Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Politikalar Merkezi (DAÜ-KPM) Başkanı ve DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sözen ile DAÜ-KPM Araştırma Görevlisi Devrim Şahin, bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen “Güç Politikalarının Doğası” konulu Pan-Avrupa konferansına katıldı. Sözen ve Şahin, çalışmaları hakkında sunumlar yaptı.
DAÜ Halkla İlişkiler ve Medya Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, European International Studies Association (Avrupa Uluslararası Çalışmalar Birliği - EISA) tarafından 2020 yılının eylül ayında Malta’da gerçekleştirilmesi planlanan uluslararası konferans, pandemi nedeniyle bu yıla ertelenerek, sanal ortamda 13-17 Eylül tarihleri arasında yapıldı.
4 gün süren ve çok sayıda ülkeden katılımcının yer aldığı konferansta, birçok panelin yanı sıra toplantılar ve çalıştaylar gerçekleştirildi.
Sözen: “herkesin kazanabileceği bir yol zorlanmalı”
“Akdeniz’i Yeniden Keşfetmek: Kimlik, Politika, Güvenlik” panelinde konuşma yapan Prof. Dr. Sözen, Doğu Akdeniz’de oyunculardan birinin kazancının diğerinin kaybı sayıldığı sıfır toplamlı bir oyun oynandığını, ancak herkesin kazanabileceği bir yolun zorlanması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Sözen, Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları ve hidrokarbon kaynaklarının paylaşımı konusundaki rekabete dahil olan aktörlerin, izledikleri stratejiler ve taktiklerin, bölgedeki denizaltı gaz enerji kaynakları üzerinde çok oyunculu bir satranç oyununa dönüştüğünü iddia etti.
Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konusunda birbiri ile örtüşen hukuksal iddiaların uluslararası hukukun bölünmüşlüğünü ortaya çıkardığına dikkat çeken Prof. Dr. Sözen, bunu aşmak için ilgili tüm aktörlerin uluslararası gayriresmi doğal gaz konferansında bir araya gelip diyalog sürecini başlatmasının zorunlulu olduğunu, aksi takdirde bölgedeki kutuplaşmanın derinleşeceğine işaret etti.
Şahin: “Daha duyarlı ve kapsamlı bir uluslararası hukuk”
“Uluslararası Toplum” panelinde konuşan DAÜ-KPM Araştırma Görevlisi Devrim Şahin de, çoğulcu bir küresel toplumun, çoğulcu taleplerini ve güvenlik kaygılarını karşılayabilecek daha duyarlı ve kapsamlı bir uluslararası hukuk çerçevesinin gereğine dikkat çekti.
90’lı yıllarda Balkanlar’dan başlayarak Suriye, Afganistan ve Libya ile günümüze uzanan çatışmalar ile bunların yol açtığı tarihteki Kavimler Göçü’ne benzer şekilde ortaya çıkan mülteci akımlarının, yeni tehditlerin ulus ötesi doğasının sonucu olduğunu belirten Şahin, halihazırda Covid-19 salgını ve iklim krizi gibi ulus ötesi tehditlerin kontrol altına alınamamasının, mevcut uluslararası hukuk sisteminin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösterdiğini savundu.