Söyleşiyi yapan: Fevzi Kasap
fevzi.kasap@neu.edu.tr
1960 yılında Kıbrıslı Türk ve Rumlar tarafından kurulan ortaklık cumhuriyetinin 1963 yılında Kıbrıslı Türklerin mağduriyetleri üzerine bozulması ile birçok Kıbrıslı Türk yaşadıkları bölgelerde savunma amaçlı gettolar oluşturmuşlardır. Kıbrıslı Türkler bu gettolarda birçok malzemenin Türk bölgelerine giriş yasağı nedeni ile zor dönemler geçirmektedirler. İçme suyu gibi hayati ihtiyaçların yanı sıra sağlık, güvenlik, barınma temel sorun haline gelmiştir. Bu mağduriyet döneminde moral açıdan Kıbrıslı Türkleri ayakta tutan en önemli gelişme ise imkansızlıklarla kurdukları bölge radyoları olmuştur.
Kıbrıslı Türklerin kendi dar imkanları ile kurduğu bölge radyolarından biri de Gazi Baf’ta kurulan Gazi Baf’ın Sesi Radyosu olmuştur. Radyolar bu dönemde halka; şifreli yayınlar ile mesaj ulaştırmanın yanı sıra gelişmeleri aktarması, eğlendirmesi ve kapalı oldukları süreçte insanların ihtiyaçlarını tanzim etmelerini ve dayanışma içinde olmalarını sağlamıştır.
Baf’ta radyonun kurulmasında büyük emekleri bulunan Hüseyin Irkad’ın oğlu araştırmacı- yazar Ulus Irkad ve Gazi Baf’ın Sesi Radyosu’nun kurulduğu günden itibaren ilk genel spikeri olan Aysel Süleyman olaylara ve gelişmelere birebir tanıklık etmiştir.
O yıllarda genç bir kız olan Aysel Süleyman; radyoda uzun yıllar görev üstlenmiş daha sonra aile birleştirmesi kapsamında ailesi ile birlikte Londra’ya göç etmek zorunda kalmıştır. Şu anda Avusturalya’da yaşamını sürdüren Aysel Süleyman ile Kıbrıs’tan ayrıldığı 1967 yılına kadar Gazi Baf’ın Sesi Radyosu’nda yaşananları konuştuk:
Ulus Irkad ise çocukluk anılarında radyonun kurucularından olan babasının mücadelesine yakından tanıklık etmiştir. Radyo ile ilgili birçok gelişme önünde cereyan etmiş birçok program yaşadıkları evde imkansızlıklar içinde üretilmiştir.
Yaptığımız görüşmede Ulus Irkad o günleri anlatıyor:
F.K: Bize Gazi Baf’ın Sesi Radyosu’nun nasıl kurulduğunu ve yaşananları aktarır mısınız?
U I : Ben Gazi Baf radyosunun doğuş günlerini hatırlarım. Eski bir polis eri olan Ayla teyzemin kocası rahmetli eniştem Ömer Ayral bu bebeğin yaratıcısıydı. Kendisi İngiliz Dönemi’nde de telsiz tamircisi ve operatörüydü. Hatırladığım kadarıyla belki de bu bebek 1965-66’lı veya 67’li günlerde Kahveci Yusuf Dayı’nın iki katlı evinin kiracısı olan teyzemlerin en üst katında (orası teyzem ve eniştemin yatak odasıydı da aynı zamanda) belki de o zamanların ilkel radyo-telsiz aletleriyle kurulmuştu.
Önceleri müzik yayınları yapılırken babam Hüseyin Irkad da tek başına programlar yapıyordu bu iki katlı evin en üst katındaki iki odalı evde. Daha sonra Pazar günleri eğlence programları da araya girdi.
Özer Kahveci abinin (yani Yusuf dayının şimdilerde rahmetli olan oğlu Özer abinin) zengin bir plak koleksiyonu vardı ve bu plak koleksiyonu içinde Münir Nureddin Selçuk’tan diğer şarkıcılara kadar çeşitli plaklar çalınır ve Özer abi bu şarkılar, bestekarlar hakkında da konuşarak güzel bir program yapardı. Pazar günleri sabahleyin… Babamın da koleksiyonları vardı. Teyp koleksiyonları zengindi ve daha fazla pop ve batı müziği alanında kayıtlar yapardı. Gene Türkiye’nin TRT’sinden de kayıtları vardı babamın. Gazi Baf Radyosu faaliyete geçtiğinde 1965-1966’lı yıllardı, pop müzik programlarını genelde babam Hüseyin Irkad yapardı.
Bunun yanında babam, haberleri de okuyordu. Daha sonraları radyo istasyonunun kadrosu genişletilerek kadın sunucular da kadroya dahil olmuştu. Benim anlattığım ilk yılları istasyonun... Pazar günleri Türkiye TRT’sinin eğlence programları muhakkak teybe alınır ve daha sonra Gazi Baf’ın Sesi’nde yayınlanırdı. Mesela o dönemlerde her sesin taklidini yapan Yılmaz San oldukça hatıralardadır. Üstad, kadın sanatçıların bile taklidini yapar ve halkı bayağı eğlendirirdi.
F K: Radyo tüm Baflılara ulaşabiliyor muydu, ne tür programlar yayınlanıyordu?
U.I: Bu radyo, yani Gazi Baf’ın Sesi, faaliyete geçtiği zaman daha fazla Mutallo ve Ülkü Yurdu arasında duyuluyordu (Zaten 1963 çarpışmaları ile Türk Bölgesi bu iki mahalleden oluşmaktaydı). İlk yayınlarına önceleri Eniştemin evinde , yani Kahveci Yusuf Dayı’nın evinde başladılar sınırlı olarak. Ama daha sonra Baf’a ilk Sancaktar Demir Adam’ın gelişiyle bu defa da radyo istasyonu evin karşısında o zamanlar kendi de evde yaşayan yalnız bir ihtiyar adamın evinde başladı ve ikinci radyo istasyonu da orası oldu.
Babam TRT yayınlarını genelde kendi evimizde devamlı kaydeder ve daha sonra bu kayıtları Gazi Baf Radyosu’nda halka dinletirdi. Bu arada Baf’taki müsamereler, bilgi yarışmaları, bunun yanında okul korolarının konserleri de burada olmaya başladı. Daha sonraları babam Türkiye’den gelen öğrencilerinden plakları alıp onları evdeki teyp alıcılarına kaydetmeye başladı ve radyo programları bu defa daha da zenginleşti. Türk pop müzik parçaları olarak… Rahmetli Ali Atakan ve müzik öğretmeni İlker Naci Gülseven’in de bu radyoda kurdukları korolarla konserleri olurdu (1967). Şunu da ekleyeyim gerek İlker Naci Gülseven ve gerekse Ali Atakan bayağı güzel saz çalmaktaydılar. Baf Kurtuluş Lisesi’nde çalan Kazım Türker ve arkadaşları bu arada Sultan abi (Kel Derviş Dayı’nın kardeşi oğlu) de bu toplulukta yer almışlardı.
F.K: Bu zor dönemde radyonun Baf’taki sosyal yaşama katkıları ne olmuştu anımsıyor musunuz?
U. I: Ali Atakan’ı resim öğretmeni ve ressam olarak Baf’a 1967 yılında geldiğinde fırçaları yanında sazıyla da geldiğini ve çok iyi saz çaldığını onu tanıyanlar bilir ve benim de burada belirtmem bir borç. Annem Aysel Irkad ve Ramadan Atay’ın kızı Gülseven Abla da bu toplulukta türküler söylemekteydiler. Bu topluluğun bazen provaları babam vasıtasıyla bizim küçücük evimizde de olmaktaydı (O zamanlar Enver Bayramların iki katlı, iki odalı evlerinde kalıyorduk).
Hatırladığım kadarıyla bu koronun kayıtlarını da bizim evde gerçekleştirmişti babam. Bu arada o yıllarda ev değiştirmek, ev kiralamak bayağı zor konulardı. Baf göçmenlerine Baf Küçükler İlkokulu’ndan sonra Kasaphane’de nasıl kerpiç evler yaptığımızı hatırlarım. Bu kerpiç evlerin inşasında ben de diğer çocuklar gibi çalışmıştım. Nihayet bizler de Radyoda çalışan Aysel Başaranların veya Topal Salihlerin (Ailenin diğer adı) Avustralya’ya yerleşmelerinden dolayı evlerine yerleşmiştik o yıl. Topal Salih Dayı devamlı beyaz takım elbise giyen ve kumaşçılık yapan bir Baflıydı. O yıllarda öldüğünü anımsıyorum. Bir ayağı topalladığı için ona “Topal Salih” diyorlardı. Aysel abla gibi Salih dayının büyük oğlu Ulusay abiyi de hatırlıyorum. Annesi ve Aysel abla Avustralya’ya gitmeden önce o da Avustralya’ya gitmişti. Ulusay abi, Baf Kurtuluş Lisesi Bandosu’nun klarnetini çalıyordu ve o aleti çok iyi kullanırdı. Birçok kişi radyonun program içeriklerine katkı sağlamaktaydılar. Radyo yayınları ile Baflılara moral vermekte ve güç katmaktaydı.
F.K: Gazi Baf’ın Sesi Radyosu çalışanlarından birisi de şu anda hayatını yurt dışında geçiren Aysel Süleyam’dır. Aysel hanım ile ilgili hatırladıklarınız nelerdir?
U. I: 1964 sonrası küçük yaşıma rağmen yaptığı sosyal ve kültürel faaliyetlerle Baf’a ismini altın harflerle yazdıran bir ablamızdır. Aysel Başaran Süleyman; bir radyo sunucusu, okulun en başarılı öğrencisi, temiz ve iyi kalpli tiyatrocu, şairdi. O çok güzel türküler ve şarkılar söylerdi. 1967 yılında Avusturalya’ya gitmek üzere Baf’tan ayrılmıştı. Onu unutmadık. Saygı, sevgi ve selamlarımızla…
AYSEL SÜLEYMAN GAZİ BAF’IN SESİ RADYOSU’NU ANLATIYOR…
F K: Gazi Baf’ın Sesi Radyosu hangi yıl kurulmuştu?
A S: Şu an 1965 yılı diye aklımda. O kadar uzun yıllar geçti ki… Baflılar bir başkayız .. Dağılmış olsak da kalplerimiz tek Baf’'la atıyor.
F K: Siz ne kadar çalışmıştınız radyoda, göreviniz neydi?
A S: İlk açılışından 1967 yılın sonuna kadar… 1967 yılının son günü Baf'tan ayrıldım, aile birleştirmesi için annemle Londra'ya gitmiştim. Gazi Baf'ın Sesi Radyosunda ilk genel spikerdim. Acı tatlı hep yaşadıklarımız ... Sevgi dolu paylaşımlarımız dert ortağı idik... Tüm Baflılar geniş bir ailece hayatımızdı anlatılanlar... Birliktik.. Her koşulda beraberdik ... Tüm acılarımıza rağmen yanık kalplerimizle hepimiz de mutluyduk, aile idik...
AYSEL SÜLEYMAN ANLATIYOR: GAZI BAF'IN SESI RADYOSU
Gazi Baf'ın Sesi Radyosu kıt imkanlarla, zorluklarla kurulmuş, halkımıza yararlı, basit ve şirin bir Radyo istasyonu idi.
Gazi Baf'ın Sesi Radyosu 1965 yılında kuruldu. Gazi Baf'ın Sesi Radyosu, Ömer Yılmaz Aryal bey tarafından kendi evinde, Hüseyin Irgat Hocamın yardımı ile çok basit olarak ve sınırlı imkanlarla kurulmuştu, öyle yayına başlamıştı. İki bacanağın tüm çabaları ile... Sonradan Gazi Baf'ın Sesi Radyosu yine Mutallo’da, karşıya, iki odalı uygun yere taşındı. Daha düzgün, daha iyi bir şekilde ve imkanlarımızca yeniden kuruldu... Ve Gazi Baf'ın Sesi Radyosunun devamı için biz elemanları görevlendirmişlerdi... Hepimiz de sevgi ile yardımlaşarak imkansızlık , zorluk ve olayların huzursuzluğuna aldırmadan Gazi Baf'ın Sesi Radyosu ile halkımıza ulaşmak , durumlardan haberdar etmek ve yararlı olmaya çalışıyorduk.
1963-1964 yılına bağlayan olayların (çarpışma, savaş) acıların içinde, halkımızla iletişim kurmak, arzularına yanıt verebilmek, morallerinin düzelmesini sağlamak, her şeye rağmen hayatlarını renklendirip mutlu edebilmek onları... Dört gözle Gazi Baf'ın Sesi Radyomuzun yayınını, sevilen program, müzik ve hele istek programlarını beklemek, beğenilen şarkıları, isteklerini dinlemek için büyük bir heyecanla radyo başında bekleyip dinlemeleri çok güzeldi. Gazi Baf, halkımızın sevgi dolu yüreklerindeki coşku, sevgi, neşe, mutluluk, bizlerin de sevinci ve mutluluğu idi. Gazi Baf'ın Sesi Radyosu 1963-1964 olaylarında iletişim, eğlence, uyarı, müzikle huzur ve mutluluktu.
Gazi Baf'ın Radyosu; imkanları basit, küçük, şirin bir radyo istasyonu idi. Yeni taşındığı yerde büyük ve küçük iki oda vardı. İlk, büyük odaya giriliyordu ve orada tüm hazırlıklarımız, yandaki küçük odada ise sunumlar yapılıyordu. Büyük odada 2-3 tane masa, hazırlık için gerekli malzemeler, radyo, 2 tane eski model önden iki tekerlek (bantla) çalışan tape-recorder, kağıt dosya, kalem gibi malzemeler, plaklar, (tape) bandlar vardı. Küçük odada bir normal ve uzunca iki masa vardı. Normal masada mikrofon, sunulacak program kağıtlarımız ve yayın için mikrofon, program, yayına, şarkılara bağlayan düğmeleri olan amprifier vardı. Uzun masada yayına özel teknik aletler, cihazlar vardı. Ömer Yılmaz Aryal Bey’in kurması, ayarlaması ve kontrolü ile… Ömer Yılmaz Aryal ve Hüseyin Irkad hocamız el ele verip bin bir zorluklarla Gazi Baf'ın Sesi Radyosunu kurmuşlar, yoktan var etmişlerdi. Biz elemanlar ile hep birlikte yayın güzelce devam ediyordu. Hep birlikte yardımlaşarak, halkımızı mutlu ederek, bizler de mutlu oluyorduk.
Gazi Baf'ın Sesi Radyosu'nun ilk adımı, yavaşça doğuşu, tüm zorluklarla var oluşu
Gazi Baf'ın Sesi Radyosunun yeri Mutallo, kasaba Baf’tır. Var oluş tarihi ise 1965’ten 20 Temmuz 1974’e kadar. Frekans, kısa dalga 49 metre üzerinden yayın yapıyordu. Ömer Yılmaz ve Hüseyin Irkad el birliği ile radyoyu kurdular. Ömer Yılmaz Aryal (telsiz teknisyeni), Gazi Baf'ın Sesi Radyosunun kurucusu ve teknisyeni idi. Hüseyin Irgat (İngilizce öğretmeni) Gazi Baf'ın Sesi Radyosunun ilk programlarını hazırlayıp yayını başlatan kişiydi. Programların tüm gereken bilgilerini sağlayıp hazırlayan ve yayınlayan kişi olmuştur. Aynı zamanda tape-recorder, radyo vb. gibi gerekli malzemeleri tedarik ediyordu.
Gazi Baf'ın Sesi Radyosu teknisyen, programlarla ilgilenen ve ilk personelleri, çalışma bilgileri:
Elemanlar; Aysel Başaran Süleyman (ben), program sunucusu (spiker) idim. Arkadaşlar ile reklam hazırlayıp sunmak, istekler programlarında halkın isteklerini sunmak, eğlenceli fıkralar, hikaye gibi kısa öyküler okumak, herhangi bir bilgiyi bildirmek gibi (olaylar veya herhangi bir duyarı, ara haber gibi) görevlerim söz konusuydu. Bunun yanı sıra diğer program veya herhangi bir ihtiyaçta hazır olmak gibi görevlerim vardı.
Cemal Tahsin Saymen; haber sunucusuydu. Şahane ses tonu vardı. Ortak reklam sunuculuğunu da üstlenmişti. Herhangi bir ihtiyaç anında diğer çalışanların yerini doldurmak ve hazırlıklarda gerekirse yardımcı olmak gibi görevlerde de bulunmaktaydı.
Şenel Ramis ise; programların gereken malzemelerini organize etmek, yayına hazırlamak, müzikleri gereğince record etmek ve Hüseyin Irkad Hocamıza yardımcı olma görevlerini üstlenmekteydi. Hepimiz küçük bir aile idik.
Kalpten, tüm sevgilerimizle, her konuda birbirimize yardımcı olarak Gazi Baf'ın Sesi Radyosunu ayakta tutabilmek ve Gazi Baf halkımıza yararlı olmak çabasında idik. Ve el birliği ile de başarmıştık.
Gazi Baf’ın Sesi Radyosu yayın zamanlarında can güvensizliği, radyomuzun bin bir zorlukla kapasitesinin genişlemesi ve daha zengin yapımların sunulması
O zamanlar Rumlar ile savaş olaylarının tesiri ile, can güvensizliği, barikatlarda yoklama, yollarda kayıp olanlar nedeni ile Baf'tan zor çıkılıyordu. Baf’tan çıkmak imkansız gibi idi. Baf'tan çıkmak, başka yere gitmek için izin alınır, kaybolma ve ölüm göze alınırdı. Barikatlarda Rum’lar yoklama yapıyordu. Tabii ki vazife icabı mecburen, izinli ve bilinçli çıkılıyordu genelde… Hüseyin Irkad Hocamız, tüm zorluklar ile Lefkoşa'dan Gazi Baf'ın Sesi Radyosu için yeni, zengin malzemeler, güçlü teknik cihazları getirmiş, radyomuzu güçlendirip zenginleştirmişti. Dar bir çevreye hitap eden Gazi Baf'ın Sesi Radyomuzun yayın alanı genişlemiş, ta Mısır'dan dinlenme kapasitesine sahip olmuştu. Yapılan deneylerden belirtilmişti. Programlarımız ise daha güzel, zengin ve yeni müzikler ile oluyordu. 1967 yılında Gazi Baf'ın Sesi Radyosu zenginlemiş, güzel, mutlu yayınlarına devam ediyordu.
Gazi Baf'ın Sesi Radyosu; çembere sıkıştırılmış, zor, sorunlarla olan, biz Baflıların yaşamında bir eğlence gibi ve gönül tesellisi olmuştu
Bir köşeye sıkıştırılmış gibi kaldığımız bir çemberdeki yaşamımızda, bir gönül tesellisi olmuştu. Zorluk, acı, yokluk, savaşın verdiği geleceğin bilinçsizliği, katliamlar, kayıplarımız, katılan maddeler ile sularımızın içilmez hale gelmesi, elektrik kesintileri, yaşamımızın sorunlarını yok etmese de Gazi Baf'ın Sesi Radyomuz dayanılır hale getiriyor, mutluluk bile veriyordu.
Gazi Baf’ın Sesi Radyosunda yer alan programlar
Benim programım burası kısa dalga 49 metre üzerinden yayın yapan Gazi Baf'ın Sesi diye başlıyordu. İstiklal Marşı ve sıradaki programlara geçiliyordu. Hüseyin Irkad hocamızın elde ettiği yeni malzemeler ile şahane programlarımız vardı. Şarkılar (Türk Sanat Müziği, şarkılar, türküler, Batı müziği, İngilizce, her çeşit müzik ), şiirler, eğitici programlar, haberler, önemli duyurular, reklamlar, hikayeler, konser, kısa piyes, fıkralar, sanatkarlar, beste ve bestekarlar hakkında bilgiler oluyordu. Elimizden geldiğince her zaman yenilikler oluyordu. Okulumuzdan bazı öğretmenlerimizin katkısı ile yeni programlar oluyordu. Halkımıza bir teselli ve moral oluyordu Gazi Baf'ın Sesi Radyosu. Halkımıza bir uyarıydı ve haber kaynağı idi.
Benim Baf'ta ve Gazi Baf Radyosunda olduğum zamandaki Sancaktarlar
Kamil Doğan Sancaktar, (Cengiz Topel- Demir Adam diye biliniyordu). Ekim1966- Mart 1967 benim radyoda olduğum zamanlarda Türkiye'den vazifeli Sancaktar olarak Gazi Baf'a gelmişti . Aykut Bey ise; Türkiye'den Gazi Baf'a gelip mücahitlerin eğitimlerini yönetmekle vazifeli idi. Kamil Doğan Sancaktar ayrılınca Zafer Bey Sancaktar gelmişti.
Kamil Doğan (Demir Adam) Sancaktar; Gazi Baf'ın Sesi Radyosunun gelişmesi ve Rumların rahatsız oluşu
Kamil Doğan (Demir Adam) Sancaktar, devamlı Gazi Baf'ın Sesi Radyosu ile ilgilenip destek oluyordu. Eldeki yeni malzemeler ile günden güne yenilikler ile gelişiyorduk. Çok memnundu ve radyoyla gurur duyuyordu. Bugün gibi hatırlıyorum. Bazı kelimelerin telaffuzu için bizlere kocaman bir liste vermişti. Yanlış telaffuz ettiğimizden değil de, Baflı olduğumuzdan… Harflere, kelimelere tam değer verilmesini istiyordu. Mesela Gazi kısaca değil de Gaazi, (a) biraz uzun olarak telaffuz edilişi gibi. Ben de listeyi çok önemsemiştim. Her şeyin gereğince olduğundan Kamil Doğan (Demir Adam) Sancaktar mutluydu, takdir ediyor ve hoşuna gidiyordu. Bir gün hasta idim sanırım, gitmemiştim. Kamil Doğan Sancaktar: "Ne isterse olsun, orda olup konuşacaksın. Senin sesini duymak istiyorum." demişti. O günden sonra da, ne isterse olsun hiç geri kalmamıştım. Gazi Baf'ın Sesi Radyomuz ilerlemiş yayınlarına güzelce devam ediyordu. Bizler ve halkımız kocaman bir aile idik. Ve her şeye rağmen mutlu idik. Bizlerin birlikteliği, mutluluğumuz ve Gazi Baf'ın Sesi Radyomuzun gelişmesi, güzel yayınları Rumları rahatsız ediyordu. Okulumuzdan bazı öğretmenlerimizin katkısı ile yeni programlar oluyordu. Halkımıza Gazi Baf'ın Sesi Radyosu sayesinde her yönden bilhassa (savaş, çarpışma) olaylarında bilgi veriyorduk ve bu durum Rumların bilincinde idi. Yapılan baskın ve katliam haberleri elimize geçtiği anda yayınlanıyorduk. Acı da olsa bilmek iyi idi. Hatta bir gün Geçitkale'den Rumların baskın haberi gelmişti. "Rumlar Geçitkale’ye saldırdı. Katliamla kayıplarımız var, her yaşta olanlara inanılmaz zulümler yapıldı." diye haberi verilmişti.
Gazi Baf'tan ayrılışım
31.12.1967 tarihinde Baf'tan ayrılmış ve Londra'ya gitmiştim. Güzel Baf'ımı görmek bir daha kısmet olmadı. Keşke son ana kadar orada olsam, hayata gözlerimi yumsam da hiç fark etmezdi. Ne yazık ki kısmet gurbet kuşu olmakmış. İki ablam ile büyük abim Londra'da idi. Salih Necip Başaran rahmetli babam hasta olmuş, Londra'ya gitmiş ve orada vefat etmişti. Benim büyüğüm abim de gitmişti. Baf’ta rahmetli annem ile ben kalmıştık sadece. Ablam bizleri aile birleştirmesi için yanlarına aldırmıştı.
Sonradan öğrendiklerime göre…
Sonradan öğrendiğime göre ben ayrıldıktan sonra Gazi Baf'ın Sesi Radyosu her yönden daha çok genişleyip zenginleşmişti. 1967-1968 yıllarında Yusuf Öztürk öğretmenimiz her sabah İstiklal Marşı'nı canlı okuyordu. Feriha Coşkun Hocanım ise; kültürel aktivite programları sunuyordu. Cemal Tahsin Saymen; şahane ses tonu ile haberlere devam ediyordu. Cemal Tahsin Saymen'in de olduğu Rintler Topluluğu ile canlı müzikli reklamlar sunuluyordu. Tüm müzik çeşitleri, TRT yayınları, showları... Her yönden eğitici programlar; okul korosu, bilgi yarışı, müsamere, istekler daha zengince, güzel müzik ve geniş bilgiler ile oluyordu. Güzel saz çalan Ali Atakan ve İlker Naci öğretmenlerimizin kurduğu korolar, sesi güzel olan Aysel Irgat ve Gülseven Atay eşliğinde şahane canlı yayınlar oluyordu. Gazi Baf'ın Sesi Radyosu duyduğuma göre; 1970 yılında, sitenin yanında, Taşçı Hüseyin Bey’in evine taşınmıştı. Her şey daha güzel genişledi, sunumlar, yeni teknik cihazlar ile daha güçlü oluyordu.
Gazı Baf'ın Sesi Radyosunun hazin sonu
Ve gazi Baf'ın Sesi Radyomuzun Hazin sonu… 20 Temmuz 1974 yılında Gazi Baf'ımızın düştüğü kesinleşince ve Gazi Baf'ın Sesi Radyomuzun Rumların eline geçmemesi için kurucuları Ömer Yılmaz Aryal ve Hüseyin Irkad hocamız tarafından nacaklar ile yok edilmişti. Kötü günlerde halkımıza destek, moral kaynağı, eğlence ve mutluluk olan Gazi Baf'ın Sesi Radyomuz yok olmuştu. Her şey bitmiş ve Gazi Baf'ın Sesi Radyomuz tarihe karışmıştı.
Gazi Baf'ın Sesi Radyosu'nda vazife başında ve tek hatıram...
Gazi Baf'ın Sesi Radyosu ilk elemanlardan olarak benim orada iken bildiğim gerçekler ve gözlemlediklerim bunlar. Ben ayrıldıktan sonra yeri değişmiş, Top Sahası tarafına taşınmış, genişlemiş, ilerlemiş, yeni elemanları olmuş. Kulağıma çalınanlar ile sanırım frekansı ve dalgası da değişmiş. Kesin bilgim olmasa da tahminimce orta dalga olmuş. Kuruluşuna başkalarının da uğraşı olmuş diye kulağıma gelse de benim gözlemlediğim ve bildiklerim sadece yaşanan gerçekler, aktardıklarımdır. Bilgim dışında başka şeyler ve gelişmeler olabilir, benim duyduklarım bunlar…
Teşekkürler Fevzi Bey.