‘TAM GÜN EĞİTİME GEÇECEĞİZ’

“Yeterli öğretmen sayımız vardır, bunu kabullenmemiz gerekiyor. Sistemin parçaları tamamlandığı zaman bizim sistemimizde öğretmen açığı yoktur.”

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst'ten YENİDÜZEN'e özel açıklamalar...

Fayka Arseven KİŞİ

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst, “Bu ülkede artık eğitim sisteminde tam gün eğitim sistemine geçme artık kaçınılmazdır” dedi.

Tam gün eğitim için yaklaşık 5-10 milyon TL arasında bir kaynağa ihtiyaç olduğunu ifade eden Bakan Dürüst, “Gerekli kaynak için Türkiye yetkilileri ile de görüştüm” açıklamasında bulundu.

“Sendikaların sadece ben öğretmen açığı var ya da şurada şu yanlışlık var demelerini artık bu çağda çok etkin görmüyorum” diyen Dürüst, “Yeterli öğretmen sayımız vardır, bunu kabullenmemiz gerekiyor. Sistemin parçaları tamamlandığı zaman bizim sistemimizde öğretmen açığı yoktur” dedi.

• Sürekli öğretmen sendikaları tarafından eleştiriliyorsunuz. Sendikalarla ilişkiniz nasıl?
• Kemal DÜRÜST: E
ğitim sistemi içerisinde ve diğer tüm alanlarda işlerinizi yaparken, örgütlenmiş sendikalar vardır. Bu bir sistemin parçasıdır. Dolayısıyla sendikaların muhakkak olmazsa olmaz olduğunu kabullenmemiz gerekiyor. Ama görev ifa ederken, herkes kendi görevini yapmak kaydıyla bütünün bir parçası olmak ve o bütünün parçası olurken doğru parça,  doğru politikalarla asli görevlerle parça olmalıdır. Benim şuan sendikalarla hiçbir sorunum yoktur. Kendileri geliyorlar, görüşüyoruz herhangi bir iletişim kopukluğu da yoktur. Ancak iletişim kopukluğu yoktur demek onlar bizim her yaptığımızı kabul edecek veya biz onların her söylediğini yapacağız anlamında değildir. Ama onların görüşünü almak bizim vizyonumuzun bir parçasıdır. Onları yok sayarak yola devam etmememiz gerekiyor. Ama onlarda artık kabullenmelidir ki sistemde daha radikal kararlar daha reform içerikli kararlar almalıyız. Eğitim sisteminde yakında yapılacak bir takım önemli ve köklü değişimlerde onlardan da yardım isteyeceğiz.   

• Bu kararlar nelerdir?
• KEMAL DÜRÜST:
Bunu ilk kez YENiDÜZEN ile paylaşıyorum. Önümüzdeki hafta Başbakanıma da kendi Genel başkanıma da söyleyerek paylaşacağım; bu ülkede eğitim sisteminde tam gün eğitim sistemine geçme artık kaçınılmazdır. Geçmiş Eğitim Bakanlığım döneminde de bu konularda önemli aşamalar aldığımızı düşünmüştüm. Ama yapamamıştık. Tam gün eğitimi şimdi bu hükümet yapacak. Tam gün eğitimden kimsenin korkmaması gerekiyor. Ne öğretmenin ne sendika yönetiminin ne de Milli Eğitim Bakanlığı’nın… Sorunlar var mı? Var. Bir miktar para gerekecek mi? Evet gerekecek. Bir miktar özveri gerekecek mi? Evet gerekecek. Ama sistemimizi kalıcı hale getirmek ve doğru bir noktaya taşımak hatta 1 yıl sarsıntılı ve kaotik ortamları yaşamayı da göze alarak yapmamız gerekiyor. Sendikaların da görüşlerini alarak, onları yok farz etmeden, dışlamadan el birliği ile hayata geçirmemiz gerekiyor. Çünkü sendikaların artık her radikal karar alınacağı zaman engel gibi görünmeleri de hoş değildir.


‘Her söyleneni yapacak vizyonum yok’

• Tam gün eğitime geçişle ilgili zamanlama konusunda netlik var mı? Reform içerisinde mi olacak? Finansmanı ne kadar olacak?
• Kemal DÜRÜST:
Reform içerisinde olmayacak. Eğitimde yapılabilecek en kalıcı hizmet en kaliteli ve en yapıldığı zaman ‘işte bu hükümetin icraatı da bu oldu’ dedirtebilecek en önemli icraattır. Gerekli kaynak için Türkiye yetkilileri ile de görüştüm. 5-10 milyon TL arasında bir kaynaktır ihtiyaç olan.

Okullar saat 1’den sonra akşama kadar boştur. Yeterli öğretmen sayımız vardır, bunu kabullenmemiz gerekiyor. Sistemin parçaları tamamlandığı zaman bizim sistemimizde öğretmen açığı yoktur. Yeterli planlamalar yapılacak ve sendikaların desteğini ben mutlaka isteyeceğim. Sendikaları dışlamak gibi bir vizyonum yoktur. Ama sendikaları yok farz etmediğim gibi şu vizyonum da yoktur; her söylediklerini yapacağım diye de bir vizyonum yoktur. Hükümet bugün tektir. Bu hükümetin içerisinde CTP ve UBP vardır. Her iki partide güçlüdür. O zaman bu güçlü hükümet artık bu sistemi çözmelidir. Kendi ekibimi alarak hem genel başkanımın karşısına hem de Başbakan’ın huzuruna çıkarak net bir şekilde bunu ifade edeceğim. Ben bu sistemi Dipkarpaz’dan Yeşilırmak’a kadar yapmak istiyorum. Belki ilk 5 ilçede 1 yıl uygulanır ardından tüm okullarda uygulanır.

• YENiDÜZEN:Bu sistem ile hedeflenen nedir?
• KEMAL DÜRÜST:
Bu sistem ile birincisi; parası olmayan çalışan veya daha az parası olan maddi imkansızlıkları olan insanlarımızın tam gün eğitim olacak diye özel okullara gitmelerine engel olacağız.
İkincisi; özel ders sisteminin mücadelesi noktasında yüzde 80 etkili olabileceğimizi düşünüyorum. Çünkü çocuk okulda olmuş olacak. 

Üçüncüsü; uyuşturucu ile mücadele diye savaş açtığımız noktada öğleden sonra okullardaki aktivitelerde çocuklarımızın meşguliyetleri olacak. Sivil toplumlardan da destek alarak ve okulların alt yapılarını toparlamak kaydıyla bunu yapabiliriz.  Yani verebileceğim en önemli mesaj tam gün eğitim sistemi mutlaka geçirilmelidir. Eğitim sisteminin düze çıkması için bu birinci adım hayata geçirilmelidir.

‘Yunanca dersi yaygınlaşsın’

• Müfredat konusunda değişiklik var mı? Örneğin Alevilerin din derslerinin seçmeli olması noktasında talebi var. Yunanca derslerinin müfredatta olması noktası var.
• Kemal DÜRÜST:
Bu dönem için din dersinin seçmeli olması yönünde bir çalışmamız yoktur. Ama önümüzdeki dönem ile alakalı Alevi kardeşlerimizin taleplerini en üst seviyede değerlendirebilmek adına çalışmalarımız yapılmaktadır. Nasıl olabilir? Din Kültürü, Ahlak ve Din Dersi içerisinde belki seçmeli olması yönünde değil, ama Alevilerin de hassasiyetini ortaya koyacak yalnızca Sunilerin değil Alevilerin de özelliklerini ortaya koyabilecek Din Kültürü, Ahlak ve Din Dersi’nin müfredatta olması sanırım sorunu bir boyutu ile çözecektir.
Yunanca dersleri yaygınlaştırılmalıdır, bunda hiçbir sakınca görmüyorum.


‘Dershaneler denetlenecek’

• Dershaneler var, devlette çalışıp evinde ders veren öğretmenler var. Bunlarla ilgili girişimleriniz ne olacak?
• KEMAL DÜRÜST:
Dershanelere karşı bir vizyonum yoktur. Dershaneler olmalıdır. Sorun dershanelerde çalışan devlet öğretmenleridir. Yoksa kimsenin kişilik hak ve özgürlüklerini kısıtlayarak, çocuğunu dershaneye gönderilmesini engelleyemezsiniz. Dershaneleri kapatmak da bizim vizyonumuzda yoktur. Ancak dershanelerde çalışan öğretmenler konusunda bir açılımımız olacak. Bunu 2’nci dönemden itibaren yapacağız ve bir denetim mekanizması oluşturacağız. 

Tam gün eğitim sistemi ile evinde ders veren öğretmenlerin kesintiye uğrayacağını düşünüyorum. Hükümet bu konuda varsa, biz bakanlık olarak bu adımı atmaya hazırız. Zaten siyasetçiler, herkes  sistemin bozukluğundan bahsediyor. O zaman sistemin bozukluğundan bahsediyorsak, sistemi ellemekten korkmamalıyız, sistemi ellemeliyiz.  Sistem bugün hiçbir şekilde kişileri korumak adına değiştirilmekten çekinmemelidir. Sistemde bozukluk var diyenlerin o zaman her konuda belirli kişileri, kurumları koruma adına sistemsizliğe devamı savunmamalıdır. Örneğin tam gün eğitim sistemi… kimse rahatsız olmasın diye, siyasilere eylem de yapılmasın diye, kaotik ortamda doğmasın diye, öğretmen de rahatsız olmasın diye tam gün eğitim sistemine geçilemedi. Ama bugün okullara derslik yapmak değil, köklü değişiklikler yaparak bu sistemi ellememiz gerekiyor. Ve diyorum ki; bu hükümet bunu yapabilecek güçtedir. Bizimde o vizyonumuz vardır.

• Eğitimde tam günden bahsettiniz. Ama şuan her öğrenim yılı okullardaki öğretmen eksikliği ve alt yapı sorunlarıyla açılıyor.  Bunları çözmek hedef mi yoksa tam gün eğitim ile mi sistemdeki eksikliler giderilecek?
• KEMAL DÜRÜST:
Okullardaki inşaat sıkıntısı bu yıl olmadı, birkaç nokta hariç. Öğretmen açığına gelince eğer bir okul müdürü öğretmen açığı dedirtmek istemiyor ise ciddi planlamalarla çözüm formülleri vardır. Ama bana gelen veya basına düşen öğretmen eksikliği şudur; bir öğretmen 25 saat girmesin de 20 saat derse girsin noktasıdır. Giriyor, öğrenci ders görüyor, boş yok ama öğretmenin ders saati 20’ye çekilmek isteniyor. Verilen haklar var veya orada sendika öğretmenine hoş görünüyor onu savunma durumu oluyor.

Diğer bir öğretmen eksikliği denilen nedir? Bir okulda ben de arzu ederim her sınıfta 25-26 öğrenci olsun. Bir okulumuzdan arandım dediler öğretmen eksikliği var. Nedir dedim; Karaoğlanoğlu İlkokulu’nda birinci sınıfta 69 öğrenci kaydolmuş, ikiye bölününce bu rakam 34-35 kişilik 2 sınıf oluşur. Ama diyorlar ki biz böyle istemiyoruz. 3’e bölünsün, 3 öğretmen olsun. Bende öyle isterim ama o noktada ben onu öğretmen eksikliği olarak değerlendirmiyorum. Çünkü dövizde bir kriz yaşanmıştır, öğrenci akışı o okula fazla olmuştur. Ama bir de haklı olarak Karpaz Bölgesi’nde yaşanan sıkıntı vardır. Onu da hükümetimizle birlikte kontenjan verdik, 5 yılın sonunda Karpaz’da değişmez bir kadro yaratacağız. En az 20 yıl orada öğretmen açığı olmayacak, özellikle ilkokulda.

‘Tüzük çözümdür’

• Nakil Tüzüğü’nü çalıştırma hedefiniz ne oldu?
• KEMAL DÜRÜST:
3-4 yıl önce görevdeyken Nakil Tüzüğü’nü sendikal eylemler arasında geçirdik. Tam uygulayacağım dönemde görevde değildim. Ondan sonra Tüzük uygulanmadı. O tüzük çözümdür. O tüzük bir öğretmenin belediye hudutları içerisinde bir okuldan 50 metre uzaklıkta başka okula acımasızca değil ama belli kurallarla 13-14 ders saatinin altında ders veren öğretmenlere uygulanmak koşuluyla… zaten 13-14 saatin altında ders vermek rantabıl değildir.

Öğrenci sayısına düşen öğretmen sayısı dünya standartlarının en çağdaş ülkelerinin çok üzerindedir. Dolayısıyla öğrenci öğretmen sayısı değerlendirildiği zaman belki de bu noktada dünyada ilk 10’a giriyoruz. O zaman planlamalarla sendikaların bu noktada bize koyduğu şehrerle biz sistemi tıkayamayız. Dolayısıyla her şeyi göze almalıyız. Yani sendika çalışma hayatıyla ilgili her türlü yaptırımı uygulasın her türlü güzelleşme çabasını olumlu noktada ortaya koysun ama sistemi tıkamasın. Siz duydunuz mu bir günde güzel bir şey oldu desin sendika. Ben duymadım. Peki hiç mi güzel bir şey yok? Eğitimde bir ilk oldu ben beklerdim bunun çıkıp söylenmesini söyleyen yok.

Bugün Dipkarpaz’dan Yeşilırmak’a kadar bütün okulların masa ve sandalyeleri 4 yaştan- lise sona kadar değiştiriliyor. 3 ayın içerisinde bunlar bütün okullara verilecek. Peki neden çıkılıp burada güzel bir olay yapıldı denmiyor. Dolayısıyla onlara takılmadan ama felaket telalığı da yapmadan sendikaların sadece ben ‘öğretmen açığı var ya da şurada şu yanlışlık var’ demelerini artık bu çağda çok etkin görmüyorum. Zaten halk da çok etkilenmiyor. Biz onlardan vizyona katkı istiyoruz.  Onlardan üstlendiğimiz misyonları onların da katkılarıyla daha güzel noktaya taşımak istiyoruz. Ülkemizin gelecek nesillerini ciddi anlamda daha iyi yetişen bireyler olarak yetiştirmek istiyoruz. Bizim beklentimiz budur. Kapımız, gönüllerimiz kendilerine sonuna kadar açıktır. Bulunduğumuz görevde de her zaman siyasetçi olduğumuzdan dolayı kalkabilecek pozisyonda olduğumuzu da bildiğimiz için bulunduğumuz süre içerisinde en iyi hizmeti yapmak arzusundayız.

• Kolej ve kolej sınavlarıyla ilgili söylemleriniz vardır. Nedir son durum?
• KEMAL DÜRÜST:
Sınav konusunda herkes eleştiriyor ama kimse ortaya somut bir şey koymuyor. Ben kolejlere evet diyorum kolejlere giriş sınavının da yeniden değerlendirilmesine de evet diyorum. Çözüm önerileri bekliyorum. Bu yılda aynı şekilde geçecek gibi görülüyor. Ama şunu yaparız diye düşünüyorum; Önümüzdeki yıldan itibaren kolejin ara sınıflarına da örneğin 7’nci, 8’nci sınıfa da arada arzu eden öğrencileri yine sınavlarla alabileceğimizi düşünüyoruz. Ama kolejlerle ilgili en büyük hedefimiz koleje girecek olan çocuğun ÖSS programlarına hazırlanmayacağını bir süre sonra bilerek girmesidir. ÖSS programını kolej programından kaldıracağız.  Kolej müfredatlarını sadece 3’ncü ülkeler ve Türkiye’deki GSE, A-Level  ile öğrenci alan okullar haline getireceğiz.

• Eğitim Bakanlığı kurulduğunda itibaren 26 bakan görev yaptı. Bakanlar kendi eğitim sistemlerini kurmaya çalıştıkları için mi bugün halen daha eğitimdeki sistemsizliği konuşuyoruz?
• KEMAL DÜRÜST:
Eğitimde birçok model denendi. Belki bakanların politikaları değil ama partilerin politikaları uygulandı. Daha doğrusu UBP ile CTP uyguladı. Bu iki parti zaman zaman kendi misyonlarına dönük ataklar yapmışlardır. Ama şuanda bu iki parti geldi ve beraber hükümette. Şimdi devlet politikası haline getirebilme fırsatımız oluştu.

• Son olarak neler söylemek istersiniz?
• KEMAL DÜRÜST:
Tüm ailelere öğrencilere şu çağrıyı yapmak istiyorum; Eğitim gelecek demektir. Çok çalışmak ve herkesin kendini en iyi donanımla donatması gerekir. Devletimizin geleceği gelecekteki yöneticileri eğitim sistemi içerisinden çıkacak bireylerden oluşacaktır. Dolayısıyla eğitimi önemseyelim. Çocuklarımızın kötü alışkanlıklardan uzak tutulmalarına da veliler ve öğretmenler mutlaka gayret göstermelidir. Bu dönem ortaya koyduğumuz en önemli çalışama da uyuşturucuya karşı mücadeledir. Uyuşturucuyla ilgili 2’nci dönem liselerde gelecek Eylül’de de ortaokullarda çalışmalara başlayacağız. Bir diğer önemli konu ise trafik dersinin okullarda verilmesi, çevreye duyarlı bireyler yetiştirmektir.

Röportaj Haberleri