Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, Covid 19 Salgını Nedeniyle Yaşanan Olağandışı Durumun ve Alınan Önlemlerin Değerlendirilmesi gündemiyle toplandı.
Meclis’ten yapılan açıklamaya göre, son toplantıda olduğu gibi, Meclis binasına giriş ve çıkışlarında hijyenik önlemler alındı. Bu çerçevede Meclis salonları ve bahçe dezenfekte edildi.
Genel Kurul Salonu’nda oturma düzeni ise yine sosyal mesafe korunarak ayarlandı. Sınırlı sayıda Meclis çalışanının görev yaptığı oturumda, görevli tüm personel maske ve eldiven takarak görevlerini icra ediyor.
Meclis Başkanlığı, oturuma gelecek milletvekillerinin de aynı şekilde maske tedariğini sağlayıp, gerekli tedbirler alındıktan sonra genel kurulu açtı.
Meclis’te Kovid-19 salgını ve alınan önlemler değerlendirilecek…
En son 19 Mart’ta toplanmıştı…
Meclis en son Cumhurbaşkanlığı seçimini ertelemek ve korona virüsüyle ilgili önlemleri ele almak amacıyla 19 Mart’ta olağanüstü toplantı yapmıştı.
Meclis’te temsil edilen siyasi parti başkanlarıyla varılan mutabakat ve Bakanlar Kurulu’nun koronavirüs önlemleri çerçevesinde verdiği idari izin kapsamında Meclis Genel Kurulu, 10 Mart’taki oturumun ardından 15 Mart’ta toplanmama kararı almıştı…
Başkan Uluçay: Çalışmalara ışık tutması hedefiyle…
Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, bu süreçte çalışan, emek veren sağlık çalışanları yanı sıra tüm diğer çalışanlara teşekkür etti, Genel Kurul’da parti başkanları ve milletvekillerinin görüş ve önerilerinin sunulmasının amaçlandığını aktardı.
Başkan Uluçay, ortaya konacak görüş ve önerilerin, yapılacak çalışmalara da ışık tutuması temennisini belirtti.
Arıklı: “Bir gözünüz vatandaşın cebinde, bir gözünüz Türkiye’den gelecek parada”
YDP Genel Başkanı Arıklı, Domuzcular Burnu’ndaki Askeri Hastane’nin boş olduğuna işaret etti, neden askerden istenmediğini sordu. Ayrıntılar
Ataoğlu: “Bulaş sayımızı gerçekten biliyor muyuz?”
Nüfusumuza yakın Kıbrıs’ın güneyinde ve Malta’ya bakıldığında test oranlarının çok daha yüksek olduğuna dikkat çeken DP Genel Başkanı Ataoğlu, “Biz acaba ne durumdayız, bulaş sayımızı gerçekten biliyor muyuz? Bunları tam olarak bilmeden nasıl bir kriz yönetiyoruz?” diye sordu. Ayrıntılar
Özyiğit: “Sistem çöktü, hepimiz altında kaldık”
Yeni bir sistemin, reformları da içerecek şekilde yeni bir anayasanın konuşulması gerektiğini görüşünü belirten Özyiğit, “Bu ülkede oluşturulan bu sistem çökmüştür ve hepimiz altında kaldık” dedi. Ayrıntılar
Erhürman: “Olmayan kriz yönetimine güven bitti”
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman meclis konuşmasında hükümeti eleştirdi, “Olmayan kriz yönetimine güven bitti. Yapılması gereken hiçbir şeyi yapmıyorsunuz” dedi. Erhurman hükümete “birlikte çalışma” çağrısını yineledi. Ayrıntılar
Özersay: “Eksiklerimiz ve hatalarımız oldu doğrudur”
Değerlendirmeleri yaparken daha adil olunması gerekliliğini yineleyen Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay, “Hükümet olarak bu krizle ilgili tedbir olarak doğrudur, haklısınız bazı çelişkilerimiz, eksikliklerimiz ve yanlışlarımız oldu. Eksikte ve hatada ısrarcı olmadık” şeklinde konuştu. Ayrıntılar
Tatar: “İnşallah defolur gider!”
Başbakan Tatar, “İnşallah önümüzdeki birkaç ay içerisinde bu hastalık defolur gider, ulaşım imkanları da yerine gelir. Şu anda dipteyiz. Kapılar açılmadan, uçaklar uçmadan eski performansımızı da yakalamamız mümkün değil” dedi. Ayrıntılar
Denktaş: “Devlet gelir kaybı pahasına ev giderlerini aşağı çekmeli”
Gelecek baskılarla yaklaşan Bayram’da namazın serbest bırakılması yanlışına düşülmemesi gerektiğini görünü belirten DP Milletvekili Serdar Denktaş, yapılanları eleştirmeyeceğini, yapılması gerekenlerden bahsedeceğini ifade etti.
Nüfusumuzun salgında avantajken, ekonomik çarklarında dönmesinde dezavantaj olduğuna işaret eden Denktaş, borçları ertelemenin bu gün için kolaylık görünse de, kapanma bittiğinde zorluğunun ortaya çıkacağına işaret etti.
Gelir kaybı pahasına insanların yaşamını kolaylaştırmak, ev giderlerini aşağı çekmenin devletin yapması gerekenler arasında olduğunu söyleyen Denktaş, bankaların faizi de 3 ay süreyle dondurması gerekliliğine vurgu yaptı.
Denktaş, “Devlet batmaz, devlet iflas etmez ama insanlar, şirketler batar iflas eder. İnsanların, şirketlerin batması devletin gelirlerini de daha aşağı çeker” dedi.
Angolemli: “Gerekirse el koyun”
Devletin ipleri eline alması gerektiğini ve herkesin istediğini istediği fiyattan satmaması gerektiğine işaret eden TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, şu anda çalışan tek üretim sektörü tarımın da desteklenmesi gerektiğini belirtti.
“Bugün halk bizi kavga eder görmek istemez, birlik görmek ister” diyen Angolemli, Hükümet’e seslendi, “İşiniz kolay değil, bu bir savaştır. Çalışın, kimseni aç bırakmayın” dedi.
Bu gibi ‘savaş’ durumlarında varlıklılar saklanırken, emekçilerin, küçük esnafın çalıştığına işaret eden Angolemli, Hükümet’in yasaları inceleyerek gerekirse ‘el koyması’ gerektiği görüşün belirtti.
İncirli: “Yapılması gerekenleri yapmamak, gelecekten çalmaktır”
Dünyadaki bilimsel yayınlara, sürecine bakarak ancak ‘önümüzü görebileceğimizi’ belirten CTP Milletvekili Dr. Sıla Usar İncirli, beklemekle küresel salgının ortadan kalkmayacağına, Dünya Sağlık Örgütü’nün de ‘hazırlık yapın’ dediğine işaret etti.
‘Yaz geldi, eğrimiz inişte’ gibi bekleme lüksümüz olmadığına vurgu yapan Usar, yapılması gerekenlerin yapılmamasının, bu ülkenin geleceğinden çalmak anlamına geldiğinin altını çizdi.
Bugün yapılması gerekenlerin yarınlar için bugün yapılması gerektiğine vurgu yapan Usar, bu sürecin bir buçuk 2 yıllık bir süreç olduğuna değindi.
28 Ocak’ta bu kürsüden yaptığı konuşmadan bir pandemi hastanesi gerekliliğinden bahsettiğini anımsatan Dr. Sıla Usar İncirli, amiral gemisinin boşatılması ile insanların sağlık hakkına erişemediğinin altını çizdi.
Bazı şeylerin görülebilmesi için hatalar yapılmasına gerek olmadığını belirten Dr. Sıla Usar İncirli, “Bu devlet bir hastaneyi yapamayacak durumda ise o zaman kendimize nedir yaptığımız diye sormamız gerekiyor. Bu pandemi hastanesini gündemden çıkarmamız lazım artık” dedi.
“Pandemi hastanesi ne zaman bitecek, pandemi hastanesi bitene kadar Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde Covid-19 hastaları artarsa ne yapacağınızı planladınız mı” sorularını soran Dr. Sıla Usar İncirli, hastalık yeni olsa da, ‘Plan- projenin insanlık tarihi kadar eski’ olduğuna vurgu yaptı.
Ülkede kaç PCR cihazı olduğunu ve kullanılabilir durumda olduğunu da soran Dr. Usar, daha çok test yapmak zorunda olduğumuzun altını çizdi.
Türkiye’de çok daha uygun fiyata bir kit kullanıldığını belirten Dr. Sıla Usar İncirli, bununla ilgili Türkiye Cumhuriyeti ile bir iletişime geçilip geçilmediğini sordu.
Şahali: “Bu dediğim dedik, çaldığım düdük tavrından vazgeçin”
Tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ederek başlayan CTP Milletvekili Erkut Şahali, Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde görev yapan tüm kamu çalışanları, bankalarda çalışanlarına da teşekkür etti.
Bu süreçte görev yapan Kabine üyelerine de teşekkür eden Şahali, 20 Mart itibarıyla CTP’nin bir öneriler dizisi hazırladığına işaret etti
“Size uzatılan bu yardım ve destek elini geri çevirmeyin. Bu dediğim dedik, çaldığım düdük tavrından vazgeçin. Bu ülkede siyasetin her kanadı elini taşın altına koymaya hazırdır ama siz bu konuda istekli değilsiniz. Lütfen bu hatadan dönün artık” diyen Şahali, sürecin çok başlılıkla sürdüğüne de değindi.
TC Sağlık Bakanlığı’nın 8 kez covid-19 rehberini güncellediğine işaret eden Şahali, Sağlık Bakanlığımızın web sitesinde halen 5 ve 25 Şubat tarihli belgelerin durduğuna da vurgu yaptı.
Tüm ekonomistlerin yaptığı ortak değerlendirmenin önemli sektörlerin çökeceği ve üretimle ilgili sektörlerin yükselişe geçeceği yönünde olduğuna değinen Şahali, ülkenin gıda ve sanayi açısından ham maddeye erişimin her zamankinden daha zaruri hale geldiğini belirtti.
Devletin kendi kaynaklarıyla ülkede üretilen sütü değerlendirmesi ve ihtiyaçlı halka dağıtılması gerektiğini ifade eden Şahali, “Az yedirin, az süt versinler önerisi doğru bir yaklaşım değildir” dedi.
Şu ana kadar devlet kendi bütçesinden, hazineden covid-19’la mücadele için ne kadar harcama yapıldığını da soran Erkut Şahali, test kitlerinin bağışçılar tarafından temin edildiğine işaret etti.
Derya: “Sizin bu kararlarınız yüzünden ülke entübe oldu, umarım hastayı kaybetmeyiz”
Hükümet mensuplarının muhalefeti ‘siyaset yapmakla’ suçlarken yardım paketlerini dahi UBP Gençlik Örgütü’nün taşıdığını ifade eden CTP Milletvekili Doğuş Derya, alınan ve alınmayan önlemlerle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu, Hükümet’e yönelik, “Sizin bu kararlarınız yüzünden KKTC entübe oldu, umarım hastayı kaybetmeyiz” ifadelerinde bulundu.
Doğuş Derya, bakanlara sorular sordu:
“Hastanedeki malzemelerle ilgili denetim yapılıyor mu?”
“Şeffaf olduğunuzu iddia ediyorsunuz. Covid’le ilgili mücadele için bir bütçe ayırdığınızı söylüyorsunuz. Eğer şeffafsanız hangi kesintilerden ne kadar gelir elde ettiğinizi açıklamanızı istiyoruz. Bu kaynak nereye harcandı bunu bilmiyoruz. Hala daha doktorlar hastanede maske, tulum ve eldiven eksikliği olduğu söyleniyor. Bu malzemelerin sürekli kaybolduğu söyleniyor bununla ilgili denetim yapılıyor mu? Genel bir tarama yapılması gerektiğini söylüyoruz. Test kiti yetersiz deniliyor. Ama bu covid için ayrılan bütçenin ne kadarı test kitleri için harcanıyor. Sayın Ersin Tatar, ‘Kabile değiliz’ dedi ama bence kabine değiliz demek istedi çünkü, Başbakan’ın söylediğini Başbakan Yardımcısı yalanlıyor, Sağlık Bakanı’nın söylediğini Başbakan yalanlıyor. Sayın Özersay çıkıp Sağlık Bakanı’nın yerine açıklama yapıyor. Sürekli bir yarış halindeler”.
“Elektrik, telefon ve tüp gaz fiyatlarının düşürülmesi için ne yapılıyor?”
Kabine üyeleri arasında sürekli olarak bir demeç verme yarışı olduğuna işaret eden Derya, “Hala daha Cumhurbaşkanlığı seçimi psikolojisinden kurtulamadınız. Sürekli kararlar değiştiriyorsunuz, Araç kayıt açılacaktı dediniz ama vazgeçtiniz. Araç Kayıt online ödeme yapanlara indirim olacak dediniz ama bu online ödemeyi yapamayan 60 yaş üstü insanları düşünmediniz. Arz ve talebin aynı anda dibe vurduğu bir dönemdeyiz. Hem hane halkının alım gücünü düşürüyorsunuz ama diğer yandan giderleri minimize etmek için ne yapıyorsunuz. Elektrik, telefon ve tüp gaz fiyatlarının düşürülmesi için ne yapılıyor?” KIBTEK’in elektrik borcunu ödeyenlere indirim açıklandığına işaret eden Derya, alım garantisinden dolayı şimdiye kadar yerine 8 tane santral yapabileceğimizin belirtildiği AKSA’nın ne yaptığını sordu.
AKSA’nın bu süreçte hiç kaybı olmadığına işaret eden Derya, AKSA’nın sözleşmesini gözden geçirmesi gerektiğine de vurgu yaptı.
Çalışma Bakanı Sucuoğlu’nun Kıbrıslı Türklerin bundan sonra her sektörde çalışacağını söylediğini anımsatan Doğuş Derya, “İngiltere’de bulaşık yıkayan, güneyde inşaatta çalışan Kıbrıslı Türkler iş beğenmediği için değil, ücret politikalarından dolayı hizmet sektöründe çalışmıyordu. Güneyde ve İngiltere’de hizmet sektöründe çalışırken niye kendi ülkesinde çalışmasın ki” dedi.
Burada tedavi olmaya gelen fakat sınır kapıları kapandığı için güneye geri dönmek istediği halde geri dönemeyen Kıbrıslı Rumlar için de hiçbir şey yapılmadığını söyleyen Doğuş Derya, hastanenin bir süre Kolan’a taşınmasının maliyetini sordu.
CTP Milletvekili Doğuş Derya ayrıca bu süreçte bazı hastalara hizmet veren YDÜ Hastanesi’nin halen ‘eski tarifeden’ mi hizmet verdiğini, yoksa bu süreçte devlete yönelik bir indirim mi uyguladığını da öğrenmek istediğini belirtti.
Doğuş Derya sözlerini“Sizin bu kararlarınız yüzünden ülke entübe oldu, umarım hastayı kaybetmeyiz” ifadeleri ile tamamladı.
Hamzaoğulları: "Halkın alım gücü düştü"
CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları, Coronavirüs nedeniyle ekonomide yaşanan sorunlara işaret ederek halkın alım gücünün düştüğünü, daha da düşeceğinin görüldüğünü; gelişmeleri 1994’teki olaylara benzettiğini söyledi.
Hamzaoğulları, esnafın yaşadığı sıkıntıyı ve sicil affı talebini sosyal medyadan aldığı bir mesajı okuyarak anlattı. “Kar-İş’ten meclise ve hükümete sesleniş” başlıklı bir yazıyı da okuyan Biray Hamzaoğulları, toplu taşımacılığın şu anda tamamen bittiğini, sektörün geleceğinin bir an önce ele alınması ve yeniden kurgulanması talebini seslendirdi.
50 kişilik Meclis bile toplanamazken, okullarda nasıl ders başı yapılacağını çok merak ettiğini belirten Biray Hamzaoğulları, halen pandemi hastanesinin yerinin belirlenemediğini kaydetti. Ülkede kaç ventilatör olduğunu soran Biray Hamzaoğulları, Karpaz bölgesindeki karantina uygulamasıyla ilgili de değerlendirmeler yaptı.
CTP Milletvekili Hamzaoğulları, “bölgede son görülen vakaların kaynağının kombaycı değil hastane olduğunu” söyledi. Test fiyatlarının Mağusa’da ve Lefkoşa’da farklı olduğunu belirterek bunu eleştiren Biray Hamzaoğulları, Karpaz’daki karantina kararının baskı rejiminin sonucu olduğu görüşünü belirtti.
Hamzaoğulları, devletten maaş alanların hiçbirine katkı yapılmaması gerektiğini söyledi.
Çeler: "Özel sektör için maaş garanti fonu oluşturulmalı…”
TDP Milletvekili Zeki Çeler, siyasi konuşmalarda verilecek mesajların önemli olduğunu vurgulayarak topluma negatif mesaj verilmemesi gerektiğini söyledi.
Çeler, bu süreçte, gıda yardımları ve maaş desteği konularındaki görüşlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu’nu arayarak ilettiğini belirterek, bazı düşüncelerine daha fazla önem verilmesini beklediğini kaydetti.
“Önemli olan toplumun kazanmasıdır. Sunduğumuz fikirler, toplumun kazanması içindir” diyen Çeler, gıda yardımlarının bakanlık altında toplanıp dağıtılması gerektiğini, gerekli listelerin Sosyal Hizmetler Dairesi ve Çalışma Dairesi’nde bulunduğunu anlattı.
Zeki Çeler, belediyeler ve muhtarlıklarla beraber, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın ortak çalışma yaparak halka yardımların koordine edilebileceğini söyledi.
“İhtiyacı olana daha çok katkı yapılmalıydı"
Herkese 1500 TL maaş desteği yerine daha çok ihtiyacı olana daha çok verme yoluna gidilmesi gerektiğini kaydeden Çeler, “eşitlik” diyerek aynı rakamın verilmesinin doğru olmadığını, bazı insanların da ihtiyacı olmadığı halde “benim de hakkım” diyerek “arsızlık” yaptığını belirtti.
Zeki Çeler, özel sektör sendikalaşmış olsaydı, yıllarca biriktirdikleri aidatlarla çalışanlara katkı verebileceğini kaydetti.
Hükümetin tepkiler üzerine katkıdan yararlanacakları genişlettiğini, oysa baştaki önerileri dikkate alınsaydı sürece daha hazırlıklı girilebileceğini söyledi. Çeler, herkesin devleti yanında hissetmesi gerektiğini belirtti.
Bundan sonra özel sektör için “maaş garanti fonu” oluşturulması önerisinde bulunan Zeki Çeler, bunun artık elzem olduğunu kaydetti ve hükümetin yapılacaklar listesine bunu da eklemesini istedi.
Şahiner: “Üreticileri ekonomik batak riski bekliyor”
CTP Milletvekili Salahi Şahiner, salgınla dünyada bazı ilkler yaşandığını, sağlıkta başı çeken ülkelerin bile çok büyük sıkıntı yaşadığını söyledi.
Şahiner, kırılgan olan KKTC’de sağlık konusunda gerekli adımların zamanında atılamadığı için daha sancılı bir süreç olduğunu belirtti. Bundan sonra da artçı krizler ve riskler bulunduğunu kaydeden Salahi Şahiner, ülkenin daha fazla krizi kaldırabilecek kapasitesi olmadığını, gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.
Gıda tedarik zincirinde sıkıntı yaşanmaması için bazı ülkelerin ihracatı kapattığını belirten Salahi Şahiner, bu dönemde yerli üretimin önemine işaret etti.
Üreticilerin pandemi öncesi ekilen ürünlerinin tarlada kalma riski olduğunu, artık girdi maliyetlerinin de çok yükseldiğini, üreticileri ekonomik batak riski beklediğini, üretimden uzaklaştırılma riskleri de olduğunu söyleyen Şahiner, “Tarım sektörü pozitif ayrımcılığı sonuna kadar hak eden bir sektördür” dedi.
Özdenefe: "Hükümet bu olağanüstü zamanda, olağanın dışına çıkarak sıkıntıya strateji, vizyon, planlama ve ciddiyetle yaklaşmalı”
CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, olağanüstü zamanlardan geçerken hükümetten de olağanın dışına çıkarak sıkıntıya daha büyük strateji, vizyon, planlama ve ciddiyetle yaklaşmasını istedi.
Hükümetin farklı kararlarıyla güven bunalımına yol açtığını belirten Özdenefe, eleştiriye de açık olunması gerektiğini anlattı.
Gerekli tüzükleri çıkarılmadığı için Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’nın işlevsel olmadığını kaydeden bu yasa altındaki komitenin de kullanılmadığını söyledi.
Özdenefe, böylesi bir dönemde Meclis baypas edilerek değil, halkın temsilcilerinden yararlanarak gerekli yasal mevzuatın tamamlanmasını istedi.
Fazilet Özdenefe, yaşanan krizin çok ciddi sosyal boyutları da bulunduğunu kaydetti. 54 bin öğrencinin şu anda evlerde olduğunu, özel okullardakilerin bir şekilde uzaktan eğitimle angaje olurken, bakanlığın bazı çabalarına rağmen devlet okullarının ise ihmal edildiğini kaydetti.
Özel ve devlet okulları arasındaki farkın giderek açıldığını belirten Özdenefe, kaç çocuğun evinde akıllı cihazlar ve internet olduğunun araştırılmasını istedi. Dezavantajlı ailelerdeki çocukların takibinin yapılıp yapılmadığını soran Fazilet Özdenefe, aile içi şiddetin bu dönemde korkunç artış gösterdiğini söyledi.
Özdenefe, önerilerini “Meclis’in ekarte edilmemesini, yasa gücünde kararname çerçevesinde kararlar yerine mecliste karar alınmasını, bulaşıcı hastalıklar yasası işlevsel hale getirilmeli, tüzükleri çıkarılmalı, okul müdürleri ve öğretmenlerinin öğrencilerle derhal temasa geçmesi, aile içi şiddete karşı kadın ve çocuklara yardım eli uzatılması” olarak özetledi.
Candan: "Dünya Sağlık Örgütü’nün çağrısına rağmen maske takılması niye zorunlu hale getirilmiyor?”
CTP Milletvekili Armağan Candan, yoğun bakım servisinin kapasitesi, ventilatör sayısını ve bakanlığın hedefinin ne olduğunu ayrıca, günde kaç test yapma kapasitesi bulunduğunu sordu.
“Şu anda envanterimiz ne noktadadır? Bir ihtiyaç analizi yapıldı mı?” sorusunu da yönelten Candan, sağlık çalışanları açısından bu bilginin önemine dikkat çekti.
Armağan Candan, binlerce tıbbi malzemenin yurt dışından getirildikten sonra ortadan kaybolduğuna dair iddialar olduğunu belirten bunu da eski Meclis Başkanı Sibel Siber’in söylediğini kaydederek aynı saatlerde başhekim yardımcısının istifa ettiği haberleri de yayıldığını kaydetti. Candan, bu konuda soruşturma yapılıp yapılmadığını sordu.
Candan, “Doktorların istifa noktasına gelmesi şu anda isteyeceğimiz en son şeydir. Biz doktorlarımızın en iyi koşullarda görevlerini sürdürmesini istiyoruz” diye konuştu.
“Öğrenci sayısının düşmemesi için Türkiye’nin bizi koruması gerek” diyen Candan, öğrencilerin çoğunun ülkelerine döndüğünü belirtti ve Türkiye’deki üniversitelere yatay geçişin zorlaştırılması önerisi yaptı.
Armağan Candan, turizm konusunda nasıl bir planlama içinde olunduğunu da sordu.
Candan, ülkenin test sayısı konusunda kendini küçük ülkelerle kıyaslaması gerektiğini belirterek, açıklanan test rakamlarının kişi sayısı anlamına gelmediğini kaydetti.
Candan, insanların önlerini göremediğini, iletişime dikkat etmek gerektiğini ve Sağlık Bakanlığı’nın testler konusunda daha geniş bilgi vermesi ve testleri yaygınlaştırması gerektiğini söyledi.
Bir doktorun, “yenmedik, henüz düşmanın yerini bulamıyoruz” dediğini bildiren Candan, henüz sonuca varmak için erken olduğunu kaydetti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün çağrısına rağmen maske takılmasının niye zorunlu olmadığını soran Candan, bunun nedeninin ülkede yeterli maske bulunmaması mı olduğunu sordu.
Candan, halkla herkesin anlayabileceği şekilde bir iletişim kurulması gerektiğini söyledi.
Toros: “Coronavirüs sürecinin sosyo-ekonomik bedellerinin azaltılması için iç borçlanmaya gidilmeli”
CTP Milletvekili Fikri Toros, son aylarda yaşanan tecrübelerin koronavirüsün sağlık kadar sosyal ve ekonomik boyutu da olduğunu gösterdiğini söyledi.
Toros, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı öngörüsüne işaret ederek ülkelerin her türlü stratejisinin de yeniden şekilleneceğini kaydetti. Ülkelerin yeniden şekil alacak yaşam alanlarıyla ilgili politikalarını, stratejilerini gözden geçirdiklerini, korumacı ve ayrılıkçı politikalar yerine komşularıyla dayanışmasını, iş birliğini ve imkanlarını artırdıklarını anlatan Toros, çeşitli ülkelerde alınan ekonomik önlemlerle ilgili örnekler verdi.
CTP’de maliye, eğitim, sağlık boyutları için alternatif politikalar hazırladıklarını ve bunları kamuoyuna açıklamadan önce hükümete sunarak uygulanmasında yardım teklifi sunulduğunu anlatan Toros, CTP’nin kriz yönetimi konusunda duyarlı ve sorumlu davrandığını kaydetti.
Fikri Toros, virüsün görülmesiyle sektörlerde ve yaşamda görülen değişikliklere ve alınan önlemlere değinerek halkın olayın ciddiyetini idrak ederek bu ağır bedelleri ödemekte kendine düşeni yaptığını söyledi.
Derhal bir yardım kaynağı hazırlanması düşüncesinde olduklarını belirten Toros, devletin iç borçlanmaya gitmesini önerdiklerini hatırlattı. Hükümetin dış kaynak girişimlerinin tamamen başarısız olduğunu, buna şaşırmadığını kaydeden Fikri Toros, iç borçlanmaya gecikmeden başvurularak yeniden açılma tartışılmaya başlandığında acil ihtiyaçlara harcama yapılabileceğini ifade etti.
Toros, ülkenin finansal sağlığının hiç de fena olmadığını belirterek koronavirüs sürecinin sosyo-ekonomik bedellerinin azaltılması için iç borçlanmaya gidilmesi, derhal kamu bankası tahvili çıkarılması önerisi yaptı.
Fikri Toros, Lefkoşa’da Fuar Alanı’nın ve Atatürk Spor Salonu’nun bazı düzenlemelerle pandemi hastanesine dönüştürülebileceğini söyledi.
Yabancı iş gücünün geri dönmeme riskinin yüksek olduğunu belirterek “Bu olumsuzluğu bir fırsata dönüştürmeliyiz. Yeniden açılma sürecinden sonra iş gücü piyasasının ihtiyaçlarını yerel kaynaklardan sağlamamız lazımdır. Yerel kaynakları eğiterek ve gerekli yönlendirmeyi yaparak ihtiyaç olan alanlara sevk etmemiz lazım. Mümkün olduğunca yabancı iş gücüne karşı supaplar koymalıyız” dedi.
Toros, bu sürecin ardından iktidardaki iki partinin milliyetçi ve ayrılıkçı politikalarını gözden geçirerek krizin bedellerinin telafisi için şart olan ülkelerle iş birliği, uluslararası hukuka uyma, müzakereleri destekleme ve federal Kıbrıs oluşumuna katkı da bulunma, sosyal devlet anlayışıyla emeğe göz dikmemeleri dileğinde bulundu, bunların süreçten alınabilecek en önemli dersler olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu: "sınavlar yapılacak, öğrenciler mezun olacak"
Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu Meclis Genel Kurulu’nda eğitime ilişkin merak edilenleri yanıtladı, “Okullar ne zaman açılır söyleyemem, kararı Bilim Kurulu verecek” dedi, okulların açılmasından yana olduğunu belirtti.
Kolej sınavının yanı sıra diğer sınavların da yapılacağını açıklayan Nazım Çavuşoğlu, “En az 30 gün önceden bildireceğiz, tüm öğrenciler mezun olacak” dedi.
Genel Kurul Salonu’nda oturma düzeni ise yine sosyal mesafe korunarak ayarlandı. Sınırlı sayıda Meclis çalışanının görev yaptığı oturumda, görevli tüm personel maske ve eldiven takarak görevlerini icra ediyor.