SOS’te104 çocuk ve gence ‘aile’ ortamı

SOS’te104 çocuk ve gence ‘aile’ ortamı

Ayşe GÜLER

Devletten ve uluslararası alınan katkıların yanı sıra, bağışlarla ayakta durmaya çalışan SOS Çocuk Köyü, Aile Temelli Bakım kapsamında 104 çocuk ve gence aile ortamı sağlıyor.
En küçüğü 2.5, en büyüğü de 16 yaşlarında olan çocuklar,  11 ‘SOS annesi’ ve 6 ‘teyze’ ile büyüyor.
23 yıldır çocuk ve gençlere sıcak bir yuva ile iyi bir eğitim hayatı imkânı sunan SOS Çocuk Köyü’nde ‘nakit bağışlar’ ile ilgili sıkıntı yaşansa da kurum, tüm zorluklarla ayakta durmaya çalışıyor.
SOS Çocuk Köyü, sadece Aile Temelli Bakım Programı ile değil, Aile Güçlendirme Programı ile de 60 aile ve 143 çocuğa yıllardır hizmet vermeye devam ediyor.
SOS Çocuk Köyü Ulusal Direktörü Refika İnce ile kurumun dünü ve bugününü, yaşanılan sorunları, hedefleri konuştuk.

AİLE ORTAMINDA BAKIM

İnce, SOS Çocuk Köyü’nün 1991 yılında Uluslararası SOS’in bir üyesi haline geldiğini ve 1993 yılında şu anda faaliyette bulundukları binanın inşaatının tamamlandığını aktardı.
SOS Çocuk Köyü kuruluşundan önce, enstitü tipi bakım türlerinin söz konusu olduğunu ifade eden İnce, bugün her çocuğun aile ortamında yetişebildiğini söyledi.

İŞLEYİŞ NASIL, KAÇ ÇOCUK HİZMET ALIYOR?
İnce, SOS Çocuk Köyü’nde şu anda 56 çocuğun bulunduğunu, geçmiş yıllara oranla çocuk sayısında azalma olduğunu kaydetti.
SOS’in çocukları ailelerin yanından alma yetkilerinin olmadığını dile getiren İnce, işleyişle ilgili bilgi verdi.
Bu konuda Sosyal Hizmetler Dairesi’nin yetkili olduğunu, çocukların velayetinin de Daire’de olduğunu aktaran İnce, “SOS, bağımsız bir sivil toplum örgütüdür. Görevimiz, bu çocuklara en iyi şekilde bakım hizmeti vermektir. Bunun dışındaki sorumluluklar bizde değildir” şeklinde konuştu.

EN KÜÇÜĞÜ 2.5 YAŞINDA…
İnce, kurumdaki çocukların en küçüğünün 2.5 yaşında, en büyüğünün ise 16-17 yaşlarında olduğunu anlattı.
Şu anda 2.5 yaşında olan çocuğunun SOS Çocuk Köyü’ne 1 yaşında geldiğini söyleyen İnce, kriterlere göre 0-16 yaş çocukların SOS Çocuk Köyü’nde, 16-20 yaş çocukların Gençlik Evi’nde kaldığını, 20-23 yaş çocukların Yarı Bağımsız yaşamda, daha sonraki yaştaki çocukların da tam bağımsız yaşama çıktıklarını dile getirdi.
İnce, 24-25 yaşına kadar da esneklik sağlandığını belirtti.


11 ‘SOS ANNESİ’, 6 ‘TEYZE’…

İnce, şu anda kurumda 11 ‘SOS annesinin’ olduğunu, bu annelerin ayda 24 gün çocuklarla iç içe bulunduğunu belirterek, annelere destek veren 6 ‘teyzenin’ de aynı çalışma şartlarında kurumda olduklarını söyledi.
Köyde, 11 ev bulunduğunu, her evde ortalama 6 çocuğun olduğunu belirten İnce, kız ve erkeklerin bu evde birlikte kalabildiğini, biyolojik kardeşleri ayırmadıklarını ifade etti.
İnce, her evin kendi kuralları olduğunu, yemeklerinin ayrı piştiğini dile getirerek, SOS annelerinin sadece kurum içerisinde değil dışarıda da çocuklarıyla dışarıda vakit geçirebildiğini anlattı. 

AİLE GÜÇLENDİRME PROGRAMI: 143 ÇOCUK, 60 AİLE
İnce, ortada ciddi anlamda cinsel, fiziksel istismar veya ihmal olmaması halinde çocukların Aile Güçlendirme Programı’na alındığını, amaçlarının ilk adımda çocukları biyolojik ailelerinden koparmamak olduğunu söyledi.
Aileyi güçlendirerek, çocukları biyolojik ailesinin yanında tutmayı hedeflediklerini ancak bu konuda başarısız olmaları, çocuğun fiziksel, cinsel istismar ve ciddi bir ihmalle karşılaşması halinde ise Sosyal Hizmetler Dairesi’nin devreye girdiğini dile getiren İnce, çocukların korumaya alındığını, sürecin böylelikle başladığını kaydetti.
İnce, şu anda bu programdan 143 çocuk, 60 ailenin yararlandığını dile getirdi.

KORUMA ALTINA ALINAN ÇOCUKLAR…
İnce, Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından koruma altına alınan çocukların Çağlayan Çocuk Yuvası’na götürüldüğünü belirterek şunları söyledi: “Pedagojik ekibimiz ilk önce gözlem yapar. Eğer çocuk, Çağlayan Çocuk Yuvası’nda ise buradaki psikologdan geri bildirimler alırlar, okula gidiyorsa öğretmenlerinden bilgi alıyorlar… Olumlu veya olumsuz raporlarını hazırlarlar. Eğer ekibimiz olumlu rapor veriyorsa, çocukla gidip gelmemiz çoğalır. Birlikte vakit geçirirler. SOS’e gelmeden önce çocuğun hangi evde kalacağı önceden belli olur. Ardından da evin annesi, teyzesi ve çocuklarla birlikte etkinlik yaparlar. Süreç bu şekilde işlediği için bir günde çocuğu alamayız”

EVLAT EDİNME…
Evlat edinme prosedürleri ile ilgili de bilgi veren İnce, bu noktadaki yetkilinin Sosyal Hizmetler Dairesi olduğuna işaret etti.
İnce, “Bu durum bizim için pek de geçerli değildir. Buradaki çocukların çoğunun biyolojik ailesi hayattadır. Çocuklarımızın yaşları, evlat edinmek isteyenlerin tercih ettiği yaşlar değildir. SOS, aile modelinde bakım veriyor. Daire, ilk önce evlat edinmek isteyenler listesine bakar. Listede profili uygun bir aile varsa bu konuda ilk önce o aileyi dener. Uygun değilse, koruyucu aileyi dener. Bu da olmazsa SOS Çocuk Köyü’ne döner…”


BÜTÇE

İnce, kurumun bütçesiyle ilgili de bilgi verdi. Devletten gelen katkıların kurumun bütçesinin %32-33’ünü oluşturduğunu ifade eden İnce, bununla birlikte toplumdan gelen bağışların da bütçenin %33-35’ine denk geldiğini kaydetti.
Uluslararası sponsorluk sitesine kayıtlı olmaları nedeniyle %8’lik gelir elde ettiklerini dile getiren İnce, kreş gelirlerinin %7, geriye kalan bütçeyi de uluslararası SOS’den alınan katkının oluşturduğunu söyledi.
İnce, kreş için alınan uluslararası katkının 2010 yılında kesildiğini, diğerleri için alınan uluslararası katkının da 2018 yılının sonunda kesileceğini kaydetti. 

“BAĞIŞLAR KONUSUNDA TOPLUM ÇOK DUYARLI…”
Bağışlar konusunda toplumun oldukça duyarlı olduğunu vurgulayan İnce, vatandaşların özellikle ikinci el eşya veya mobilyaları SOS’e yönlendirdiklerini söyledi. 
İnce, bununla birlikte çocukların okul ve kıyafet giderlerine katkı yapmak isteyen birçok kişinin olduğunu ifade ederek, kurumlardan genellikle gıda bağışı aldıklarını belirtti.

“NAKİT BAĞIŞLARI GELİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Yapılan katkılara rağmen nakit bağışını güçlendirmeye çalıştıklarını kaydeden İnce, personel, sağlık, telefon, elektrik, sosyal aktiviteler giderleri, özel eğitim hizmetleri gibi birçok konuyu hayata geçirmek adına nakit bağışına ihtiyaç duyulduğundan bahsetti.

SIKINTILAR…
Karşılaştıkları sıkıntılardan da bahseden İnce, Aile Temelli Bakım Programı’nda kalifiye anne ve teyze bulmakta zorluk çektiklerini, başvuran adayların istenilen düzeyde olmadığını belirtti.
İnce, bazı zamanlarda biyolojik ailelerin hayatta olmasıyla ilgili sıkıntılar yaşadıklarını dile getirdi.
Öte yandan Aile Güçlendirme Projesi’nde ise genellikle ‘göçmen’ ailelerle çalıştıklarını söyleyen İnce şöyle devam etti: “Ailelerin ilk önce kendilerini buraya ait hissetmeleri gerekiyor. Aidiyet duygusu tam gelişmemiş bir aileye hizmet götürürken, verdiğiniz hizmetin karşılığında sorumluluk üstlenip yerine getirmesi daha güç hale gelir.”

Dergiler Haberleri