Bu yazının HACI ALİ ya da BOYACI’nın şirketiyle hiçbir ilgisi yoktur.
Her iki şirketin de, ülkeye değer katmadığını söylemek, insafsızlık olur.
***
Kamu kaynaklarının ve varlıklarının “özelleştirilmesi”ne karşı çıkışımızı, sanırım yeniden sorgulamamız gerekiyor.
Çünkü!..
Sanki “özelleştirmenin” kendisine değil de, “adresine” tepki gösteriyoruz.
İşte!..
Kıbrıs Türk Petrolleri satıldı!..
Ancak ortalık süt liman.
Niye?
Çünkü “bizim” sermayeye gitti, “yabancı”ya değil!..
Eğer ihalenin sonucunda, petroller, Ankara’dan bir işletmeye verilmiş olsaydı, nasıl bir kıyamet kopacaktı, hep birlikte görecektik.
Oysa şimdi...
- Bu İHALE süreci sağlıklı ve doğru yaşandı mı?
- Yasalar tam uygulandı mı?
- DEVLET, üstelik de zarar etmeyen ve “gelir fazlası” bulunan bir işletmeyi niye satar?
- Kıbrıs Türk Petrolleri ve çalışanlarının geleceği garantiye alındı mı?
Tüm bunlar sorgulanmıyor.
Kamu kaynaklarının ve varlıklarının “özelleştirilmesi”ne karşı mıyız, yoksa, “bizimkiler alırsa tamam, yabancıya giderse aman da aman” mı tavrımız...
Sanırım, bunu netleştirmek lazım.
Eğer “ilkesel” ve “ideolojik” bir “itiraz” varsa ortada, bu “suskunluk” niye?
HESAP
Sigortalar’ın durumu malum.
Battı!..
Ya da, geçmişin “dar görüşlü” Ankara-Lefkoşa ortak siyaseti ile BATIRILDI...
***
Geçmişi “suçlamak” ya da eskiye “dövünmek” bir yana, gerçekle de yüzleşmemiz gerekiyor.
Ve sigorta sistemini yeniden kurtaracak “öneriler” yapmamız.
Ama...
Yanlış kararların sahiplerini de “yargılamak” ve onlardan “hesap sormak” kaydıyla...
***
Bu ülkede zaten 60 olan emekli yaşını 50’ye çekenler, “Daha fazla prim alacak, sizi daha erken emekli yapacağız” demişlerdi.
Ve binlerce çalışan, bu kararla, daha fazla prim ödedi.
Bu “fazladan” ödenen primin hesabını kim verecek şimdi?
Binlerce çalışanı “kandıran” ve “sistemi çökertenlerden” nasıl hesap sorulacak?
Ha eğer “yapanın” yanına kalacaksa, kim, niye güvensin ki, böylesi prematüre devlete, yeni yasaya, yeni sisteme!..
Perşembe berberi
Bu coğrafyada ta Osmanlı döneminden, İngiliz sömürgesinden, “Cumhuriyet” devrinden beri berberler, PERŞEMBE öğleden sonra kapalı.
Tatil günlerinde de açık oldukları için.
***
Güneyde, özel sektörün tümü, haftanın bir günü öğleden sonra kepenk indiriyor.
Aynı gün, kamu, tam gün mesai yapıyor.
Özelde çalışan insanlar, kamudaki işlemlerini yapabilsin diye...
***
Önce, yaz dönemleri “öğle 1-4 arası tatilinin” içine ettiler.
Şimdi de hükümet, berberlerin PERŞEMBE tatiline göz dikti...
***
Bu coğrafyaya ait ne kadar kültür varsa, illa katledecekler....
Yeter artık ama...
Biraz da insaf yani!
TDP’nin tavrı ve ‘muhalefet’
TDP Genel Başkanı Çakıcı, “Sigortalar ve Kaçak İşçi Affı”nın özellikle gündeme geldiği tartışmalı yasalara karşı, Meclis’e GÖRÜŞ SUNMAYACAĞINI açıkladı.
Bu, sorumluluktan kaçmak değil mi?
“Yok” kabul edince, sorunlar ortadan kalkıyor mu yani?
Ve, eğer görüş verilmeyecekse, HÜKÜMETE, “Siz kimseyle diyalog kurmuyorsunuz” diye kızma hakkınız kalır mı?
Umarım, muhalefetin tümü aynı tavrı takınmaz.