Kıbrıslırum gazeteci Stavros Antoniu, yürüttüğü araştırmalar sonucu belirlediği 1964 “kaybı” iki Kıbrıslıtürk’ün olası gömü yerini bize ve Kayıplar Komitesi’ne gösterdi…
Kıbrıslırum gazeteci Stavros Antoniu, yürüttüğü araştırmalar sonucu belirlemiş olduğu, 1964 “kaybı” iki Kıbrıslıtürk’ün olası gömü yerini, dün bize ve Kayıplar Komitesi yetkililerine gösterdi…
Stavros Antoniu, daha önce de Pervolya’da “kayıp” edilen Halil Ziya Desteban’ın gömü yeri hakkında Kayıplar Komitesi yetkililerini bilgilendirmişti…
Stavros Antoniu’nun isteği üzerine Kayıplar Komitesi yetkilileriyle temasa geçtik ve dün sabah Ledra Palace’tan hareketle Mazoto’ya giderek, Antoniu’nun bize ve Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Yardımcısı ve Araştırmalar Sorumlusu Mine Balman ile Kıbrıslırum Araştırma Görevlisi Angeliki Anthusi’ye gösterdi…
Mazoto’da Panayi Bedunda Kilisesi’ne yakın bir bölgede bir kamışlığın yakınına 1964 “kaybı” Şevket Salih Sakallı ile Yusuf Emir Hasan’ın defnedilmiş olduğunu anlatan Stavros Antoniu, öğrenmiş olduklarını bizimle ve Kayıplar Komitesi yetkilileriyle paylaştı.
Hala ıssız bir yer olan bu bölgede inceleme yaptık, Kayıplar Komitesi yetkilileri bu bölgeyi fotoğraflayarak koordinatlarını aldılar.
Gittiğimiz alan devlet arazisi imiş. Bu iki “kaybı” özel bir tarlaya değil, devlet arazisine gömmüşler… Tam karşıdaki tarlalar özel mülk imiş ancak bu olası gömü yerinin bulunduğu alanın, devlet arazisi olduğunu öğrendik.
Denize yakın bir noktada olan bu arazide herhangi bir inşaat veya bina yok, bomboş araziler. Az ileride bu bölgeden toprak alındığına dair emareler bulunmaktaydı… Ancak Stavros Antoniu’nun bize göstermiş olduğu alan, ellenmemiş gibi duruyordu… Kayıplar Komitesi eğer bu alanda kazı yapmaya karar verirse, işlerinin çok kolay olduğu da görülebiliyordu çünkü arazide kazıyı engelleyecek herhangi bir bina veya inşaat bulunmuyor.
Kayıplar Komitesi’nin 1964 “kaybı” bu iki Kıbrıslıtürk’ün Mazoto’da “Bedunda” bölgesinde gömülü olduğuna ilişkin genel bir bilgi olduğunu ancak spesifik bir olası gömü yerinin ilk kez kendilerine gösterilmekte olduğunu da öğrenmiş olduk.
Stavros Antoniu, Aysozomeno çarpışmaları ardından Aysozomeno’da öldürülen bir Kıbrıslırum’un Anafodiyu’daki cenazesinden dönerken, Mazoto’ya giden yol kenarında davarlarını otlatmakta olan iki Kıbrıslıtürk’ü görerek bunları “intikam” gerekçesiyle öldüren dört-beş kişilik grubun, onları daha sonra Mazoto’daki Panayia Bedunda Kilisesi yakınındaki bu bölgeye getirerek, kamışlıkların yedi ayak yakınındaki doğal bir çukura gömmüş olduklarını öğrendiğini belirtti.
Lisi Belediyesi’nin bir süre önce çalışmalarımızı onore ettiğine tanık olan bir Kıbrıslırum’un bundan etkilenerek kendisine daha fazla yardımcı olduğunu da anlatan Stavros Antoniu, daha önce de sosyal medya sayfasında bu konuda halka çağrıda yaparak konuşmalarını, bildiklerini paylaşmalarını istemişti. 30 Kasım 2018 tarihinde sosyal medya sayfasında Kıbrıslırum gazeteci Stavros Antoniu, şöyle yazmıştı:
“Bugün Şevket Salih Sakallı ve Yusuf Emir Hasan hakkında bilgi edindik…
1964’ten beridir kayıp olan insanların akrabalarına ve köylülerine, nihayet onların gömü yerini bulduğunuzu söylemek kadar sevindirici bir şey olamaz… Ve pek yakında ilgili mercilere bu gömü yerini göstereceğinizi, böylece mümkün olan en kısa sürede kazıların başlayarak kalıntıların bulunarak 54 sene sonra bu “kayıplar”dan geride kalanların ailelerine teslim edileceğini bilmek kadar sevindirici bir şey olamaz…
İnanın bana, yurdunuza karşı borcunuzu ödüyor olma düşüncesinin yarattığı duyguyla, hiçbir şey kıyaslanamaz… Ve kayıp şahısların bulunması için bu çabalara omuz vermek görevimizdir, böylece ülkemizin kanlı tarihinden kaynaklanan ve kayıp yakınlarının taşıdığı onca acı ve ızdırap sonlanabilir ve yaraları iyileştirilebilir… Böylece Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler olarak ileriye doğru ortak bir gelecek için birlikte hareket edebiliriz… İşte bu nedenle eğer herhangi bir kayıp şahısla ilgili herhangi bir ipucuna sahipseniz, bu konularla ilgilenen yetkililere veya bir gazeteciye konuşmaktan kaçınmayınız… Göreceksiniz ki kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz çünkü geçmiş kuşakların işlemiş olduğu suçlar ve yapmış oldukları kötülükler nedeniyle vicdanımız yaralıdır.
Bugün, Larnaka’da iki kayıp şahsın gömü yerini bulduk… Bugün Şevket Salih Sakallı ve Yusuf Emir Hasan’ın nerede gömülü olduğunu öğrendik…”
Kıbrıslırum gazeteci arkadaşımız Stavros Antoniu’ya göstermiş olduğu insaniyet nedeniyle sonsuz teşekkürler. Kayıplar Komitesi yetkilileri Mine Balman ve Angeliki
“BABAM ÇOK ŞAKACI BİRİYDİ… HERKESE İNCİTİRDİ… MAZOTO’DA ONU TANIMAYAN KIBRISLIRUM YOKTU…”
2009 yılında bu sayfalarda “kayıp” Yusuf Emir Hasan ile “kayıp” Şevket Salih Sakallı’nın öykülerini kaleme almış, 2011 yılında da bir okurumuzun onlar hakkında vermiş oldukları bilgileri paylaşmıştık…
Dün akşam konuştuğumuz ve büyük dayısının adını taşıyan Yusuf Aykan, babası ve büyük dayısı “kayıp” edildiği zaman kendisinin henüz yedi yaşında bir çocuk olduğunu söyledi. Sevgili annesi Pembe Hanım, yıllar önce vefat etmiş. Kardeşi İlkay, 2011 yılında vefat etmiş. Kızkardeşleri Zehra ve Ayşe vefat etmiş… Abileri Alpay, son üç yıldır bitkisel yaşamda imiş… Kızkardeşi Emete’nin de eşi çok hasta imiş… Bu “kayıp” ailesinin dramı sarsıcıydı: Şevket Salih Sakallı’nın eşi vefat etmiş, altı evladından üçü vefat etmiş, dördüncüsü bitkisel hayattaymış… Bunca yıldır, 1964’te “kayıp” edilen babalarının gömü yerinin bulunmasını beklerken, bir aile tükeniyor ve ancak şimdi belki ondan ve büyük dayıları Yusuf Emir Hasan’dan geride kalanlar bulunabilecek… Aradan 55 yıl geçmiş…
Yusuf Aykan, babası ve annesinin büyük dayısı “kayıp” edildikten bir süre sonra Civisil’den ayrılarak İskele’ye yerleştiklerini de anlattı bize.
Şevket Salih Sakallı ve Yusuf Emir Hasan’ın otlatmakta olduğu hayvanlarının bir kısmını ancak İngiliz askerlerinin yardımlarıyla geri alabildiklerini, hayvanların bir kısmının kendilerine verilmemiş olduğunu belirten Yusuf Aykan, şöyle konuştu:
“Babam çok şakacı biriydi. Mazoto köyünde onu tanımayan Kıbrıslırum yoktu… Bütün Kıbrıslırumlar babamı tanırdı. Tahta kasalı otobüsler vardı, köylerden kasabalara giden – babam bu otobüslerin önüne çıkar, herkese ilişirmiş… Hatta o gün gene otobüsün önüne çıkmış, otobüste olan Kıbrıslırumlar “Vurma da bizdendir” demişler ama dinletememişler. Aralarında silahlı bir yabancı asker varmış, bir Yunan askeri ve onu ve Yusuf dayıyı vurup öldürmüş…”
DEVAM EDECEK
Emine Cemal ve Hasan Hakkı’nın cenaze töreni bugün…
Tekke Bahçesi Şehitliği’nde Kayıplar Komitesi’nin kazıları esnasında kalıntıları bulunan ve DNA testleriyle kimliklendirilmiş olan henüz 14 yaşındaki Emine Cemal ile henüz 20 yaşındaki Hasan Hakkı’nın bugün (4 Ocak 2019) cenaze törenleri yapılacak.
Sabah saat 10.00’da önce Küçük Kaymaklı Camisi’nde cenaze namazları kılınacak ve daha sonra Tekke Bahçesi’ne defnedilecekler.
Emine Cemal ve Hasan Hakkı’nın ailelerinin acılarını paylaşıyoruz… Işıklarda uyusunlar, bir daha savaşlar olmasın bu adada, hiç kimse “kayıp” edilmesin, hiç kimse öldürülmesin, hiçbir çocuğun ve hiçbir gencin elinden yaşama hakkı alınmasın… Bunun için mücadelemizi sürdüreceğiz…