SUUDİ SAATİNE HAYIR, ÇÜNKÜ…

Sami Özuslu

 

Ankara’da bir karar alındı, iki saat sonra ‘bizimkiler’ de aynen uydu.
Avrupa’nın ve dünyanın uyguladığı saat sisteminden vazgeçildi.
Bu konuda ne bir araştırma, ne bir tespit, ne bir tartışma süreci yaşandı.
‘Pat’ diye Bakanlar Kurulu ‘Türkiye’nin aldığı sürekli yaz saati uygulaması’na geçileceğini buyurdu.
Peki ama bu hayatı nasıl etkileyecek?
Elektrik kullanımında nelere yol açacak?
Güney Kıbrıs’la aramızda oluşacak 1 saatlik fark neler getirecek?
İşe giden, okula giden insanlar kara kışta neler yaşayacak?
Bunları kimse düşünmedi, tartışmadı, araştırmadı, planlamadı.

*  *  *

Ayaküstü alınan her kararda olduğu gibi ‘sürekli yaz saati’ uygulamasının ciddi sıkıntılar olacak.
Belki hala yaz sonu rehavetindeyiz, henüz güneşin doğuş saati hayatı çok olumsuz etkilemiyor.
Bugün 21 Eylül… 21 Aralık tarihine kadar 3 ay var. Ve 21 Aralık gününe kadar günler kısalmaya devam edecek. Güneş her sabah biraz daha geç doğacak. Gündüz süresi kısalacak. Gece ise uzayacak.
Bugünlerde güneş 6.30 civarında doğuyor. 21 Aralık tarihinde 7.30’dan sonra doğacak.
Yani insanlar işyerine, çocuklar okula gittikten sonra!..
Bunun anlamı şu: Sabah zifiri karanlıkta kalkılacak, hazırlanılacak. Zifiri karanlıkta yola çıkılacak. Okula ve işyerine varıldığında da hala zifiri karanlık olacak.
Üstelik kış!..
Soğuk…
Yağmur…
Belki kar…

*  *  *

Bu karar ‘akıl işi’ değildir.
‘Türkiye ile uyum’ kaygısıyla, bazı sektörlerde yaşanacak sorunları ortadan kaldırma gailesiyle alınmış olsa da, kış aylarında ‘yaz saati’ uygulamak mantığa sığmaz.
Günler kısaldıkça bunu çok iyi anlayacak herkes…
Kara kışın içinde, günün henüz ışımadığı bir vakitte insanları işe ve okula götürmeye zorlarsanız olacaklar bellidir.
İş kayıpları artacak…
Okula devamsızlık artacak…
Küçük çocuklar, bebekler tir tir titreyecek, karanlıkta yola çıktığı için korkacak…
Gribal enfeksiyon vakaları patlayacak…
Sabah elektrik tüketimi yükselecek, muhtemelen o saatlerde kesintiler yaşanacak…
İnsanlar yüzünü yıkayacak sıcak su, kahvaltı hazırlayacak ışık, elbisesini ütülemeye elektrik bulamayacak…
Güney’de çalışan ve öğrenim görenler ise ‘iki farklı saat’in başka türlü kurbanı olacak. Mesela güneyde okuyan çocuklar, aileleri bir saat erken işe gideceğinden, okullarına erişimde ciddi sıkıntılar yaşayacak.

*  *  *

Hükümet bu kararını derhal gözden geçirmelidir.
Saatlerle oynamak çocuk oyuncağı mıdır?
Önüne, ardına bakmadan alınan bu karar ya iptal edilmeli, ya da mesai saatleri de ‘kışta yaz saati’ne göre düzenlenmelidir.
Kamuda düzenlemeye gidilir, mesai saatleri bir saat ileriye atılırsa, özel sektör de buna uyumda gecikmez.
Yok, eğer bu şekilde bırakılırsa, 30 Ekim’den itibaren herkesi çok ciddi sıkıntılar bekliyor olacak.
‘Suudi saati’ni geri aldırmayı başaramazsak eğer, bu kış zor geçecek.