Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ’ın “toplumda uyuz salgını yoktur” açıklamasına karşın son dönemde uyuz hastalığında artış gösterdiğini açıkladı, halkı bilgilendirdi.
Birlik, hastalıktan korunma yöntemlerini de madde madde sıraladı.
Açıklama şöyle: Kıbrıs Türk Tabibleri Birliği, olarak ülkemizde son dönemde artış gösteren uyuz hastalığı ile ilgili olarak halkımızı bilgilendirmek istiyoruz.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre uyuz hastalığı dünya çapında yaklaşık 200 milyon insanı etkilemektedir. Uyuz tüm dünyada görülebilmekte ancak sıcak, tropikal ve nüfus yoğunluğu fazla olan ülkelerde daha sık görülmektedir.
Uyuz nedir?
Uyuz, insan gözüyle fark edilemeyen Sarcoptes Scabei var. Hominis adı verilen bir parazitin neden olduğu çok kaşıntılı ve bulaşıcı bir deri hastalığıdır.
Hastalık nasıl bulaşır?
Kişiden kişiye, aynı yatakta yatma ve ortak giysilerin kullanılması gibi 15- 20 dakika süren yakın temasla bulaşır. Sadece tokalaşma ile bulaşması kolay değildir. Okul, kışla, huzurevi gibi toplu olan alanlarda, bağışıklık sistemi zayıf olanlarda, çocuk ve yaşlılarda bulaşma daha kolaydır.
Hastalığın belirtileri nelerdir?
Parazit kişiye geçtikten 4-6 hafta sonra ortaya çıkan, özellikle geceleri ve sıcakta artan kaşıntı, hastalığın en önemli belirtisidir. Kaşıntı en çok el parmak araları, el bileğinin iç yüzü, koltuk altları gibi derinin daha ince olduğu bölgelerde şiddetlidir. Kadınlarda meme uçları ve çevresi, erkeklerde genital bölge kaşıntıları çok tipiktir. Erişkinlerde avuç içi ve ayak tabanları, yüz ve boyun bölgesi genellikle tutulmazken, bebeklerde ve çocuklarda bu alanlarda da kaşıntı ve hastalığa ait deri bulguları görülmektedir.
Hastalığa ait en belirgin cilt lezyonu, en sık parmaklar arasında gözlenen, parazitin içinde yaşadığı beyaz renkli, 1-10 mm uzunluğundaki tünel olarak adlandırılan yapılardır. Bunun dışında deride kaşınmaya bağlı kaşıntı izleri, küçük kabarcıklar ve kepekli-kabuklu lezyonlar görülebilir.
Ne zaman doktora başvurulmalı?
Yeni başlayan, özellikle gece artış gösteren, sıcak ortamlarda tetiklenen kaşıntı durumlarında ve uyuz tanısı almış kişilerle temas öyküsü varsa deri ve zührevi hastalıkları uzmanlarına başvurulması uygun olacaktır.
Nasıl tedavi edilir? Tedavi sırasında nelere dikkat edilmelidir?
Uyuz vücuda uygulanan krem ve losyonlar ile tedavi edilmektedir. Tedavi 1 hafta arayla 2 doz şeklinde uygulanır. 2. Doz sonrası tedavi tamamlanmış sayılır.
Vücuda sürülerek uygulanacak olan tedavinin tüm vücut yüzeyine herhangi bir boş alan bırakmaksızın uygulanmasına dikkat edilmelidir.
Son 1 hafta içinde kullanılmış tüm kıyafet, çamaşır ve nevresim takımlarının en az 60 derecede yıkanması ve ütülenmesi gereklidir.
Yıkanamayacak eşyaların ağzı bağlı olan poşet içerisinde 3-4 gün saklanması yeterli olacaktır. Uyuz akarlarının insan vücudu dışında 3-4 günden fazla yaşayamadığı bilinmelidir.
Tedavi başarısını etkileyen en önemli faktör, aynı yaşam ortamını paylaşan tüm aile bireylerinin, o anda aktif şikayeti olmasa bile aynı anda tedavi edilmesidir.
Başarılı bir tedavi sonrasında dahi kaşıntı ve hastalık bulgularının 2-6 hafta kadar devam edebileceği unutulmamalıdır.
Hastalıktan korunma yolları nelerdir?
Uyuzdan direk korunmanın tek yolu hastalık bulaşmış kişilerle yakın temas etmemek ve ortak giysi veya yatak gibi eşyalar kullanmaktan kaçınmaktır. Uyuz bulaşını engelleyecek en önemli adım, bulaşan kişiyle yaşayan aile bireylerinin tedavi olmasıdır.
Okullarda herhangi bir öğrencide uyuz tespit edilirse ne yapılmalıdır?
Uyuz hastalığının yayılmasını engellemek için bir öğrenciye uyuz teşhisi konulursa, kişiye yakın fiziksel teması olan herkes şikayeti olsun veya olmasın hemen tedavi edilmelidir. Tedaviyi aldıktan bir gün sonra çocuklar okullarında eğitimlerine devam edebilir. Pestisit spreyleri ile çevresel ilaçlama gereksizdir ve önerilmemektedir.