Meclis genel kurulu artık toplanması gereken saat 10.00’da açılıyor. Meclis Başkanı Sibel Siber, meclisin saatinde açılması gerektiğini söylemişti kuruldaki koltuğa oturduğunda ve şimdiye kadarki toplantılarda bu uygulanıyor artık…
Şimdiye kadar neden uygulanmadı peki? Bu kadar mı zordu meclisi toplanması gereken saatte toplayabilmek!
Hatırlayacaksınız, daha önceleri saatinde açılmadığı için milletvekilleri oyalanıyorlar, televizyon programlarına katılıyorlar, saat 10.00 olmasına rağmen programlar uzuyor, konuşma devam ediyor ve kimse de meclisin açılma saatine çok da önem vermiyordu. Oysa şimdi sabahleyin televizyonda konuk olan milletvekili saat 10.00’u dikkate alıyor ve hemen koşuyor meclis genel kuruluna…
Bir düzenleme de vekillerin vatandaşları kabul edecekleri günle ilgili geldi. Bundan böyle meclis genel kurulunun olmadığı günlerde yani Salı, Çarşamba ve Cuma günleri vatandaşlarla görüşme günleri olacak. Yani sürekli meclis koridorları ve odaları vatandaşlarla dolu olmayacak.
Umarım bu da uygulanabilir.
***
Takip başlayabilir
Hükümet güven oyu aldı. Mecliste komiteler kuruldu, yeni yasalar, düzenlemeler, Anayasa değişikliği için çalışmalar başlayabilir. Öte yandan şikayet ettiğimiz bürokrat atamaları yeniden yapılacak. Müşavirler oluşacak yeniden, yeni bürokratlar gelecek. Belki bu sefer fazla olmaz. Onlar da olduktan sonra ve icraat başladıktan sonra hükümetin takip edilebilirliği de oluşmuş olacak.
***
Fassa ve yavrusu
Dün bir gazetemizde vardı. Avcı fassayı vurmuş ama bakmış ki yanında yavrusu, henüz tüylenmiş, uçamıyor. Acımış, yavruyu korumaya almış. Gazete ölü anne ve yavruyu yan yana veriyor. İnsanın içi acıyor bakınca…
Öte yandan avcılar bağırıyor. “Avı geç açtınız, vuracaydık, vuramıyoruz” diye… İşte bunun için… İnce av daha geç açılmasına rağmen yine de yavruların anneleri ölüyor işte… Avcının başka savunacağı ne var ki!
***
Yatışma yerine patlama
Türkiye’de Gezi bir başladı, pir başladı. Artık en küçük bir olayda her an patlamaya hazır bir kitle oluştu. Neden? Çünkü yıllardır birikiyordu bir şeyler… Gezi bu birikimin dışarıya çıkmasına yardımcı oldu.
Polisin kontrolsüz gücüne sessiz kalanlar artık kalmıyor… Burada derdik, “bu memleket bizim” diye, artık oralarda da “bu memleket bizim de” diyorlar. Ancak bu etkiye tepki, ‘ötekiler’ şeklinde gösterilmeye devam ediyor ki, bu durum yatışmayı değil, patlamayı daha da artırıyor.