2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Barbaros Şansal’ın sınır dışı edilmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Talat’ın paylaşımı şöyle;
“Bugün, Barbaros Şansal'ın sınırdışı edilmesiyle ilgili açıklamaları okudukça utancımdan yerin dibine girdim... Önce UBP-DP azınlık hükümetinin uygulamasının eski bir karara dayandığı iddia edildi. Güya CTP'nin İçişleri Bakanlığı döneminde alınmış, ama ertelenmiş bir sınır dışı kararı varmış, şimdi yeni Bakan tarafından uygulanmış! Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı dahi yanıltıldı ve açıklamasında eski bir kararın uygulaması dedi... Bunun böyle olmadığını biliyordum. Ama yine de araştırdım... Öncelikle hapıs cezası alan bir yabancının sınır dışı edilmesi, tamamen İçişleri Bakanının veya onun yetki devredeceği birisinin kararı ile olabilir...
O günlerde İçişleri Bakanı, gerekçeleriyle böyle bir karar almadığını ilgili makamlara bildirmişti... Yani, böylece ceza çekildi, mesele kapandı...
Şimdi bu eski durumun öne çıkarılması hiç de inandırıcı ve yasal değil. Eski Bakanın kararını, yeni Bakanın değiştirebileceği iddia edilse de bunun mümkün olması halinde devletin devamlılığından asla söz edilemez... Üstelik böylesi bir yetki olsa, o zaman da yıllarca Demoklesin kılıcı gibi kullanılabilmesi adaletle asla bağdaşamaz...
Neyse bu iddia zaten çok kısa sürdü ve İçişleri Bakanı açıklama yaparak "Anavatana dil uzatmayı" sınırdışına gerekçe gösterdi...
Şimdi balta tam da taşa vurdu! Hangi yasanın hangi maddesi, Bakana böyle bir yetki verir? İnanılır gibi değil...
Türkiye'nin KKTC ile yaptığı protokoller, denirse, o zaman Türkiye'nin iade talebi var mı? Gerekli işlemler yapıldı mı?.. Anlaşılan işlem filan yok ki, Sayın Bakan, "Anavatana dil uzattı" diyor... Ne de güzel bir hukuki açıklama! Artık kim kime dil uzattıysa, tut oraya gönder!...
İddiaların çok vahim başka yanları da var, ama onlara girmeyeceğim...
Havaalanı görevlilerinin linç girişimi! Misafirlere, yolculara hizmet etmekle görevli kişiler... Buna da girmeyeceğim!
Ama, artık bu ülkede yapılanlara kızmıyorum, sadece utanıyorum!.. Bu halkın layığı, böylesi bir hükümet mi?..
Bu konu AİHM'e gitse, nasıl savunulacak, bu defa da gülmeye başlıyorum...
Neyse, demek ki daha ödeyecek cezamız varmış!
Ah KKTC, vah KKTC...”