yarattığı ‘EŞİTSİZLİK’le, kendi kendi ile de çelişiyor…
Demokrat Parti’nin son seçim filminde yaşlı bir adam Maliye Bakanlığı’na gidiyor, bekleme odasında bekliyor hatta Bakan Odası’na kadar giriyor…
Bu güne kadar bakanlığı birçok kez gidip geldiğini ancak işini yapamadığını ifade eden yaşlı adam, Serdar Denktaş’ın Bakan olması ile işini de hallettiğini söylüyor…
Demokrat Parti’nin Maliye Bakanlığı’nı ‘SEÇİM MALZEMESİ’ yapması akıllara bazı sorular getiriyor:
-Maliye Bakanlığı Demokrat Parti’nin mi?
-Demokrat Parti’nin Maliye Bakanlığı’nı seçim malzemesi yapması etik mi?
-Başka bir partinin Maliye Bakanlığı binasında, hatta Maliye Bakanı’nın odasında seçim propaganda filmi çekmesi mümkün mü?