Stratejik Anlaşma

Yücel Vural

Toplumlararası müzakerelerin Haziran 2017’de yeniden çökmesi, Kıbrıs sorununun çözüm yönteminin elden geçirilmesini artık zorunlu kılmıştı.

Taraflardan hiçbiri, şimdilik bu yönde hareket etmeye pek meyilli olmasa da, bu durum çözüm yöntemine yeni bir boyutun eklenmesi ihtiyacını ortadan kaldırmıyor.

Bu nedenle, Kıbrıs sorununun ‘beklemede’ tutulduğu bir dönem, ‘uzlaşmaya dayalı barışçıl bir çözüm’ü arzulayanlar için bir düşünme dönemi olarak da algılanabilir.

Öteden beri, Kıbrıs sorununun çözüm çabalarının, artık ‘Türkiye-Batı ilişkilerine endekslenmiş olduğu’ bu köşede savunulagelmiştir.

‘Beklemede’ olma durumunun esas nedeni budur.

Çözümle ilgilenen devlet ya da siyasal partiler dahil sivil toplum kuruluşları gibi  devlet dışı aktörler bu düşünme dönemini iyi değerlendirmelidir.

‘Beklemede kalma’ durumu sonsuza kadar devam etmeyecektir.

BM Genel Sekreteri’nin, çeşitli defalar belirttiği gibi Kıbrıs’ta müzakere süreci artık eskisi gibi olamaz.

Genel Sekreter, ayrıca tüm resmi ve gayrıresmi çevrelere, yaratıcı fikirlerle yeni bir dönemi başlatma çağrısında bulunmuştur.

Bu çağrı ister istemez, mevcut ‘kapsamlı çözüm yöntemi’nin bir uzantısı olan‘herşey üzerinde uzlaşma sağlanmadan hiçbir şey üzerinde uzlaşılmış olunmaz’ ilkesinin de sorgulanmasını gerektirmektedir.

İşte ‘Stratejik Anlaşma’ bu yönüyle önem taşımaktadır.

Genel Sekreter’in ifadesiyle, 2017 Haziran sonunda, Crans Montana’da iki tarafın elde etmeye çok yakın olduğu şey, kapsamlı bir çözüm değil, Stratejik Anlaşma’ydı.

Peki Genel Sekreter’in Temmuz 2017’de adını açıkça telaffuz ettiği, daha sonra da raporlarına dahil ettiği ‘Stratejik Anlaşma’dan ne anlamamız gerekir?

Öncelikle Şunu vurgulamamız gerekir: ‘Guterres çerçevesi’ stratejik anlaşmanın zeminini oluşturmaktadır.

Stratjik anlaşma, teknik ayrıntılar içermeyen, detaylandırılmış bir çözüm çerçevesidir.

25 Kasım 2019 tarihinde yapılan Berlin Zirvesi’nde Guterrres’in bahsettiği ‘aşamalandırma’ ilkesi de Stratejik Anlaşma’nın anlamını kavramamızı kolaylaştırıyor:

Stratejik Anlaşma, çözüm sürecinin ilk aşamasını oluşturmaktadır.

KıbrıslıRum dışişleri bakanı Nicos Christodoulides Stratejik Anlaşma’yı ‘geri dönüşü olmayan’ bir adım olarak değerlendirmştir.

Bu da stratejik anlaşmanın bazı uygulama sonuçlarının olacağı anlamına gelmektedir.

Bu köşede yayımlanan ‘Ortak egemenlik yoluyla federasyon’ başlıklı yazıda ileri sürdüğüm görüşleri Yenidüzen’de irdeleyen değerli hukukçu Mehmet Öner Ekinci, çözüm sürecinin aşamalandırması fikrine destek vermekte ve haklı olarak üzerinde uzlaşılacak konuların kapsamlı çözüm gününü beklemeksizin uygulanmasının garanti altına alınmasını önermektedir.

Uygulama adımları nasıl garanti altına alınabilir?

Daha da önemlisi, Stratejik Anlaşma’nın içeriği ne olmalıdır?

Bu konuyla ilgili yazmaya devam edeceğim.