Seçim sürecinde, ‘adaylar’a yönelik tek bir televizyon programı yönettim...
Sevgili Sami’ye dedim ki, “Ne olur bana bu eziyeti yapma...”
Sağolsun, yapmadı!..
Bir de ‘seçim’ gecesi sonuçları paylaşmak için çıkacağım ekrana..
***
Niye ‘eziyet...’
Bir kere, yayınlar için ‘değnekçilik’ eden kurum kızmasın diye ‘uslu çocuk’ olmanız gerekiyor...
“Buyurunuz efendim, siz konuşunuz...”
“Teşekkür ederiz efendim, şimdi siz konuşunuz” gibi takdimler yapacaksınız...
En kötüsü de, söylenenleri “usul usul” dinleyecek, çok da ‘coşmayacaksınız...’
***
Mesela ilk programda fark ettim ki, UBP’li kızımıza ‘taktik’ vermişler:
“Sıkıştığın yerde Türkiye’den su geleceğini söyle !..”
- Efendim, özelleştirmeler hakkındaki düşünceleriniz nedir?
KIB-TEK ne olacak?
- “Türkiye’den su gelecek, ülkemiz gelişecek, çağ atlayacağız...”
....
İstihdamlar...
Krediler....
Rüşvetler...
Bir partiden ötekine transferler...
DAÜ önünde, KTHY önünde, Meclis önünde tekme tokat müdahaleler...
....
- “Türkiye’den su gelecek, ilerleyeceğiz, istikrara kavuşacağız...”
....
“Anamızı ağlattınız, yeter be” diyesiniz gelecek ve susacaksınız...
***
Neyse, uzatmayalım...
Sibel Siber’i dün dinlerken gördük ki, meğerse, Türkiye’den gelecek suyun adayla buluşacağı “sahil şeridi”ni dahi peşkeş çekmişler!..
Bırakınız hiçbir kararda hukuki görüş olmadığını, yasaların hiçe sayıldığını, kendi müsteşarlarının, uzmanlarının “uyarıları”nı bile takmamışlar!..
İlla ki halka sahil şeridi bırakmadan dağıtacaklar...
Ne varsa elde avuçta, “heba” edilmiş “yandaş” hatırına...
***
6 ayda ödenen çiçek parası, 150 bin liraymış mesela...
‘Çiçek’ istikrarı diye arada söyledikleri de bu olsa gerek...
Öğrenmiş olduk böylece!.
------------------------------------------------------
Kimi BANTLAR geziniyor ortada!..
Bu ‘pis’ yöntemleri yarına yazacağım.