Hüseyin Özgürgün’ün UBP başkanlığından ayrılması ile UBP içinde başlayan çalkantılar henüz durulmadı; bu yakınlarda durulacağa da benzemiyor. Sucuoğlu’nun UBP başkanlığına gelmesi tantanalı oldu; gidişi sakin olacağa benzemiyor…
Sucuoğlu… Parti başkanlığı AKP tarafından önlenmeye çalışılan Sucuoğlu… Bir video skandalı sonucunda AKP engelini aşan Sucuoğlu… Tabanının yüzde altmışının oyu ile parti başkanı seçilen Sucuoğlu… İlk hükümetini kurup, partisinin başında ilk genel seçimi yaşayan ve seçimden yüzde kırk seçmen oyu ile çıkan Sucuoğlu… O andan itibaren cadı kazanında kaynıyor… AKP’ye kendini benimsetmek için biat etmenin her yolunu denemiş; tutturamamış… AKP hükümetine uslu durmuş; reddedilmiş…Hükümetini oluşturmuş, AKP’nin istediği kişiyi bakan yapmadığı için sarı kart görmüş; UBP parti meclisinin milletvekili olmayanların bakan atanmaması kararına rağmen AKP’nin istediğini yapmış… Yerel seçimlere az kala, AKP bastırdı diye belediyeler reformunu yapmaya kalkışmış; AKP’nin istediğini yapmak için bu defa da anayasayı çiğnemiş… Gene yaranamadı… Geç bunları…
Mali ve Ekonomik Protokolü 14 Nisan’da TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay ile imzaladı; yerini konsolide ettiğini sandı… Protokolü kimseye gösterecek durumda değil… İzah da edemiyor… Bazı değişiklikler yapılacakmış da onu bekliyormuş… Ne itmez-bitmez değişikliklermiş ki iki haftadan beri yapılamadı… İmzalanmış belge üzerinde arkadan değişiklik mi yapılır?! İmzalarken fark edilmeyen ne idi ki hemen arkasından düzeltilecek?! Geç bunları…
AKP’ye iyice yakın bir bakanı ile bakanlar kurulundaki uyumsuzluğu dayanılır gibi olamayınca o bakanı görevden almaya kalkışmış; Cumhurbaşkanı Tatar AKP adına geçit vermeyince, kendisi başbakanlıktan istifa ederek hükümeti düşürmüş… Yeni hükümeti gene kendisi kurdu ama dersini vermişler; dersini vermeye de devam ediyorlar… Koalisyon hükümeti kurmaya DP ve YDP ile anlaştı ve hükümet programını da onaylanmak üzere mecliste okudu ya, orda gıkı çıkmayan ortakları, kendilerine göre deklarasyon UBP’ye göre muhtıra denilen ve hükümetin ilk yüz günlük eylem planını içeren bir evrakı Sucuoğlu’nun imzalamasını istiyor… İmza yoksa, güven oyu da yok… İnsanın aklına sorası gelir; akılları neredeydi hükümete ortak olurken, eskisinin aynısı olan hükümet programı mecliste okunurken?! Sucuoğlu imzalamazsa ortaklar güven oyu vermeyebilir, imzalamasına da kendi partisinin milletvekilleri karşı… Geç bunları…
Sucuoğlu kendi meclis grubunda durum değerlendirmesi yaparken epey zorlanmış; henüz daha kendi milletvekillerinin güven oyundan emin değil… Özdemir Berova Strasburg’daki Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi toplantıdan apar topar getirtildi; bir oy, bir oydur… Ve AKP baskısı nedeniyle milletvekili olmamasına rağmen bakan yaptığı kişi kendisine “Ankara seni istemiyor; istifa et, çekil” demiş… Geçme bunları; burada durmak gerek… Belli ki AKP’nin sabrı taşmış; ne denemişse Sucuoğlu yağ gibi suyun üstüne çıkmış… Artık strateji belli; kolay kolay güven oyu yok Sucuoğlu hükümetine, Ankara’da Fuat Oktay ile imzaladığı protokolün kaderi de ondan sonra belli olacak… Ola ki Sucuoğlu hükümeti güven oyu alır, o durumda YDP ve DP’nin “Hükümetin yüz günlük eylem planı” dediği evrak, en geç yüz gün içinde AKP’ye Sucuoğlu hükümetini düşürme olanağı verecek bir silahtır.
DP’nin başkanı hükümetten kovsalar gitmek istemez ama diğer iki milletvekili de kapıdan girememişse bacadan girecek kabineye; zaten DP milletvekili Akpınar bir açıklama yaparak “Öyle her şeye evet demeyeceğim, sen de deme Başkanım” dedi DP Başkanına… Zılgıtı çekti yani… Ama AKP isteyince birlikte “Evet” diyecekleri de kesin… Sucuoğlu’nun YDP’nin başkanı ile kan uyuşmazlığı var; AKP ile de kan uyuşmazlığı olduğu kesin… AKP Sucuoğlu’nun ipini çekecekse YDP hazır kuvvet… Hükümetin ilk yüz günlük eylem planı evrakı da idam fermanı… Sucuoğlu bu evrakı kabul etmezse ortakları, ederse de muhalefet partileri ile birlikte büyük eylemler yapacak olan sivil toplum örgütleri çekecek ipini… Kaçarı yok…
Ne olacak?! Gecikmeli yerel seçim derken erken genel seçime gidilecek… Sucuoğlu olmaksızın… Olsa ne yazar; rahmetli İrsen Küçük olmuştu da ne yazmıştı?! Sucuoğlu vakası bitecek; AKP, biatlarını sağladığı UBP’lilerle bitirecek… Kuzey Kıbrıs halkının gurur duyacağı bir gelişme olmayacak; sağ siyaset kendi halkı için ders çıkarsa ve kendinden ve kendi gibi olmayana biatın kendilerini korumayacağını, kurtarmayacağını görse, anlasa bari…
Son bir not… 23 Ocak’ta yapılan erken genel seçim sonuçlarını 24 Ocak Pazartesi günü öğle civarı CTP Başkanı Erhürman ile değerlendirirken, “Erken genel seçime hazırlanın, başka yolu olmayacak” demiştim… Öngörümde doğru çıkacağa benziyorum. Üzücü bir durum; olan halka oluyor, emekçilere oluyor. Yarın da 1 Mayıs, emeğin bayramı; dünya halklarının işçi sınıfına kutlu olsun… Gelecek 1 Mayıs, Kuzey Kıbrıs halkının sağ siyasetin Özgürgün, Saner, Sucuoğlu, Atun, Ertuğruloğlu gibi isimlerinden kaynaklanan çalkantılı vakalarından kurtulduğu, Kıbrıs halklarının birleşik federal Kıbrıs’a yol alıyor olduğu bir ortamda olsun…