Yılbaşında okulları erken Şubat tatiline çıkardılar. “Sadece okulları kapantmak yetmez, aksine bulaşı artıracaksınız, hazır okullar erken tatile çıkmışken 15-22 gün ülkeyi kapatın” dediğimiz zaman kimse duymadı.
Yaklaşık 3 hafta sonra durum vahim bir hal aldı. Ama kapanmaya sıcak bakmayan hükümet, sağlık üst komitesinin aldığı kararları hiçe sayarak, dahası bu kararları baskı ile geri aldırarak kapatmadı.
Sonuç daha da kötü oldu. Nihayet geçtiğimiz Salı akşamı Girne ve Lefkoşa kapandı. Ancak kapanmadan önce Girne ve Lefkoşa’dan vaka sayısının düşük olduğu Mağusa ve Karpaz sahillerine akın başladı.
Bu karar sonucunda virüsün daha fazla bulaşması sürpriz olmayacak. Çünkü yılbaşında casinolarda ve kimi evlerde yapılan kontrolsuz eğlenceler 15 gün sonra yaygın bir bulaş ortaya çıkardı.
Başlangıçta bunu söyleyenleri duymayan başbakan Ersan Saner vakaların özellikle Alsancak-Lapta bölgesinde artmasından sonra bu sonucu yılbaşı eğlencelerinin yarattığını itiraf etmişti.
Tam kapanma için daha neyi bekliyorsunuz?
Vaka sayıları son hız artıyor.
Hasta sayısı katlanarak artıyor.
Yoğun bakım hasta sayısı hergün artıyor.
Hastanelerimizin kapasitesi dolmak üzere.
Salgının başladığı günden bu yana canla başla çalışan sağlık çalışanları alarm çağrısı yapıyor.
Ekonomi zaten durma noktasında. Bütün sektörler sıkıntı içinde. Esnaf, zanaatkarlar açık olsa bile zararla kapatıyor.
Peki bütün bunlar ortada dururken hükümet daha neyi bekliyor anlamak mümkün değil.
Ortada bir stratejik plan yok. Salgının onuncu ayındayız ama hala bir kriz masası oluşturulmadı. Sağlık üst kurulu neredeyse bir aydır tam kapanma kararı alıyor.
Ama hükümet duyarsız. Umursamıyor. Sağlık bakanı Ali Pilli koltukta oturma uğruna sağlık üst kurulunun aldığı kararları hükümet kararına dönüştüreceğine, her seferinde üst kurul kararlarını, hükümetin istediği şekle döndürüyor.
Sonuçta olan bir şekilde covid-19 virüsü bulaşan insanlara oluyor. Kimsi ölümle karşı karşıya kalıyor, kimileri de büyük sağlık sorunları yaşıyor.
Bütün bu zorlukları en çok yaşayan da sağlık çalışanları oluyor.
Hükümet kapanmaya sıcak bakmıyor çünkü kapanan sektörlere destek vermesi gerekir.
Dünyanın hemen bütün ülkelerinde kapanma ile birlikte hükümet edenlerin sektörlere yapacağı destekler de açıklanır.
KKTC’de böyle birşey yok. Hükümet esnafa “sizi kapatıyorum, 15 gün işyerini açmayacaksın” diyor. İşyeri kapalı olan esnaf, yanında çalışan işçi bu sürede ne yiyecek, ne içecek umursamıyor.
Zaten kapanmaya sıcak bakmamasının en önemli nedeni de budur. Bu hükümet salgın karşısında artık aciz durumdadır. Ne yapacağını bilmiyor.
Salgın krizini yönetemediği gibi, ekonomik krizi de, ülkeyi de yönetemiyor. Buna rağmen üst kademe yöneticisi atamaları devam ediyor.
Bu tam da “keçi can derdinde, kasap da et derdinde” anlayışıdır. Bırakın atamaları da ülkeye bir bakın. Almanız gereken tedbirleri zamanında ve eksiksiz alarak insanımızın yaşamını kolaylaştırın.
Yapamıyorsanız bırakın ve gidin. Boşuna zamanımızı ve yaşamımızı çalmayın.
İşgal ettiğiniz koltuklar esas olarak yurttaşın günlük yaşamını kolaylaştırmak ve sağlığını korumak içindir.