Su hikayesi

Erdinç Gündüz

“Gelecekti, geliyordu, geldiydi” derken, nihayet,  ‘Türkiye’den  Kuzey Kıbrıs’a  Su’  projesi ile ilgili  çalışmaların önemli bir bölümü tamamlandı ve  sadece Mehter Takımı’nın eksik olduğu tantanalı bir törenle açılış da yapıldı.  İşin ilginç tarafı, yıllardır,  devam eden çalışmalarla ilgili ayrıntıların pek de farkında olmayan çoğu kişinin –değişik siyasi görüşlerde- ‘açılış’la birlikte kaleme sarılması çeşitli yorumlar yapmasıydı.

Kimilerine göre, Girneden Anadolu’ya yol artık koparılamaz şekilde bağlanmıştı...  Kimilerine göre ‘işgal’in son halkası da tamamlanmıştı... Bazıları, heşaaa çekerken bazıları ‘suyla da esaret’ endişesini dile getiriyordu....Kimilerine göre,  kupkuru Kıbrıs artık gerçekten Yeşil Ada olacaktı... Kimilerine göre ise, bu su yeni başağrılarının nedeni olabilirdi.

Her şey sanki dün başlamış bugün de bitmiş gibiydi. Yazılanlardan, yorumlardan anlaşıldığı kadarıyla bu konuda görüş ve eleştiri getirenlerin çok çok önemli bir bölümü ‘Barış Suyu’ projesinin tarihi ile ilgili pek de bilgi sahibi değildi. Emin Çölaşan birkaç satır birşeyler karalayınca,  sorular çoğaldı hatta biraz da şekil değiştirdi.

Ey ahaliii....

• Projenin ilk kez 90’lı yıllarda hazırlandığını; en büyük destekçilerinin Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel olduğunu;

• 1998 yılında konuyla ilgili bir  Bakanlar Kurulu kararı ve ‘kararname’ de bulunduğunu; kararın Resmi Gazete’de de yayımlandığını;

• İlk konsorsiyumda ALARKO firması ve yanısıra ABD, Danimarka ve Norveç’ten şirketlerin de yer aldığını;

• İlk planda, suyun Kuzey Kıbrıs’a taşınmasının ardından, ek borularla aynı suyun İsrail ve hatta Filistin ve Mısır’a da aktarılabileceği notunun da düşüldüğünü;

• Konunun bir süre dondurulduktan sonra, 2005 yılında yeniden gündeme getirildiğini;

• İktidar değişikliği sonrasında ALARKO’nun saf dışı edilerek, ihalenin bir başka  (yandaş) firmaya verildiğini;

• İlk projede 90 milyon dolar olarak belirlenen maliyetin  bir sonrakinde 150 milyon küsura yükseltildiğini;

• Planda, aynı boru hattı üzerinden geri dönüşle, suya karşılık, Güney Kıbrıs’ın gaz’ının Türkiyeye aktarılabileceğinin bile düşünüldüğünü;

• 90’larda hazırlanan projeyi, Recep T. Erdoğan’ın kucağında hazır bulduğunu; ama benimseyerek, tamamlanması için gayret gösterdiğini;

• TC Hükümeti ile zamanın KKTC Hükümeti arasında,  ‘Barış Suyu’ ile ilgili - Başbakan İrsen Küçük-  imzalı,  mühürlü bir anlaşma bulunduğunu;

bilmiyor muydunuz ? Bilmeyenlere, işte Barış Suyu’muzun, başlıklar halinde kısa hikayesi.
Şimdi önemli olan, bundan sonrası.