Tanı bizi Kırgızistan!

Serhat İncirli

N’oldu oğlum Kırgızistan tanıdı mı tanımadı mı?
Sahi, yollarımızı yapamaz mı Kırgızistan?
Lamba da koysun, görelim önümüzü!

-*-*-

Yoksa Anavatan tek başına başa çıkar mı?
Çıkamıyor işte!
Alsancak yolu kapkaranlık, bozuk, dökük ve bir türlü bitirilemiyor!

-*-*-

Serhaaat, Rumcusun işte!
Bak Anavatan olmasaydı…
Yani iyi tamam da “oldu da ne oldu?”
1974’ten bu yana, bir arpa boyu ilerleme mi söz konusu!
Hastaneniz yok, okulunuz yok yavrum!
Ama külliyeniz olacak, inşallah ve de maşallah!
Helal!

-*-*-

Dün bir mühendis dostum aradı; “sağdan ve soldan trafik farkı, yol eğimlerinde çok önemlidir” dedi!
Özellikle Kıbrıslının “büküm”, Türkiye’nin “viraj” dediği noktalarda, Kıbrıslının bazen “hızlı”, bazen “fızlı” ama Türkiye’nin “süratli” dediği araçlar savrulabiliyor!
Hatta motosikletler, eğime ve sürate bağlı olarak sağa doğru kaçmak zorunda kalıyor!

-*-*-

Ve tabii ki karşıdan gelene güm!
Ölüm!
Öyle oldu Yudi Dağı altındaki ölümlü kaza!
Bir de “sağa kaçan” motosikletin plakası “31”…
Hatay’dan gelme bir araç!
Sürücü, “soldan sürmeyi” bilmeyebiliyor anlamında… 

-*-*-

Alsancak’ta da kaza nasıl olmuş?
63 yaşında bir kadının ölümüne sebep olan kazanın oluş sebebini, karanlık, bitmemiş yola bağlamak mı daha doğrudur, yoksa bu ülke yollarına çok fazla, bir saniyede 100mil sürate ulaşan 150 bin avroluk arabalar mı?

-*-*-

Olmadı!
Yaptık, kurduk, ilan ettik ama olmadı!
Bu devlet olmadı abi!
Bu devlet yürümez abla!
Tufan Erhürman’ın dediği gibi, “yönetmiyoruz”…
Yani “yönetemiyoruz” falan da değil, direkt yönetmiyoruz!

-*-*-

KKTC’de en doğru, en ciddi yapılan şey, rüşvet, komisyon, avanta işleridir ne yazık ki!
N’oldu be abi, Kırgızistan tanıdı bizi yoksa gandırıkçılığa devam mı?


Faydalı bilgiler…

KKTC’de 220 civarında oto galeri var…
2023 yılının Ağustos ayı sonuna kadar ülkemizde 685 adet “sıfır kilometre” araç satıldı…
Bunların üçte biri BMW…
Yeni araçta BMW birinci sırada, Mercedes ikinci sırada…

-*-*-

Ama “ikinci el” araç satışları ile birlikte, bu rakamın çok çok yüksek olduğunu “çıplak gözle” görebiliyoruz.
Neden mi?
Neredeyse her 15 günde bir harf dönüyor!
Yani şöyle anlatayım, örneğin SA 001 başlıyor, SA 999 15 gün içinde veriliyor, SB’ye geçiliyor…
Yani her ay en az 2 bin belki daha fazla; yılda belki de yaklaşık 25 bin araç satılabiliyor…

-*-*-

Motosiklet, otobüs, kamyon dahil bu rakamlara tabii ki…

-*-*-

Diyeceksiniz ki ne var bunda?
Bir şey yok!
Sadece, bunca araç, hangi yolda ya da yollarda kullanılıyor?
Çok fazla!
Ya da şöyle söyleyelim; kim ya da kimler alıyor bu araçları?
Trafik kazalarının sebepleri arasına yolların araçları sığmaması da sayılabilir mi?


İzlem hanımın hakkını yemeyelim…

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Dt. Ahmet Özant dün sabah televizyon programımda konuğumdu…
Birliğe ait 1991 yılında basılan bir dergiyi konuştuk; sorunlarımız o günlerden beri hiç değişmedi!
Özant, “yapamadılar, hiç bir şeyi başaramadılar” dedi!
Yönetenleri eleştirdi…
Hastaneler bitirilemedi falan…

-*-*-

Son dönemde bazı iyileştirmelerin olduğundan da söz etti…
Yeterli mi değil mi ayrı konu ama gerçekten işe yarayan bazı iyileştirmeler söz konusudur…

-*-*-

“Son dönem” dedi ya Sayın Özant; burada bir ekleme yapmam lazım; çünkü yiğidi öldürebiliriz ama hakkını yemeyelim!
Bu iyileştirmelerin altındaki imza, bir önceki Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra’ya aitti…


Lay lay lom devlet!

Öteki yazılarımızdan birinde de bahsettik; CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “bu ülke yönetilmiyor” dedi…
Haksız değil!
Sadece başlıklara bakarak, yüzde yüz haklı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz…

-*-*-

Mesela, Türkiye’de Şampiyon Meleklerin canına kıyanlar aleyhine getirilen suçlamanın “olası kast” değil de “bilinçli taksir” olması; Türkiye’ye sıfır baskı yapıldığının açık göstergesidir…
Ersin Tatar ve ahbapları Türkiye’yi yönetenleri asla eleştirmiyor; sadece “yağ çekiyor”, bu mesele KKTC adına fiyaskodur…

-*-*-

Mesela, dün Yenidüzen’de sevgili Ödül Muhtaroğlu, en bilimsel yanıyla, en doğru şekliyle anlattı; halkın borç içinde yüzdüğünü yazdı…
Devlet yönetimi adına, Erhürman’ın tam da dediğidir, “yönetilemiyor” değil, resmen “yönetilmiyor” bu memleket!
Gıynık grubundan Ekonomi gazetesi, ülkede ticari kredi faizlerinin yüzde 52’yi aştığını belirtti…
Bu ne demektir?
“Borcu olan ve kredi faizi sabit olmayan herkes battı” demektir…

-*-*-

Dümeni koptu, dingili parçalandı, frenleri patladı ve eniş aşağı giden bir kamyon!
Biz de kasada tıklım tıklım!

-*-*-

DAÜ’de kriz büyüyor!
Tatar’ın bir numaralı ahbabı, sırf siyaseten çürümesin, aman yenilgiyi göstermeyelim diye hala DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun başında oturuyor; sendika da laf söyleyemiyor, söylemiyor!
Toptan “kötü” durum!

-*-*-

Bugün Kıbrıs gazetesi yazdı; müftümüz reklam yıldızı oldu!
Özel şirketlerin Umre veya Kudüs gezilerinin reklamlarında “yer alıyor!”…
Bu nasıl bir ahlaktır Ali Cabbar?

-*-*-

Ve açlık!
İnsanlar artık aç!
Ve dün de yazdık, aç kalan ne yapar?
Aç kurt ne yaparsa!
Çalacak, çırpacak!
Polis de yetmiyor!
Mahkeme sığmıyor!

-*-*-

Hepsini geçtim; “asla olmaz, kesinlikle olmayacak” dediğimiz “BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs meselesine bir temsilci ataması da kesinleşmiş durumda!”

-*-*-

Her alanda, her anlamda “otur oğlum, sıfır” durumdaki bizimkiler ise nedense; ailesine tüm ders notları 10 olan karne götüren öğrenci heyecanında!
Lay lay lom bir devlet!
Daha ne diyeyim?


Haydi zayıflayalım!

Dizlerimde ciddi ağrılar vardı…
Londra’da yaşadığım yıllardan söz ediyorum…
2008 öncesiydi…
Mahalle doktoruma gittim, “uzman doktorun bakması lazım” dediler, 6 ay sonrasına randevu ayarladılar…

-*-*-

Gittim… 
Elimde röntgenler falan…
Doktor dosyama baktı, “140 kilosun ha…” dedi…
“Gülümsedim…”
48 kilo fazlan var, git o kiloyu ver, ayak ağrın kalmaz; bu kiloyla sana müdahale yapmam” dedi!
Kavgaya gireceğiz!

-*-*-

Meğer, sigara tiryakileri ile şişmanlara böyle davranıyorlarmış falan…
Peki neden?
Çünkü sen keyfinden dolayı şişeceksin, sigaranı içeceksin ve vergi mükellefleri de masraflarını mı karşılayacak?
Olmaz öyle şey!

-*-*-

The Times’ın dünkü manşeti…
İngiliz devleti, şişmanlardan dolayı senede 100 milyar Sterlin kaybediyor…
Veya şöyle diyelim; aşırı kiloluların ülkeye bir yılda 100 milyar Sterlin zararı var…
TL cinsinden hesaplamaya kalkmayın ama yaklaşık olarak KKTC’nin yıllık bütçesinin 25 katı falan!

-*-*-

Biz ne yapabiliriz?
En azından fikir üretebiliriz bu konuda ki o bile yok!
Neyse!
KKTC bir devlettir ve eşit egemendir!
Yüksek sesle söyleyin da olacak!
Anavatan, bayrak, ezan bir de yüce meclis tamamdır!