(Bisiklet Evi sahibi)
Kendimi tek kelime ile tanımlayacak olsam… Deli
Şu an yaptığım işi yapmasaydım… Sanırım işsiz kalırdım
Benim gündemimi en fazla meşgul eden… Kıbrıs
Kayıtsız kalamadığım şey… Haksızlık
En büyük pişmanlığım… Babama onu sevdiğimi hiç söyleyememiş olmam
En büyük sevincim… Sevdiklerim
Hayatımın dönüm noktası… Annemin bana hamile kalması
Beni en çok etkileyen yazar… Jules Verne
Başucumdaki kitap… Çoktandır yok
En keyif aldığım müzik… Psikolojik durumuma göre değişken
En son izlediğim film… Bohemian Rapsodi
Kendim için son aldığım şey… 15 çift çorap
Dolabımdaki en gereksiz şey… Takım elbise
Benim için alınabilecek en güzel hediye… Sevgi
Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… Haksızlıklara karşı verdiğim tepki
Kendimde beğendiğim özellik… Kendimi beğenmemiş olmam
Olmasa da olur… Milliyet
Olmazsa olmaz… İnsanlık
En iyi yaptığım yemek… Yok
Hayalimdeki dünya… Sanırım başka bir gezegende
Aşk benim için… Yaşam
Onunla çok tanışmayı isterdim… Orhan Veli
Görmek istediğim yer… İnsanın zarar veremediği her yer
Mutlaka yapmak istediğim… Uçurtma uçurmak
Son olarak söylemek istediklerim… Tüm bu soru ve cevapların bana tekrar fark ettirdiği şey; sanırım olmayacak bir dünya ve olmayacak bir düzen için kendimize zarar bir kavga veriyorum/z. Elbette ki yine burada önemli olan şey sadece bir şeylerin farkında olmak değil de bu farkındalıklarımızı hayatımıza entegre edebilmek. Sevmenin, sevilmenin değerinin farkına varabilmek, özür dilemeyi ve affedebilmeyi başarabilmek ve hayatın bir rüya kadar kısa olduğunun farkına varabilmek bana/bize daha huzurlu bir hayat sağlayacaktır. Çoğumuz ve ben sürekli bir şeyleri, başkalarını, düzeltmeye çalışırken en önemli ve en değerli alanı yani kendimizi es geçebiliyoruz. Ve sanırım her yeni güne, geriye kalan yaşamımızın kesinlikle ilk ve belki de kim bilir son günüymüş gibi zevkle başlamak kendimize verebileceğimiz en büyük armağan. Ölçüm olmasın ama bu hayat sanırım gerçekten güzel…