KIBRISLIRUM OKURLARIMIZDAN…
Bir Kıbrıslırum okurumuz bize gönderdiği bir elektronik posta iletisinde, Suriye’den ilginç bir öykü ve bir fotoğraf paylaştı…
Kıbrıslırum okurumuzun paylaştığı öykü ve fotoğraf şöyle:
“Sevgili Sevgül,
Sana gönderdiğim bu fotoğraf, 1889 yılında Şam’da çekilmiş gerçek bir fotoğraftır.
Samir, Hristiyan bir cüce idi, onu sırtında taşıyan Muhammed ise Müslüman idi.
Samir, Şam sokaklarında dolaşabilmek için Muhammed’e bağlıydı. Kör bir insan olan Muhammed de sokaklarda ilerlerken, çukurlara ve engellere karşı kendisini uyaracak Samir’e bağlıydı. Biri görüyor, öteki yürüyordu!
Birbirlerini tamamlıyorlardı ve hayatın acımasızlığını böylece karşılıyorlardı! Kör bir Müslüman ve sakat bir Hristiyan…
Aynı odayı paylaşıyorlar, aynı işyerinde çalışıyorlardı. Samir, Şam’da eski şehirde kahvelerden birinde öyküler anlatıyordu… Muhammed de kahvenin yanına park ettiği arabacığında hummus satmaktaydı.
Sonra Samir vefat etti. Bu Hristiyan’ın ölümü üzerine Muhammed bir hafta süreyle odasına kapanıp ağladı… İki haftanın sonunda onu üzüntüsünden odasında tek başına ölmüş vaziyette buldular…
Bu gerçek yaşam öyküsünü okurlarınla paylaşırsan çok memnun olurum…”
Bu Kıbrıslırum okurumuza bizimle bu öyküyü paylaştığı için çok teşekkür ederiz…
BİANET.ORG
“Sırbistan, Kosova, Sri Lanka ve Suriyeli kadınların barış mücadelesi deneyimleri
“Kadınların barış mücadelesinde dünya deneyimleri” kitabı çıktı…
ÇİÇEK TAHAOĞLU
“Kadınların barış mücadelesinde dünya deneyimleri” kitabı çıktı…
Demokrasi, Barış ve Alternatif Politikalar Merkezi DEMOS’un ilk kitap çalışmasını, Güneş Daşlı ve Nisan Alıcı hazırladı, çalışmanın akademik danışmanlığını Dr. Ulrike Flader yaptı.
Savaştan en çok etkilenen kesim olan kadınların bir taraftan barış mücadelesini yürüten aktivistler olarak öne çıkarken, diğer taraftan birçok örnekte resmi barış müzakerelerinden dışlandığını hatırlatan araştırmacılar, “Savaşın temelinde yatan sebep ne olursa olsun, kadın bakış açısı içermeyen barış süreçleri eksik kalıyor ve kalıcı bir toplumsal barış inşasıyla sonuçlanmıyor” diyor.
Kitap Sırbistan, Kosova, Sri Lanka ve Suriye’deki kadın barış mücadelelerini inceliyor. Sırbistan ve Kosova’da etnik temelli çatışma, Sri Lanka’da ulusal kurtuluş hareketleriyle bir devletin silahlı güçleri arasındaki çatışma, Suriye’de ise farklı örgütlerin çatışması incelenirken, bu farklılıkların kadınların barış mücadelesinde seçtiği yöntemlerde belirleyici olduğu ifade ediliyor.
Daşlı ve Alıcı, Sırbistan’da Siyahlı Kadınlar’ın hafıza aktivizmini, yani geçmişle hesaplaşmayı öncelikli hedef olarak belirlediklerini, Atina İnsan Kaçakçılığı ve Cinsiyete Dayalı Her Türlü Şiddetle Mücadele için Yurttaşlar Derneği’nin ise barış mücadelesinin mülteci kadınlarla dayanışmayla nasıl iç içe geçtiğini gösterdiğini ifade ediyor. İnsancıl Hukuk Merkezi ise savaşın sorumluların ortaya çıkması, mağdurların adalet taleplerinin desteklenmesi, kayıplar üzerinden savunuculuk ve belgeleme çalışması yapılması için çalışıyor.
Kosova’da savaş sonrası devam eden kadın mücadelesinin en önemli ayağının cinsel şiddete maruz kalan kadınların travmalarını iyileştirmek olduğunu söyleyen araştırmacılar, bu konuda çalışan Medico Kosova ile yaptıkları mülakatlar aracılığıyla, savaştan çıkmış bir toplumda kadınların hem psiksosyal hem de ekonomik olarak güçlendirilmesinin nasıl mümkün olacağıyla ilgili deneyimler aktarıyor.
Sri Lanka’da çocukları kaybedilen kadınların örgütlediği Savaştan Etkilenen Kadınlar Derneği, savaşın yıkıcı etkisi olan yoksullaşma ve toprak kaybı sorununa dair Kadın Gelişim Merkezi ve geçiş dönemi adaleti alanında Ulusal Barış Konseyi’nin deneyimleri aktarılıyor.
Suriye’de ise savaşın en önemli sonuçlarından göç sorununa odaklanılıyor ve Türkiye’de mültecilerle ilgili faaliyet yürüten Kadınlarla Dayanışma Vakfı’nın (KADAV) çalışmaları ele alınıyor.
Araştırmacılar, bu dört bölgede de kadın mücadelesinin güçlü olduğunun altını çiziyor. Ele alınan örneklerde barış mücadelesini yürütenlerin sosyalist kadınlar, feministler, kadın örgütlerinde yer alanlar ve çocukları zorla kaybedilen kadınlar olduğunu belirtiyorlar.
Daşlı ve Alıcı, bu kitabı “Türkiye’de barış ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren kadınlara” adıyor.
* Kadınların Barış Mücadelesinde Dünya Deneyimleri, Güneş Daşlı, Nisan Alıcı, Ulrike Flader, DEMOS, 2016, 127 sayfa.
(BİANET.ORG – Çiçek TALHAOĞLU – 4.1.2017)
KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…
Kalkanlı’daki kuşkulu yerden hayvan kemikleri çıktı…
Dün bu sayfalarda yer vermiş olduğumuz, bazı Kıbrıslırum “kayıp” yakınlarının önceki gün kazmaya çalıştığı, bir okurumuzun uyarısı üzerine bölgeye Kayıplar Komitesi yetkilileriyle gittiğimiz Kalkanlı’da (Kapudi) kuşkulu toprak yığınının dün Kayıplar Komitesi arkeologları tarafından kazıldığı öğrenildi.
Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nden aldığımız bilgiye göre, sözkonusu kuşkulu toprak yığını kazıldığı zaman ortaya hayvan kemikleri çıktı…
“Kayıp” yakınlarının da bir süre kazıyı izlediği ve bu alana herhangi bir “kayıp” şahsın gömülmemiş olduğunu, buraya gömülenin bir inek olduğunu kendi gözleriyle gördükleri gelen bilgiler arasında.
Bu konuda bizi uyarmış olan okurumuza, kazıyı yürüten Kayıplar Komitesi kazı ekibine teşekkür ederiz.