ŞURA’nın düşündürdükleri

Zeki Kayalp

Bugüne kadar 11 şura yapılarak bir çok kararlar alındı. Bu kararların tümü tavsiye kararıydı. Yani, ilgili  bakanlık ister uygular ister uygulamaz. Spor Dairesi yönetim kurulu da ayni şekilde görev yapar. Şurada  3 kişi seçilir. 4 kişi de bakanlıktan.  Spor Dairesi yönetim kurululunda alınan kararlar da bakanlık  tarafından ister uygulanır  ister uygulanmaz.

Dünyada böyle bir yapı kalmadı. Sürdürülmesi de mümkün değil . Yıl 2013. Spor hızla gelişip büyüyor. Sektör olarak neredeyse bir numara. Yenilikler almış başını gidiyor. Kulüpler çatır çatır zengin iş adamlarına satılıyor. Sponsorlar ciddi organizasyonlara inanılmaz paralar atıyor. İnsanlar daha güzeli bulma adına harıl harıl çalışırken, sizce bizler ne yapıyoruz? 
Lefkoşa dikili taş etrafında dünyayı yönettiğimizi, bilmem hangi yıldan kalan yasalarla ülke sporuna yön verdiğimizi sanıyoruz. Halbuki, mevcut yasalarla devlette insan fazlalığı yaratıyoruz.  Bir çoğu da “boş işler” sorumlusu. Hele hele koltuğa oturdular mı? Aman Allahım.  Müthiş bir maaş. Müthiş bir müşaverlik ve müthiş bir emeklilik hakkı.  Peki ya ülke sporu?
Ülke sporunu takan yok.  Büyükler  gençliği ağızlarında, geviş getir  gibi çiğniyor daha sonra “tükürüp” atıyor. İşlerine geldiğinde de  “ülkeyi gençlere bırakacağız” sloganıyla ortalığı verveleye veriyorlar.  Mentalite hep ayni. Koltuğa bir oturan, kalkmak istemiyor. 
Son şuraya dönecek olursak, pek çok tavsiye kararı almışlar. Tümü gevezelikten öteye gitmiyor.
Bugün alt yapılarımız denilen okullarda spor,  durma noktasına gelmiş. Bir çok okul spor faliyetlerine katılmıyor. Ne ilginçtir kimse sorgulamıyor. O zaman spor şuraları neden yapılıyor? Sırf yasada yeri olduğundan  mı? Yoksa, üç beş kişiyi memnun etmek için mi?
Örneğin; İlkokul, orta ve lise beden eğtimi öğretmenlerinden okullardaki son durumla ilgili hiç görüş alınmadı. Adına ŞURA denilen toplantılarda, eğer bir ülkenin öğretmenleri yer almıyorsa, o ŞURA , şuralıktan çıkıp GARAGÖZLÜĞE  döner.
Olaya tek taraflı da bakmamalı. Bence sendika da hatalı. Onlar da bazı konularda sessiz kalıyor. İşlerine geldikleri gibi konuşuyor. Bakanlık sorgulamadan onların sorgulaması gereken konular var. Bir çok beden eğtimi  öğretmeni  görev yapmıyor.  Peki, sendikanın  bu arkadaşlarla ilgili herhangi bir eleştirisi veya yaptırımı var mı? Hala daha işleyen de işlemeyen de ayni parayı mı alacak?  Bu soruların cevabı  yanıt bulmalı. Aksi, halde doğruyu bulmak imkansızlaşır. KKTC’de her kes en iyisini bildiği için, işine geleni konuşur ve ne üzücüdür çocuklarımız da bu pis düzenin oyuncağı olur.
Sistem çökmüştür ve bu çöküşün temelinde tüm kesimlerin payı vardır. Köklü değişiklik kaçınılmazdır. Mevcut yasalarla yalnızca insanoğlunu memnun eder, çıkar dünyasını korururuz.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun  MTG U15 takımına İzmir’de yaşattığı son olaydan bizleri ne kadar  sevdikleri ortaya çıkmıştır. Eğlence ve şölen olarak düzenlenen turnuvalara  bile  tahammülleri yoktur. Herkes kafasına şunu sokmalı. Adamların dünyada hedefleri var.  KKTC’yi tanımakla bu hedeften uzaklaşır. Bu yüzden tanınma kelimesi yalnızca bizleri avutma adına kullanılan güzel  bir sözcüktür.   Ama iş KİMLİK alma veya  KUMARA geldiğinde bir numaralı KKTC’li olurlar.
Güney Kıbrıs’ın uyguladığı spor ambargosunu , Türkiye Cumhuriyeti de harfiyen uyguluyor. Artık  yeni politikalara ihtiyaç duyulmaktadır. İşte, ŞURA’ da tartışılması gereken temel konu başlıkları ambargolar olmalıydı. Ama bizler ne yaptık. Bilmem hangi ülkeye, hangi spor ateşesini atayacağız diye canımızı yedik.