Kayıplar Komitesi yetkilileriyle, St. Hilarion bölgesine olası bir gömü yerinin bulunabilmesi için çalışma yapmaya devam ediyoruz
Geçen yıl da aynı okurumuz beni ziyaret etmiş ve yine bu sayfalarda St. Hilarion bölgesindeki askeri bir kamp içerisinde bulunan yedi veya sekiz “kayıp” Kıbrıslırum’un olası gömü yeri hakkında şöyle yazmıştım:
“Yıllar önce bize ve Kayıplar Komitesi yetkililerine verdiği krokiyle St. Hilarion bölgesinde bir gaminide bulunan ve başka bir noktaya gömülen bazı “kayıplar”dan geride kalanların yerini işaretleyen okurumuz, St. Hilarion’daki askeri bölgede izin alınması halinde kendisinin bu bölgeyi Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermeye hazır olduğunu söyledi.
Dün ziyaretimize gelen okurumuz, “Bu bir insanlık görevidir, ben bu konuda Kayıplar Komitesi’ne daha önce verdiğim kroki çerçevesinde bizzat yeri göstermeye hazırım” dedi.
“Nasıl ki Kıbrıslıtürkler kendi “kayıplar”ının bulunmasını istiyor, Kıbrıslırum “kayıp” ailelerinin de bu hakkı vardır. Artık insanlık konuşacaktır” diyen okurumuz bu konuda bilgisi olanları da bunları paylaşmaya çağırdı.
Kendisi askerlik görevini yaptığı esnada St. Hilarion’da bazı Kıbrıslırum “kayıp”ların kalıntılarına tesadüfen rastladığını, bunların bir gamininin içerisinde olduğunu, daha sonra gaminiden çıkan kemiklerin başka bir noktaya gömüldüğünü anlatan okurumuz, bu konuda bizimle birlikte kendisini ziyaret eden Kayıplar Komitesi’ni bilgilendirdiğini ve kroki de verdiğini hatırlattı. Okurumuz “Bu krokide bulunan gerek gaminiyi, gerekse “kayıplar”ın gömüldüğü noktayı bizzat Komite yetkililerine göstermeye hazırım, bu bölgeye giriş izni alınırsa, ben bu insanlık görevini seve seve yerine getireceğim” dedi….”
Altı yıl önce bize krokisini çizmiş olduğu yedi veya sekiz Kıbrıslırum “kayıp” şahsın olası gömü yerinin, kazılmasına izin verilen askeri bölgeler listesine konmamış olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. İşte bu nedenle bir kez daha 11 Mayıs 2016 Çarşamba sabahı bu okurumla görüşmeye geldik. Buraya Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Yardımcısı Ksenofon Kallis ve Kayıplar Komitesi Kazılar Koordinatörü Okan Oktay’la geldik…
Bizimle buluşmaya gelen okurumuz, bir kez daha hepimize şunu anımsatıyor: Yıllar önce bir kroki çizmiş, orada bulunanlardan bahsetmişti… Tam altı yıl önceydi bu, Mayıs 2010’da…
Bir kez daha bir harita çiziyor, bir kroki ve boşaltılmış gamini ile buradan taşınmış 7-8 kişilik “kayıp” grubundan geride kalanların gömülmüş olduğu ikinci gömü yerinin koordinatlarını da bana göndermeye söz veriyor.
“Bütün o kemikler öylece saçılmıştı… Bir tane bütün iskelet vardı ama benim gaminiye baktığım zaman edindiğim izlenim, sanki bu kemikleri çevreden toplayarak buraya gömmüşlerdi…” diyor.
1984-85 yıllarındaydı bu… O zamandan bu zamana uzun yıllar geçmiş, yaklaşık 22 sene… Ancak ayrıntıları çok iyi hatırlıyor. Çünkü insan her gün böylesi bir manzarayla, bir toplu mezarla karşılaşmayacağına göre, bu görüntü kalbinde iz bırakmış – bu yüzden unutmuyor, unutamıyor ve Kayıplar Komitesi’nin bu olası gömü yeri hakkında birşeyler yapması için bunca yıldır ısrar ediyor…
O günlerde yetkili bir şahıs, bu gaminiye gömülmüş olanlardan geride kalan bazı altın dişleri toplamış ve bunları daha sonra Girne’de bir kuyumcuya sattığı anlatılmaktaydı…
Okurum bize, üzerinde çalıştığı bir başka olası gömü yerinden daha sözediyor… Bazı “kayıplar”ın yolun altına gömülmüş olduğu bir yerden sözediyor. Gömüldükleri zaman orada asfalt bir yol yoktu, yol sonradan yapılmıştı ve gömü de yolun altında kalmıştı… Bu Ercan’dan Afanya’ya giden yolun üzerinde bir nokta…
Okurum bir şahit bulmuş ve bu şahit de ona yolun belli bir noktasında çatlaklar oluştuğunu, yolun bozulduğunu, burasının olası bir gömü yeri olabileceğini anlatmış…
Aslında bu yerle ilgili daha önce bu sayfalarda bazı bilgiler paylaşmıştım geçmişte… “Kayıp” yakını Katerina Antona, “kayıp” kardeşini Ayakebir’de (Dilekkaya – Aya) ararken, bu bilgiye de ulaşmıştı.
Şimdi bu okurumdan bize bu yeri tam olarak gösterebilmesi için o bulmuş olduğu şahidi tekrar bulmasını rica ediyorum – şahit okuruma bu yeri gösterebilir, okurum da bize…
Kayıplar Komitesi yıllar önce bu yolun iki tarafını kazmış ancak yolda herhangi bir kazı yapmamıştı…
Okurum elinden geleni yapmaya söz veriyor, bundan eminim zaten…
Aynı gece bana St. Hilarion askeri kampı içerisindeki gamininin – ilk gömü yeri – koordinatlarını gönderiyor, gaminiden boşaltılarak “kayıplar”ın gömülmüş olduğu ikinci gömü yerinin koordinatlarını da gönderiyor.
Ertesi günü bu koordinatları Kallis ve Okan Oktay’a veriyorum, böylece bu yer üzerinde çalışma yapabilecekler.
Okurum altı yıl önce bana ve Kayıplar Komitesi yetkililerine eğer kendisine bu bölgeye “giriş izni” alırlarsa, Kayıplar Komitesi yetkililerine askeri kamp içerisindeki bu olası gömü yerini bizzat gidip göstermeye hazır olduğunu söylemişti.
Onu bu son ziyaretimizde, bu teklifini yineliyor – onun için bu insani bir görev… Kallis ve Okan Oktay’a, bu teklifini açıkça ifade ediyor: “Bana izin alın, size bu yeri göstereyim” diyor.
Bu çok değerli okuruma bu insani yardımları nedeniyle çok teşekkür ediyorum ve onun yardımlarıyla bazı “kayıplar”dan geride kalanlara ulaşabileceğimizi umuyorum…
Böylesine harika ve ısrarcı okurlarım olduğu sürece, tüm bu “kayıp” öykülerinden kaynaklanan kalbimdeki sızıyı gömebilir ve canla başla çalışmaya devam edebilirim…