‘SU’lanmamış İRADE

Cenk Mutluyakalı

 

‘Su’lanmamış bir irade istiyoruz artık!..
Evet, Çiçek-Küçük imzalı “hükümetler arası çerçeve anlaşması” var.
Öyle de bu anlaşma şu anda tartışılan yönetim modelini reddetmiyor ki?
“Özelleştirme” tek kelim geçmiyor!
Hani bilgisayar diliyle, Ctrl-F “özelleştirme” yazıyorsunuz, “aranan öğe bulunamadı” diyor size makine!
Ekonomik Protokol’de de öyle!

***

43’üncü sayfasında diyor ki protokol, “Türkiye’den boru ile su getirme projesi kapsamında oluşacak yeni su kaynağının dağıtılmasına yönelik yeni organizasyon yapıları kurulacak ve dağıtım şebekeleri, atıksu toplama ve arıtma sistemleri, uygun finansman modelleri (Yap-İşlet-Devret, Yap-İşlet, işletme hakkının devri vb.) kullanılarak hayata geçirilecektir”.
Özerk su yönetimi ya da belediyelerin oluşturduğu işletme tam bu: “Yeni organizasyon yapısı.”

***

Bir de şu söylenti yaygın: Su borularının geçtiği yerler Türkiye’nin olacak!..
Hoppa!
Diyor ki sözleşme, “Boru hattının ve proje kapsamında inşa edilen tesislerin mülkiyeti…”
Tesislerin !..
Yani geçtiği yerin değil…
-ki bu tesis meselesini onaylamak da dönemin siyasi yanlışı.-

***

Öyle bir hava estiriliyor ki, sanki bu ülkede ‘su yönetilmiyor’ gibi!..
40 senedir çeşmelerimizden akan su nasıl geliyor sahi?

***

Güzel benzetme yaptı, Ahmet Benli:
“Halkın iradesi şirket değildir!..”
Öyle ‘ihale’ye girilecek de, tüm memlekette ‘su’nun kaderi tek bir şirketin eline verilecek, mümkün mü?
Türkiye kendisi niye yapmamış bunu?
Su yönetiminin ‘özelleştirme’ ile ‘tekelleştiği’ tek bir örnek niye yok dünyada?

***

Bu bir ‘siyasi’ tartışma aslında ve giderek Kıbrıs’ın kuzeyindeki iradeyi ‘aşağılama’ boyutuna geliyor ne yazık.
Yurttaşın tek isteği var:
- Çeşmemden su akmaya devam etsin, daha çok aksın, daha kaliteli aksın.
- Ödenebilir, makul ücrette olsun!

***

HÜKÜMET net tavrını koymalı.
Çünkü HÜKÜMET PROGRAMI açık:
“Özerk Su Yönetimi kurulacak” diyor.
Daha ne ki?