Çiğ süt fiyatları arttı, Koop-Süt ürünleri zamlandı. Devletin son dönemde çiğ süte litre bazında yaptığı fiyat değişikliği üreticilerin yüzünü güldürmedi, iç piyasada talebi düşürdü, alım gücü sürekli eriyen yurttaşı da öfkelendirdi.
Ülke genelinde eyleme hazırlanan üreticiler var olma mücadelesi verdiğini belirtirken, imalatçılar iç piyasadaki satışların düştüğünü anlatıyor. Alım gücü düşen vatandaş ise fiyatlarla başa çıkmadığını ifade ediyor. Tüm kesimler çözüm beklerken, Tarım Bakanlığı “Matematiğe vurunca tablo” bu diyor.
Ne üretici ne de tüketici için çözüm bulabilen Tarım Bakanlığı, ‘dövizdeki hareketlilik, dünya yem ham maddelerinin pahalı olması ve yönetim zafiyetini’ işaret etti.
Sektörün hem iç piyasa dengesini koruyan, hem de ihracatta önemli rol alan süt ve süt ürünleri fabrikaları ise devletin çözüm üretmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Herkesin söylediğini söylemeye hakları yok” diyerek yaşananları eleştirdi.
Süte yapılan zam ile iç piyasada talebin çok düşeceği öngörüsünde bulunan üreticiler, ihracatta ise rekabet gücünün çok düşeceğine vurgu yaptı.
Yapılan zammın en alt seviyede olduğunu kaydeden Tarım Bakanı Müsteşarı Emirali Deveci, bakanlığın buna müdahalesinin söz konusu olmadığını savundu.
Tarım Bakanı Müsteşarı Emirali Deveci:
“Matematiğe vurunca bu tablo ortaya çıkıyor”
Dünya süt fiyatlarında yem ham maddelerinin pahalı olması ve dövizdeki hareketlilikle, süte yapılan zammın kaçınılmaz olduğunu söyleyen Tarım Bakanı Müsteşarı Emirali Deveci, “Fiyatlar mecburi yukarıya çıktı. Mümkün olduğu kadar tüketicinin etkilenmemesi için elimizden geleni yapıyoruz, matematiğe vurunca da bu tablo ortaya çıkıyor” dedi.
Deveci, süt fiyatlarındaki artışla ilgili şunları dile getirdi:
“Dünyada ve Avrupa’da Euro bazında bile %25 artış var. Bu tablo bizim döviz kaybımızla birleşiyor. Yem hammaddesinde fiyat artışı da var, ayrıca kuraklık ve savaş gibi zor bir dönemden geçiyoruz. Tüm bunlar fiyatları çok olumsuz etkiledi. Fiyatlar mecburi yukarıya çıktı. Mümkün olduğu kadar tüketicinin de etkilenmesi için elimizden geleni yapıyoruz, matematiğe vurunca da bu tablo ortaya çıkıyor.”
Deveci, Hayvan Üreticileri eylemi ve buradaki sıkıntılara da değinerek, süt konusu da dahil, tümünün bir bütün olduğunu anlattı.
Tarım Bakanı Müsteşarı Emirali Deveci’den Hayvan Üreticileri eylemi yorumu:
“Eski kârlılık pozisyonlarını yitirdikleri için şikâyetçiler”
Üreticilerin ‘var olma mücadelesi uğruna mücadele verdiği’ açıklamalarına karşın, ‘eski karlılık pozisyonlarını yitirdikleri için şikayetçi olduğunu ifade eden Tarım Bakanı Müsteşarı Emirali Deveci, zor bir dönemden geçildiğini ifade etti.
Yapılan hesaplamalar ve çalışmaların ‘üreticilerin ayakta kalabilmesi için’ olduğuna vurgu yapan Deveci, buna karşın dövizin hareketliliği, kurak geçen yılların getirisi olan döviz bazlı yem ham maddesi ithalatının hem bakanlığın hem de üreticinin üzerinde büyük bir baskı unsuru olduğunu anlattı.
Deveci, “Bir çalışma yapıyoruz, açıklıyoruz, sistem çalışmaya başlıyor ancak döviz hareketlenmesi üreticiyi anında olumsuz etkiliyor. Bu duruma günlük müdahale etme imkanımız yok. Üreticinin de isyanı aslında bu noktada…” şeklinde konuştu.
“Bu siyasi mekanizmanın içerisinde ek bütçe hazırlanması bir, iki günde olabilecek bir durum değil”
Hayvan Üreticilerinin hükümet oluşumunun beklendiği ve ek bütçe çalışmalarının sürdüğü bilgisini verildiğini, buna rağmen eylem kararı alındığını ifade eden Deveci, “Bu siyasi mekanizmanın içerisinde ek bütçe hazırlanması bir, iki günde olabilecek bir durum değil. Bunun Maliye ile ön çalışması yapılacak, yapılan ek bütçe çalışması Bakanlar Kurulu’na gönderilecek, orada onaylanacak, Meclis’e gidip, Meclis onayı alacak. Bu süreyi yaşayabilmemiz gerek.” dedi.
Bu sürecin tamamlanması ardından yapılabilineceklerin ortaya konacağını anlatan Deveci, “Biraz sabır telkin ettik ama eylem konusunda ısrar ettiler.” yorumunu yaptı.
“Ek bütçe için Maliye ile çalışmamız var”
Deveci, şöyle devam etti:
“Üretilen sütün %55’i ihraç ediliyor, bunu dünya pazarında satabilmek için ortam oluşturmaya çalışıyoruz. Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimiz zaman üreticinin her 1 litre sütüne 70 kuruş prim ödüyoruz ki hem tüketicimiz daha ucuz süt tüketebilsin, hem de üreticimiz daha ucuz üretebilsin diye. Ancak bütçe hazırlanırken döviz krizi gündemde değildi, bununla ilgili bazı sıkıntılarımız var, ek bütçe için Maliye ile çalışmamız var, hükümet kurulduktan sonra yapılacak ek bütçeyle sektöre devlet kaynakları çerçevesinde yapabileceğimiz katkıyı yapacağız. Bu çalışmalar sürüyor.”
“Sadece Bakanlık çalışması yetmez”
“Döviz üzerinden ithalatın üreticiyi olumsuz etkilememesi için Bakanlığın herhangi, bir çalışması var mı?” sorusunu da yanıtlayan Deveci, özetle şöyle devam etti:
“Burada Bakanlık çalışması yetmez, iklimin de bize yardımcı olması gerek. İstenilen verimin elde edilemediği bir yıl yaşadık, yağmurlar yetersizdi, Mart’ta ciddi bir don yaşandı, akabinde birkaç gün önce yaşanan dolu felaketi gibi durumlar ülkede üretilen hayvan yeminin istenilen seviyeye çıkamamasını gündeme getirdi. Bu kez de ithal etmek zorunda kaldık. İthalata, dövize ve dünya piyasasına bağımlı olduğumuz bir ortam ortada...”
“Bu noktaya müdahale edecek bir durumumuz yok”
Akaryakıt fiyatlarından dolayı navlun ücretlerinin de korkunç derecede arttığını anlatan Deveci, ‘zaten pahalı olan hayvan yemi hammaddelerinin’ ülkeye ulaşımında ciddi ek külfetler getirdiğini ifade etti, “bu durum üretimi hiç hesapta olmadığı şekliyle pahalı ediyor. Bu noktaya müdahale edecek bir durumumuz yok” dedi.
“Elektrik tarifesi için sübvanseye uygulaması”
Elektrik tarifesi için ise geçmiş yıllarda tarımsal alanlarda devrede olan sübvanseye uygulamasının yukarıya çekilerek üreticinin desteklenmesi için bir çalışmaları bulunduğunu kaydeden Deveci, bunun da yürürlüğe konması için hükümet oluşumunun beklendiğini işaret etti.
“Zor bir dönem olduğunun bilincindeyiz, üretici de tüketici de zorda ama bu koşulları en az hasar ile atlatmak işçin özel bir çaba içerisindeyiz” dedi.
Gülgün Süt Ürünleri İhracat Sorumlusu Ali Bayraktar:
“Yönetimdekiler katkı yapmalı, çözüm üretmeli, herkesin söylediğini söylemeye hakları yok”
Kasım ayından bu yana 5 veya 6 kez yaşanan fiyat değişimine işaret eden Gülgün Süt Ürünleri İhracat Sorumlusu Ali Bayraktar, bu süreçte sütün fiyatı 3 TL seviyelerinden 8 TL seviyelerine çıktığını belirtti. Bayraktar, “söz konusu yapının bu şekilde sürmesi durumunda hem hayvan üreticileri batacak, hem fabrikalar kapanacak hem de vatandaşlar markete gidip alışveriş yapamayacak” dedi.
Bu etkinin önümüzdeki birkaç ay içinde yaşanacağını anlatan Bayraktar, iç piyasa tüketimin olumsuz etkileneceğini anlatarak, ihracatta rekabet gücünün kaybedildiğini dile getirdi, “Ya zararına satış yapacağız ya da Pazar kaybedeceğiz.” şeklinde konuştu.
Yönetimi eleştiren Bayraktar, şunları ifade etti:
“Dünyadaki gelişmeleri takip etmeliler. Güneyde süt neden pahalı olmaz bakmalılar. Tüm dünyada arpa ve yem fiyatları artarken biz % 100 zam yapıyoruz, dünyadaki diğer üreticiler bunu % 15 seviyelerinde nasıl tutuyor bakmalılar. Hem döviz olduğu için zam yapılıyor hem de dünya piyasasında artış yaşandığı için zam yapılıyor. Paramız yoktur mazeret olamaz, bunu açık açık söylesinler kapıları kapatıp gidelim. Bu yönetimi yoldan geçen herhangi 10 kişi çok az matematik ile bunu yapabilir. Orada oturanların ülkeye ve sektöre katkısı olmalı. Herkesin söylediğini söylemeye hakları yoktur. Bizim istediğimiz ve olması gereken, çözüm odaklı ve gerçekten çalışan, niyeti olan, isteği olan bir yapı olmalı. Devletin bu aşamada çözüm üretmesi gerek. Tüm paydaşlar bir araya gelir, tartışılır ve ortak çözüm arayışı yapılır. Ama ülkede bu olmuyor”
Garanti Süt Ürünleri Direktörlerinden Çağkan Garanti:
“Devletin bu fiyatlarda etkin olumlu rolü olmalıydı, devlet devlet ise bunu yapmalı”
İç piyasada tüketim düşeceğini kaydeden Garanti Süt Ürünleri Direktörlerinden Çağkan Garanti, bunun yanında çok daha ciddi sıkıntılar doğacağı öngörüsünde bulundu.
Garanti, “Hellim fiyatlarımız güneydeki hellim ve kaşar fiyatlarına çok yaklaştı. Bizler de 20 TL’yi aşan fiyat artışı yaptık, çiğ süt fiyatlarında son aylarda yapılan artışlar bizi buna sürükledi.” dedi.
Sektördeki sıkıntılara da değinen Garanti, şöyle devam etti:
“Devlet üretimde denetim yapmalı, hem hayvancıya hem imalatçıya denetim yapılmalı. Hayvancının girdilerini rahatlatacak adımlar atılmalı. Hayvancılığın koşulları irdelenmeli, her önüne gelen hayvan üreticisi oluyor. Devletin çanak tuttuğu merdiven altı imalat var, tüm bunlara çözüm getirilmeli.
Devletin bu fiyatlarda etkin olumlu rolü olmalıydı. Bira sütten pahalıydı diyerek fiyatları revize etmişti. Devlet üreticiye kar edebileceği şekilde fiyat vermeli, imalatçıya da bu yönde destek vermelidir. Devlet elini taşın altına koymalıdır. İmalatçı sütü ucuza alıp satış yapabilmeli, devlet devlet ise bunu yapmalı ve halk ürün alabilmeli.”