Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıslı Türklerin artık adada bir çözüme varılması konusundaki kararlılığının 2004 yılından beri tüm dünya tarafından görüldüğünü söyledi. New York’ta gerçekleştirilen zirvenin ardından Kıbrıs müzakerelerinde gelinen son aşamayı değerlendiren Genel Başkan Talat, 2004 yılında Rumların referandum sürecini oyalamak istediğini ancak Türk tarafı olarak buna izin vermediklerini ve Kıbrıslı Türklerin çözüm isteyen yaklaşımını dünyaya kanıtladıklarını belirtti. CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Kanal T’de Hasan Hastürer’in programına konuk olarak Kıbrıs Sorunu konusunda değerlendirmelerde bulundu. Kıbrıslı Türklerin adadaki çözümsüzlükten dolayı tecrit altında yaşadığını kaydeden Talat, uluslararası hukukun dışında kalmanın zor ve sıkıntılı bir durum olduğunu ifade etti. 2004’ten önce adadaki çözümsüzlüğün baş sebebinin Kıbrıslı Türkler olarak görüldüğünü dile getiren Talat, 2004 yılında yapılan referandum sayesinde Kıbrıslı Türklerin çözüme olumlu bakış açısını dünyaya ispatladığını ve dünyanın da bunu gördüğünü belirtti.
“Rumların ‘hayır’ diyeceği tahmin edilmiyordu”
Kıbrıslı Rumların Annan Planı referandumuna hayır diyeceğine BM, AB ve hatta ABD’nin ihtimal bile vermediğini ifade eden Talat, geçmişte Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas’ın, şimdi ise mevcut başkan Nikos Anastasiadis’in süreci oyalamaya çalıştığını söyledi. 2016’nın çözüm yılı olması gerektiğini başta Birleşmiş Milletler olmak üzere Anastasiadis’in de kabul ettiğini vurgulayan Talat, Rum Yönetimi Başkanı’nın süreci bir takvime bağlamak istemediğini, bunun da son derece anlamsız olduğunu belirtti. Yıl sonunda BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un görev süresinin dolacağını anımsatan Talat, bunun bile doğal bir takvim halini aldığını, ancak Rum liderliğinin bunu dolaylı yoldan kabul etse de gereğini yapmadığını söyledi.
Anastasiadis’e çağrı: “Liderliğini göster!”
Rum lider Nikos Anastasiadis’e çağrı yapan Genel Başkan Talat, “Liderliğini göster, sözlerinin arkasında dur” dedi. 2017 yılının başından itibaren güneyde başkanlık seçimleri kampanyalarının başlayacağını belirten Talat, artık sürecin farklı bir boyuta geçmesi gerektiğine vurgu yaptı. Toprak ve garantiler konularının zor konular olduğunun altını çizen Talat, garantilerin görüşüleceği 5’li konferanslarda toprağa da açılım getirilebileceğini, ancak Rum liderliğinin bu başlıklarda ilerleme kaydedilmeden beşli konferansa geçemeyeceğini açıkladığını söyledi. Bu yöntemle garanti ve toprak konusunda ilerleme sağlanmasının zor olacağını aktaran Talat, çoğunlukla Rum basınının haberleri çarpıtarak yazdığını ve Kıbrıs’ın kuzeyinde bulunan bazı sivil toplum örgütü veya menfaat gruplarının başındaki kişilerin de çıkıp “KKTC tapuları çözümden sonra geçersiz sayılacak” tarzında yanlış açıklamalar yaptıklarını kaydetti. Bu gibi spekülasyonların önüne ancak Greentree veya Bürgenstock tipi zirvelerde görüş alış verişi yapılarak geçilebileceğini kaydeden Talat, Türk tarafının Rum tarafına bu öneride bulunduğunu da açıkladı.
“Takvimlendirme yapılabilirdi”
“New York zirvesinden size göre sürpriz bir sonuç çıktı mı?” şeklindeki bir soruya yanıt veren CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, yaşananların sürpriz niteliği taşımadığını, beklentisinin yaşananlardan ibaret olduğunu ancak sürece dair herhangi bir takvimlendirme yapılmasını da umduğunu ancak bunun gerçekleşmediğini söyledi. Kıbrıs sorunundaki süreci her zaman Kıbrıs Türk liderliğinin sürüklediğini bildiğini belirten Talat, Denktaş ve Eroğlu ile kendisi ve Akıncı’nın bu konudaki farklılıkları ortaya koyduklarının altını çizdi. Rum tarafının 2004 yılında gerçekleştirilen Annan Planı referandumundaki tutumunu anımsatan Talat, o dönem Rumların referandumu daha geç yapmak için süre istediğini açıkladı. Referandumun gecikmesi halinde Rum Yönetimi’nin Avrupa Birliği’ne üye olacağını Rum yetkililere hatırlattıklarını vurgulayan Talat, “O zaman siz de AB sürecini durdurun, biz de size referandum konusunda süre tanıyalım” dediklerini, ancak Rum tarafının bu talebi redderek “AB beklemez” yanıtını verdiklerini ifade etti. Rum tarafının amacının o dönem referandum sürecini oyalamak olduğunun altını çizen Talat, “Eğer Rum tarafının oyalamalarına karşı çıkmamış olsaydık, Kıbrıslı Türklerin çözüm istencini dünyaya duyuramayacaktık” dedi.
“Rumlar eskiye göre çözüme daha yakın”
Kıbrıslı Rumların 2004 yılındaki sürece göre şu an çözüme daha yakın bir görüntü çizdiklerine değinen Genel Başkan Mehmet Ali Talat, güneyde yaşanan ekonomik krizin de bunda etkili olduğunu dile getirdi. Kıbrıs sorununun çözülmesi halinde ekonomide ciddi bir istikrar yakalanacağını kaydeden Talat, Kıbrıs Türk liderliğinin BM’den sürece daha çok katkı koymasını istediğini ve BM Genel Sekreteri’nin de bunu kabul ettiğini ifade etti. 4 başlıkta ciddi yakınlaşmalar olduğunu ve geriye 2 başlık kaldığını vurgulayan Talat, bu 2 hayati konuda BM’nin yanı sıra uluslararası toplum ve garantörlerin de yardımcı olmaları gerektiğine değindi. Garantörlerin de dahil olacağı beşli toplantının daha erken gerçekleştirilebilmesi için BM’nin Rumlara baskı yapması gerektiğini belirten Talat, 2016 sonuna kadar çözümün gerçekleşmemesi halinde sürecin 2018 yılından sonraya sarkacağını anlattı.
“CTP yeni bir yola çıkıyor”
Cumhuriyetçi Türk Partisi’nde yaşanan kurultay süreci hakkında da konuşan Genel Başkan Mehmet Ali Talat, 12-13 Kasım tarihlerinde kurultayın gerçekleştirileceğini ve bunun için de hazırlıkların sürdüğünü belirtti. Kurultayla birlikte yeni bir yapılanmanın ve yeni bir dönemin başlayacağını kaydeden Talat, parti tüzüğünün değiştiğini ve en önemlisinin de artık disiplin mekanizmasının çalışmaya başladığını ifade etti. Parti başkanlığına adaylık konusunda genel bir uzlaşı olduğuna değinen Talat, “Bütün bunlarla kurultayımızı eğer tamamlarsak CTP’nin önü açılacak ve daha fazla toplumla bütünleşmesi sağlanacak” ifadelerini kullandı.