Satınalma gücü düştükçe kaliteli yaşam da paralel olarak aşağılara iniyor… Fakirlik, sadece markette poşet dolduramamak şeklinde değil, hayatın diğer alanlarına da olumsuz olarak yansıyor.
Örneğin eğitimin gerektiği gibi yapılamaması, örneğin sağlıkta gerekli hizmeti alamamak gibi gelişimle ve hayati sorunlarla ilgili problemler yaşanırken, trafikte de can güvenliğini tehlikeye atacak süreçler yoğunlaşıyor.
İnsanlar ceplerindeki parayı diğer maaşa veya diğer gelire kadar idare etmeye çalışırken hesapta olmayan harcamalar bütçeyi oldukça zorluyor.
Örneğin bir araç muayenesinde beklenmeyen bir durum ortaya çıkabilir; Muayeneye gidersiniz, onayı alıp muayene yerinden çıkmayı beklersiniz ama görevli kişi size “gidin lastikleri değişin de öyle gelin” diyor.
Bugünlerde bir araba lastiği 2000 TL. İki lastik değişiklik istese 4000 TL. Muayeneyi yapan görevli polis elbette ki görevini yapıyor, lastik değişiklik istiyorsa değişecek ama 2000 TL veya 4000 TL, belirli bir maaş veya asgari ücret alan kişi için çok büyük bir para.
Ne yapabilir ay başını çıkarabilmek için?
Mutfak alışverişini azaltacaktır. Zaten azaltmıştır pahalılıktan dolayı ama biraz daha, biraz daha azaltmak zorundadır.
“E altında araba var işte, parası yoksa nasıl aldı o arabayı” diyenler olabilir.
Bu memlekette arabası olan zenginmiş gibi!..
Ya işe gidip gelmek için bir zorunluluktur, ya da işini o arabayla yapıyordur.
Sonuçta ayı çıkarabilmek için seyrüseferi, sigortayı gözardı eden kişi belki muayeneyi de gözden çıkaracaktır.
Kontrolsüz araçlar yolda çoğalacaktır, lastiği eski, ışıkları, sinyalleri yanmayan arabalar yollarda cirit atacaktır.
Şimdi de çok sayıda var ama gün geçtikçe daha da çoğalacaktır.
Suçlu o insanlar mı peki?
Hayır tabii.
Kendisi bu düzenden nemalanan ama gerisini umursamayan kişiler…
Suçlu aranıyor ve ceza kesilmesi gerekiyorsa birilerinden, markette poşetini dolduramayan, arabasına seyrüsefer çıkaramayan kişiler değil onlar…
Suçlular belli aslında, cezalar onlara kesilmeli.
***
Ceza kesilmesinden söz etmişken Girne Belediyesi’nin zabıtası yanlış yere park edilmesinden dolayı 494.25 TL’lik ceza yazıyor… Güzel bir para.
Yukarıda söz ettiğim yokluklar içinde böyle bir para da yine hesaplanmayan, fazladan çıkan oldukça yüksek bir meblağ.
Bunu da şunun için yazıyorum;
Girne Belediyesi’nin bir zamanlar dolu olan bütçesinden eser kalmadığı biliniyor bu dönemde…
Çalışanların bile ödenemediği veya zor ödendiği herkesin bilgisinde…
Düşünüyorum ve bu düşünceyi yazılı olarak aktarıyorum bu satırlara;
Bir yanlış park cezasının 495 tl olduğu, diğer belediyelerden oldukça fazla gelirinin olması beklenen, liman gelirinin, turizmin merkezi denen ve birçok otelden aldığı verginin olduğu, betonlaşmanın getirdiği yüklüce bir emlak vergisinin ve diğer rutin gelirlerin olduğu, herhangi bir yatırımın da görülmediği bir Belediye nasıl zora düşer?
Beceriksizlik mi, hesapsızlık mı, bitmişlik mi, başka şeyler mi?..
***
Elektrik konusu.
Suçlu/suçlular var, ceza kesilenler var ama ceza suçu olanlara değil, kabahati olmayanlara kesiliyor.
Beceriksiz hükümet, becerecek diye KIB-TEK’i de uhdesine alan, bir yerlerden Başbakan olarak görevlendirilen Ünal Üstel, bir yakıtı alamıyor, Kurum Müdürü başka açıklama yapıyor, ÜstEL başka açıklama yapıyor, sonuçta memlekette yakıt yok.
Geçtiğimiz gün Girne içinde, dün Girne’nin batısında, bugün Girne’nin doğusunda ve galiba Mağusa bölgesinde, belki başka bölgelerde de ‘çalışma’ adı altında 6 saatlik kesintiler yapılıyor.
AKSA’dan tankerle yakıt taşınıyormuş, gemi gelemiyormuş.
Sonuçta birileri nemalanıyor yine, suçlu belli ama ceza yine başkalarına kesiliyor.