Seçmen neye göre seçecek?
Aday neye göre propaganda yapacak?
Zor olacağını söylüyorduk, seçim sonrası için belediyelerin hemen bir kaosla karşı karşıya kalacağını söylüyorduk ama şimdi de, yani seçim öncesi de kolay değil.
Örneğin Çatalköy-Esentepe birleşti, örneğin Lapta-Alsancak-Çamlıbel birleşti, örneğin Mesarya Belediyesi oluştu, orada Akdoğan, Paşaköy, İnönü, Vadili belediyeleri birleşti.
Seçmen bu birleşen belediyelere aday olacak isimleri bölgesi dışındaysa eğer, tanımama olasılığı yüksek. Örneğin Mesarya için Paşaköy’den biri aday olursa Akdoğanlılar tanımadıkları aday ile ilgili nasıl bir karar verecekler?
Örneğin Esentepe’den Çatalköy-Esentepe için aday olan birine Çatalköylü seçmen nasıl karar verecek?
Peki aday nasıl yapacak, propaganda süresinde Çatalköylü aday Esentepe için neler söyleyebilir, Esentepeli aday Çatalköy için nasıl bir propaganda yapacak?
Nitekim seçim öncesi de zor geçecek. Hem adaylar hem de seçmen için…
Belediyelerin birleştirilmesi tartışması başladığında bunun için uzun bir sürece teknik ve sosyal anlamda ihtiyaç olduğunu hep belirttik.
Şimdi adaylar için de, seçmen için de şok bir süreç yaşanacak gibi… Sudan çıkmış balık misali yeni ortama alışmanın/alışamamanın şaşkınlığı uzun bir süre devam edecek gibi görünüyor…
“Şanslıyız, bakan bizim bölgeden!”
Alsancak Belediye Başkanı Fırat Ataser, bir tv programında “alışılmıştır, göreve gelen bakan, başbakan kendi yöresine yatırım yapar, bu dönem de başbakan bizim bölgeden olduğu için yolumuzun ikinci aşaması başlatıldı, bu anlamda şanslıyız” mealinde birşeyler söyledi.
Aslında bir belediye başkanı, bölgesi için yapılacak yatırımdan dolayı tabii ki mutlu olur, bölge sakinleri de mutludur ancak bu durum kabul edilebilir bir olgu mudur?
Yani bir bakan, bir başbakan göreve geldiğinde sadece bölgesi için mi o görevi almıştır, önceliği kendi bölgesine vermek için mi siyaset yapmaktadır.
Bir kişi veya toplum bunu normal bir gelişmeymiş gibi kabul edebilir mi!
Böyle olması normal toplumlar için anormal bir durumdur ama bizim gibi toplumlar için ne yazık ki kanıksanmış bir olay haline gelmiştir.
Yurt değil, alternatif TATİL bölgesi
Belki de uzun sürmez; Acaba bu ülkede “burası benim toprağım, doğup öleceğim yer burası” diyecek birileri kalacak mı!
Dün Avustralya’dan gelen bir dostla birlikteydik… “Çocuklarım Kıbrıs’a artık tatile gidilebilecek herhangi bir ülke olarak bakıyorlar. Yani bu yıl Kıbrıs’a tatile geldilerse, öteki yıl TATİL için gidecekleri ülke başka bir yer olabilir. ‘Ülkem’ mefhumu artık yok” dedi.
Geleceklerini Avustralya kadar uzak bir yerde arayanlar ve ardından gelenler… Bu toprak artık çocuklarımızın, torunlarımızın TATİL için alternatif bir yer olmanın ötesinde bir anlam taşımıyor ne yazık ki!