Yine bir “Mali Protokol” imzalandı ya da imzalanıyor.
“İmzaladık” demişlerse öyledir (!)
Bir kez daha suya çizgi çekiliyor.
* * *
Önceki protokolleri yeniden anımsatmak ve paylaşmaktan sıkıldım.
Birileri ilk kez müsamereye katılan öğrenci heyecanında coşuyor.
Törenler, nutuklar, protokoller…
Öyle de yazanlar hayata geçmiyor.
Yazıyor, kalıyor.
Kalıyor, yine yazılıyor.
“Maaşlar ödenecek” diyorsa bir kesim…
Bir başka kesim “ihaleler açılacak.”
Makam sahipleri de koltuğunu koruyorsa eğer…
Statüko sağ, gerisi selamettir!
* * *
Hepimizin çok iyi bildiği ama birbirimize ustalıkla sustuğu gibi “Mali Protokol” tamamıyla "kaç para gelecek" üzerinden ilerliyor.
"Türkiye, ada yarısında proje odaklı bir yapısal dönüşüm istiyor" gibi düşünmüştük bir zamanlar.
Ne yalan söyleyeyim, bu satırların yazarı dahi bu söyleme neredeyse inanacaktı.
Gördük ki aslında tüm mesele “irade”yi yönetmektir.
“KKTC” ihya ve inşa edilirken elde avuçta demokrasi kalmamıştır.
"Mali Yardım" seçeneği bu yolda “altın anahtar” haline gelmiştir.
Bir miktar para yazıyor o evrakların üzerinde…
Bir dolu masal…
O paraya on farklı tören yapılıyor.
O masallarla on binler avunuyor.
* * *
Yine bir “Mali Protokol” imzalandı, imzalanıyor ya da imzalanacak.
Ne fark eder?
Yine “Çok verimli görüşmeler” yapılmıştır muhtemelen…
Yine “milli dava”da tam bir uzlaşma sağlanmıştır…
“Hepimiz biriz, beraberiz” ilan edilmiştir, yine...
Eğer öyleyse dünyada biz yine “seyirci”, gerisi yine “aktör” demektir.
* * *
“Vilayet Ödeneği”nden başka bir anlamı olmayan protokoller ve bize “yalnızlığımızı, yarınsızlığımızı, görünmezliğimizi” anımsatan yeni formüller hiç ilgimi çekmiyor.
Çok hem de çok yoruldum hayali “geçiş programları” okumaktan, defa defa aynı “eylem planları”nı görmekten, “proje komiteleri, koordinasyon ofisleri, takip komisyonları”na bakmaktan…
* * *
“Maaşlar ödenecek mi yine?”
“İhaleler açılacak mı?”
“İmtiyazlar, teşvikler, krediler tamam mı?”
Makamlar korundu, teşekkür başbakanları koltuğuna kuruldu mu?
Vilayette işler yolunda ve statüko mutlu demektir!
İmzalar hep “ıslaktır” zaten…
Yağmurdan da korkumuz yoktur gayrı!